Sweet Dreams, stüdyo yaratıcılığının en ileri noktalarından birini temsil ediyor, 40 yıl sonra bile…
Seksenli yıllarda Fatih’in en büyük plakçısı olan Azra Müzik Evi’nde çalışırken, memleketin çektiği yokluğun hayli uzağındaydık. Çünkü dükkânın isimleri İbrahim olan her iki ortağının bir diğer ortak özelliği, Yunanistan’da yakın akrabalarının olmasıydı. Karışık kasetlere kayıt aldığımız plaklar oradan düzenli olarak gelir, henüz Unkapanı’nda karışık korsan plakları çıkmadan orijinalleri elimizde olurdu.
Dükkânın stüdyosunda geceli gündüzlü kaset kaydı yaparken elimden geçen yüzlerce, binlerce plaktan birisi de henüz bir kaç hafta önce çıkmış olan, İngiliz yeni dalga ikilisi Eurythmics’in “Sweet Dreams” albümüydü. İlk dikkatimi çeken şey, ikilinin o yıllarda yüzlercesini dinlediğimiz yeni-dalga-synthe albümlerindeki alışıldık pop numaralarına itibar etmemiş olduklarıydı. Albüm genel olarak yeni-dalga olarak tarif edilse de, içinde büyük bir müzikal çeşitlilik içeren tekno, blues, elektro-caz ve Latin esintili parçalar da vardı. İşte o seksenli yıllara damgasını vuran Ocak 1983 çıkışlı albüm şimdi tam 40 yaşında.
Sadece bende değil, tüm dünyada şaşırtıcı bir ilgi yaratmıştı “Sweet Dreams”. Seksenlerin başında yeni-dalga akımı yükselirken bu türü domine ediyordu.
Kısacık kırpılmış turuncu saçlı ve erkek takım elbisesi giyen tenor solist Annie Lennox, androjen görünümü nedeniyle o güne değin alışıldık pop yıldızları imajı kalıbını yıkmıştı. Albümdeki açılış parçası olan “Love is a Stranger”ın klibi Annie’yi “Gençleri yozlaştıran bir travesti gibi gösteriyor” gerekçesiyle ABD’de yasaklanmıştı. Albüme adını veren şarkının klibinde ise Annie ineklerle dolu bir tarlada çift cinsiyetli görüntüsüyle çok dikkat çekmiş; Newsweek ve The Face dergilerine kapak olmuştu.
Plak şirketi, koro bölümü olmadığı için “Sweet Dreams” şarkısının ABD’de tutmayacağını düşünüyordu. Oysa bu orijinal bir yaratıcılık ürünüydü. Eurythmics, karmaşık şarkı yazımını pop şekerlemesi olarak sunmak için neredeyse gizli bir formül icat etmişti. Cleveland’te bir radyoda çaldığında öyle güçlü tepkiler aldı ki, plak şirketi ABD’de yayınlamaya karar verdi. 20 yıl sonra Rolling Stone dergisi albüme adını veren şarkıyı “Tüm Zamanların En İyi 500 Şarkısı” listesinde 356. sıraya koymuş; 2020’de Grammy, Onur Listesi’ne almıştı. Bu karanlık şarkı, Annie’nin büyük şehrin kalabalığının ortasındaki tuhaf yalnızlık duygusunu yakalayan sessiz ve ürpertici sözleriyle kasvetli bir atmosferi tasvir ediyordu.
- 2022’nin En İyisiydi: Cecile McLorin Salvant
- Katilin Ölümü…
- Altından Kale: ABBA
- Bir Kuyruklu Yıldız: Komet
- Bir Kutuda Üç Albüm ve 50 Yıl: Paul McCartney
Annie ve gitarcı-besteci Dave Steward ikilisi, The Tourists topluluğu dağıldıktan sonra çift olarak ayrılsalar da Eurythmics adıyla birlikte çalışmayı sürdürüyorlardı. Deneysel ve gitar odaklı ilk albüm “In the Garden” ticari açıdan hayal kırıklığıydı. Bir sonraki albümde radikal değişikliklere gideceklerdi. Bu dönemde elektronik müziğe ilgi duymuş, yepyeni ekipmanlar satın almışlardı. Ekipman, 5.000 sterlinlik banka kredisi ile ikinci el olarak satın alınmıştı.
Albüm iki ayrı yerde kaydedilmişti. Önce Londra Chalk Farm semtinde bir çerçeveci dükkânın üst katında küçük bir stüdyoda, ardından Kuzey Londra’da The Church Stüdyoları’nın küçük bir odasında. Kayıtlar müzisyenlerin büyük kayıt stüdyolarını terk edip işlerini evlerinde görecekleri bir dönemin başladığına işaret ediyordu.
Annie depresyondaydı, Stewart ise bir akciğer ameliyatından yeni çıkmıştı. Sözler en mutsuz zamanlarını yansıtıyordu, umutsuz ve nihilist. Stewart, biraz canlandırmak için “Başını dik tut, devam et” dizesini ekleme gereği hissetmişti. Annie şarkının ritmini ve riff’ini duyunca, o an şarkıyı söylemeye başlamıştı. Bu yoksulluk ve çaresizlikten bir zafer çıkmıştı. Zorunluluktan doğan ikonik bir synth pop cevheri…
Eurythmics sound olarak kimliğini bu albümde bulmuştu. “Sweet Dreams”, stüdyo yaratıcılığının en ileri noktalarından birini temsil ediyor, 40 yıl sonra bile…