James Brown’ın seslendirdiği “It’s a Man’s Man’s Man’s World” şarkısında erkekler ağır yükleri taşımak için trenleri icat etmiş olsalar da şarkının en can alıcı yerinde kadınlar olmasa bunların hiçbirinin anlamı olmadığı ifade ediliyor. Pek çok icat gibi otomobiller dünyasında da erkekler ön planda ancak başarılı bir co-pilot göreviyle kadınlar yeri doldurulamaz bir katkı sağlıyor. 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü dolayısıyla otomobil dünyasına yön veren kadınlara dair bir retrospektif hazırladık. İşte, geçmişten günümüze arabalı yaşama yön vermiş kadınlar…
Bertha Benz: İlk araba yolculuğunu o yaptı!
Dünyanın değişmesinde emeği olan bir çift: Otomobilin mucidi Karl Benz ve eşi Bertha Benz. Karl Benz, bilindik anlamda içten yanmalı motora sahip ilk otomobili ürettikten sonra bu otomobille ilk yolculuğu gerçekleştiren kişi de eşi Bertha Benz’den başkası değil. Bertha Benz güçlü bir kadın ve ölümsüz bir rol model olarak hem bir öncü hem de Mercedes-Benz’in ilk test sürücüsü olarak anılıyor. Bertha Benz’in, eşinin icat ettiği otomobille, evlerinden yaklaşık 100 km uzaklıktaki Pforzheim’e uzun soluklu bir yolculuk yapma kararı almasının üzerinden neredeyse 135 yıl geçti.
Bu yolculuk sırasında yakıtı biten ilk Benz otomobili için bir eczaneye uğrayarak hazırladığı bir karışımla aracı yeniden çalıştıran Bertha Benz, çevresindekilerin şaşkın bakışları arasında yolculuğunu tamamladı. Dünyanın ilk gerçek otomobil yolculuğunu gerçekleştiren Bertha Benz ve çocukları da bu sayede tarihe geçti.
Maria Teresa de Filippis: İlk Kadın Formula 1 Pilotu
Spor müsabakaları erkekler ve kadınlar kategorilerinde ayrılmış durumda. Ancak bu ayrımın henüz gerçekleşmediği ve yeni olduğu dönemlerde erkekler ve kadınlar aynı anda yarışabilirdi. Bunlardan biri de, yıllar içinde adı Formula 1 olarak düzenlenen otomobil yarışlarıydı. 1958 yılına gelindiğindeyse Formula 1’de ilk defa bir kadını, Maria Teresa de Filippis’i görüyoruz.
İtalyan bir aileden gelen ve kariyerinde motorsporlarına adımını attığı gibi, pek çok kategoride birincilikler kazanan Maria Teresa de Filippis, özgüveni ve mücadeleci kimliğiyle Formula 1’de şansını denedi. Sadece iki sezon Formula 1’de yarışarak öncü kadınlardan biri olan Maria Teresa de Filippis, 1959’da bir kaza sonrası yaşananlardan etkilenerek bu alandaki kariyerine son verme kararı aldı. Filippis’ten 15 yıl sonra Lella Lombardi’nin Formula 1’e katılmasıyla, motorsporlarının bu alanında bir kez daha kadın etkisi görüldü.
Lella Lombardi: Formula 1’de puan alabilen ilk kadın!
Maria Teresa de Filippis öncülüğünde kadınlar için Formula 1’de açılan kapı, 1974 yılında Lella Lombardi ile bir seviye ileriye taşındı. Yarış kariyerine karting ve sonrasındaki diğer üst seviyelerde başarılar ekleyen Lombardi, 1974’de ilk defa bir Formula 1 otomobilinin direksiyonuna geçebilme şansını buldu. Bu dönemde sıralama turlarında elenen Lella Lombardi, 1 Mart 1975 tarihinde Güney Afrika’da ilk Formula 1 yarışına çıktı.
27 Nisan 1975 tarihi ise hem kendi kariyeri hem de Formula 1 için bir ilkti. Lombardi, kariyerinin ikinci yarışını 6. sırada bitirerek, “Formula 1’de Puan Alan İlk ve Tek Kadın Pilot” oldu. Formula 1’de takip eden yıllarda üç farklı kadın pilot daha start almış olsa da hiçbiri Lella Lombardi’nin başarısını yakalayamadı!
Samiye Cahid Morkaya: Türkiye Cumhuriyeti’nin İlk Kadın Otomobil Yarışçısı
Değişen pek çok alışkanlık, 1920’li ve 1930’lu yıllarda genç Türkiye Cumhuriyeti’nde yaşanıyordu. Bunlardan biri de satışı her geçen gün artan otomobiller ve onları kullanan kadınlardı. Samiye Cahid Morkaya ise, Türkiye Cumhuriyeti tarihinin ilk ehliyetli kadın sürücüsü olarak biliniyor. Pangaltı Amerikan Garajı’ndan ehliyetini alan Samiye Cahid Morkaya, aynı zamanda Türkiye Cumhuriyeti’nin “İlk Kadın Otomobil Şampiyonu”dur.
Dönemi için, Türkiye’de Turing Kulübü tarafından yeni formatlarda düzenlenmeye başlanan otomobil yarışları, benzerleri yurtdışındakiler gibi erkek egemen bir katılımcı grubuyla gerçekleşiyordu. 1930 ve 1931 yıllarında bu yarışlara katılan ilk kadın olan Samiye Cahid Morkaya, 1932’de ilk şampiyonluğuna ulaştı. İstinye-Zincirlikuyu arasındaki 9.5 kilometrelik etabı, kendisine en yakın rakibi Vehbi Bey’e 17 saniye fark atarak ve bir önceki yılın rekorunu da 5.4 saniye geliştirerek tamamlayan Samiye Cahid Morkaya, bir ilki gerçekleştirdi.
Yarışa başvurduğu andan itibaren engellemeler ve itirazlara rağmen yoluna devam eden Morkaya, yarış sonrasında açılan dava karşısında da dik duruşundan ödün vermedi. Yarışta ikinci olan Vehbi Bey’in açtığı davada, “Bir kadının da yarışa katılabileceği ve kazanabileceği” kararı çıktı. Lakin, başvurusu kabul edildikten sonra itiraz etmenin de bir anlamı yoktu. Samiye Cahid Morkaya, bir yıl sonra, 1933’te de aynı yarışı kazandı. 1934’te ise kaza yaparak yaralandı ancak otomobil sporlarında yarışmadan destek vermeye devam etti.
Otomobil Sporlarında Kadın Spor Kulübü: Kısaca OSKK!
Türkiye’de bir kadın olarak otomobil sporlarıyla ilgileniyor ancak ne yapacağınızı bilmiyorsanız, size yön gösterebilecek bir dernek var. Kısaca OSKK olan Otomobil Sporlarında Kadın Spor Kulübü, Türkiye Otomobil Sporları Federasyonu ile koordineli bir şekilde çalışıyor. Yıl boyunca etkinlikler ve yarışma lisansları konusunda kadınları bir araya getiren dernek, deneyimli kadrosuyla otomobil sporlarının ülkemiz kadınları arasındaki bilinirliğini artırarak, sporcu ve görevli rolündeki kadınlarımızın mevcudiyetini arttırmayı kendine vizyon olarak belirliyor.
Michele Mutton: Ralli dünyasının efsane kadını!
Seri üretim otomobillerin yarış versiyonları olarak bilinen ralli kategorisinde Michele Mutton, yüzlerce erkek arasında en fazla yarış kazanan kadın olarak tarihe geçti. Katıldığı 50 ralli müsabakasının 4’ünü birinci pilot olarak tamamlayan Mutton, 9 podyum ve 162 etapta en iyi zamanı yaparak kariyeri boyunca 229 puan topladı. Ralli kariyerine 1974 yılında Alpine-Renault ile başlayan, takip eden dönemde Autobianchi, Fiat ve Lancia ile yarıştıktan sonra 1981’de Audi’ye geçen Michelle Mutton, 1981 Sanremo Rallisi’nde ilk zaferini Audi Quattro ile elde etti. 1982 sezonunda aynı takımla 3 ralli daha kazanan efsane pilot, 1984’te son ralli puanını kazanmasının ardından 1986’da ralli parkurlarından emekli olarak aile hayatına odaklandı.
Henüz 14 yaşındayken babasının Citroen 2CV’sini kullanarak başladığı otomobil serüveninde 1972, co-pilot olarak ralli ile ilk tanıştığı yıl oldu. 1974’te pilot olarak döndüğü ralli şampiyonasında Fransa ve Avrupa Kadınlar Şampiyonu oldu. Christine Dacremont ve Marianne Hoepfner ile tümü kadınlardan oluşan bir sürücü takımında dönüşümlü yarıştıkları 1975 yılı 24 Saat Le Mans yarışındaysa, 2.0 litrelik prototipler kategorisinde zafere ulaştılar.
Michelle Mutton’un hayatının konu alındığı “Queen of Speed”, 2022 Emmy Ödülleri’nde “Yılın En İyi Spor Belgesel”i seçildi. Mutton için; motorsporları efsanelerinden Stirling Moss “En İyilerden Biri”, Niki Lauda ise “Süperkadın” ifadelerini kullanmıştı. 2024 itibarıyla 72 yaşında olan Michelle Mutton, motorsporları ve dolayısıyla otomobil dünyasının en hızlı ve en başarılı kadınları arasında anılmaya devam ederken, sayısız etkinlikte deneyimlerini gelecek nesillere aktarmaya devam ediyor.
Mary Barra: Otomotivdeki ilk kadın CEO!
Bir dönem dünyanın en büyük otomotiv endüstrisi olan Amerika Birleşik Devletleri’nde, “3 büyükler” olarak bilinen markalar, Chrysler, Ford ve General Motors’dur. Bu üçlü arasında General Motors, 2014 yılında ilk defa bir kadının, Mary Barra’nın CEO olmasıyla önemli bir devri başlattı. 2013’te Forbes Dergisi tarafından “Dünyanın En Güçlü Kadınları” listesine 35’inci sıradan giren Mary Barra, 2018’de 4’üncü sıraya kadar yükseldi. Fortune Dergisi’ne göre kendisi 2014’te 2., 2015’te ise ilk sırada yer aldı. 2017 yılındaki kazancının yaklaşık 22 milyon dolar olduğu tahmin edilen Barra, 1980 senesinde henüz 18 yaşındayken General Motors’da çamurluk panelleri ve kaputların kalite kontrolünü yaparak çalışmaya başladı. 2008’de Küresel Üretim Mühendisliği, Küresel İnsan Kaynakları başkanlıklarına atanan Mary Barra, 2011’de Küresel Ürün Gelişim bölümünün başkanı oldu.
Otomotiv sektöründeki ilk kadın CEO ve Yönetim Kurulu Başkanı olmasıyla beraber General Motors’daki fazla platformlardan kurtulan ve marka sayısını azaltmasıyla eleştirilen Mary Barra, şirketin sürdürülebilirliğe ve start up’lara odaklanmasını sağladı. Yüzlerce otomobil modelinden sorumlu olan Mary Barra’nın favorileri ise Chevrolet Camaro ve Pontiac Firebird.
Linda Jackson: Peugeot’nun dişi aslanı!
Otomobil dünyasına yön veren kadınların en güncellerinden Linda Jackson’ın kariyeri adeta bir başarı öyküsü. Kariyerine 1977’de başlayan, Jaguar, British Leyland, Austin Rover ve Rover Grubu gibi İngiliz otomobil markalarındaki görevlerinden sonra 2005’de Citroen’e geçen Linda Jackson, 2014 yılındaysa Citroen CEO’su olarak atandı. Ana akım bir otomotiv markasının CEO’su olarak atanan üçüncü, İngiliz kökenli ilk kadın unvanlarını kazanan Linda Jackson, 2021’de de Peugeot CEO’su pozisyonuna geldi. Günümüzde Linda Jackson, otomobil dünyasının en ilham verici kadın yöneticilerinden biri olarak anılıyor.
Britta Seeger: Türkiye’de bir ilkti!
Mercedes-Benz’in Türkiye’de faaliyetlerini yürüten şirket Mercedes-Benz Türk A.Ş., Ağustos 2015 itibarıyla yeni Direktörler Kurulu Başkanı’nın Britta Seeger olmasıyla bir ilki gerçekleştirmişti. Britta Seeger, Mercedes-Benz Türk A.Ş.’nin ilk kadın CEO’su olurken, tarihler Temmuz 2016’yı gösterdiğinde Almanya’da Mercedes-Benz Otomobil Pazarlama ve Satış Grubu Başkanlığı’na atandı. Şirketteki kariyerine 1992’de Müşteri Hizmetleri’nde başlayan Seeger, günümüzde Mercedes-Benz Grup Pazarlama ve Satıştan Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi olarak, otomobile yön veren kadınlar arasında yer alıyor.
Burcu Çetinkaya: Yeni göreviyle bir kez daha gündemde!
Motosporları kariyerine 7 kez Türkiye Ralli Kadın Pilotlar Birinciliği sığdıran Burcu Çetinkaya, 2024 itibarıyla Uluslararası Otomobil Federasyonu’nun (FIA) Kadınlar Komisyonu’na seçilerek yeniden gündeme geldi. Motorsporlarında kadınların gelişimini desteklemek için büyük bir tutkuya sahip olan Burcu Çetinkaya, pek çok iletişim aracına ek olarak sosyal medyayı da etkili kullanarak pek çok kadın için ilham vermeyi sürdürüyor.