ABBA adı hep yaşadı, müzik endüstrisinin en sağlam gelir kaynaklarından biri oldu. Olmaya halen devam ediyor, “ABBA Gold” ile…
40 yıldır aktif olmadıkları halde, hayattakilerden katbekat etkili bir başka topluluk var mı, tartışılır. Şarkılarıyla sayısız kuşağı avcunun elinde tutan ABBA’nın “Gold” adlı toplama albümü 21 Eylül 1992 tarihinde çıkmıştı. Bugüne değin dünya çapında 32 milyondan fazla satış elde etti ve İngiltere’de tüm zamanların en çok satan ikinci albümü oldu. İçinde “Dancing Queen”, “Knowing Me, Knowing You”, “Take A Chance On Me”, “Mamma Mia” ve “The Winner Takes It All” gibi büyük hit şarkılar vardı. 30. yıldönümü şerefine “Gold” yeniden basıldı, ancak bu kez biraz farklı şekilde… Altın renginde çift plak ve 180 gr olarak basılan albüm, yanı sıra altın renginde kaset formatında da çıktı. Sınırlı sayıda üretildi ve belli bazı dükkânlarda ön sipariş alınarak piyasaya sunuldu.
İsveç’te yarım asrı geçen maceraya ilk adımını 1974 yılında çıkan “Waterloo” adlı parçayla atmıştı ABBA. O zamanlar iki kadın, iki de adamdan oluşan bu topluluğun kısa süre sonra dünyanın kalbini fethedeceğine çok insan ihtimal vermiyordu.
Topluluk 1966 yılında tanışan bu iki adam tarafından kurulmuştu. İkili ilk şarkılarını sadece birkaç hafta sonra yazmış, ardından besteci olarak ortaklık kurmuşlardı. 1969 baharında Björn ve Benny sadece nişanlıları değil, aynı zamanda ABBA’nın diğer yarısı olacak iki kadınla tanıştı. Björn ile Agnetha 1971, Benny ile Frida da 1978 yılında evlendi. Benny Andersson ve Björn Ulvaeus’un yazılan, Agnetha Fältskog ile Anni-Frid “Frida” Lyngstad tarafından tutkuyla yorumlanan her şarkı, listelerin basamaklarını üçer beşer tırmanmaya başladı.
Başlangıçta dört üye, solo veya ikili olarak kayıtlar yapıyordu. 1970 yılında dört sesin cazibesini keşfetti ve topluluk olmaya karar verdiler. 1972 yılında kaydettikleri “People Need Love” adlı şarkının gördüğü ilgiden cesaret alarak Eurovision Şarkı Yarışması seçimlerine girdiler “Ring Ring” şarkısıyla. Üçüncü oldular, ama şarkı birçok Avrupa ülkesinde hit oldu. 1974’te yine seçmelere girdiler, bu kez şarkının adı “Waterloo”ydu. Adlarını ilk adlarının kısaltması olan ABBA olarak değiştirdiler. ABBA ayrıca İsveçli bir konserve balık şirketinin adıydı; neyse ki firma sahipleri sorun çıkarmadılar. 1974’teki Eurovision Şarkı Yarışması’nı kazandığında ABBA ünlü olmuştu. “Waterloo” tüm Avrupa listelerinde 1 numara oldu. Ancak önlerinde bir engel vardı: Eurovision imajı kariyerlerini gölgeliyordu. O yaftadan ancak 1976 yılında “Arrival” albümü ile kurtulmuşlardı. Hatta daha da ileri gitmiş, tüm Avrupa’yı fethetmekle yetinmemiş, Amerika piyasasına da gözlerini dikmişlerdi.
İsveç kralı Carl Gustaf ile Silvia Sommerlath’in düğününden bir gün önceki galaya tek pop topluluğu olarak davet edilmiş ve ABBA burada “Arrival” albümünde yer alan “Dancing Queen” şarkısını seslendirmişti. Aslında çıkışından 30 yıl sonra bir eşcinsel marşına dönüşen şarkı, kraliyet düğünü için yazılmamıştı.
Müteakip yıllarda ABBA ateşi yanmıştı, bir daha sönmemek üzere. Sırasıyla çıkan albümler ve hit şarkılar kırılması zor rekorlara imza atıyordu artık. Şöhret sorun da yaratmıyor değildi: 1979 yılında Björn ve Agnetha boşandı. Şubat 1981’de de Benny ile Frida… Neyse ki bu ABBA’nın sonu anlamına gelmiyordu ama iki mutlu, müzik yapan çift imajı yıkılmıştı. 1982 yılı sonunda ABBA ara vermeye karar verdi. Aranın üzerinden 40 yıl geçmesine rağmen birleşme olmadı. Ancak topluluğun müziği yaşamaya devam etti: 1990’larda çok iyi cover versiyonları ve şarkıların film müziklerinde kullanılması isimlerinin yaşamasını sağladı.
Derken “ABBA Gold” geldi. ABBA şarkılarından oluşan “Mamma Mia!” müzikali büyük bir başarı kazandı. Sinema filmi gişe rekorları kırdı. ABBA adı hep yaşadı, müzik endüstrisinin en sağlam gelir kaynaklarından biri oldu. Olmaya halen devam ediyor, “ABBA Gold” ile…