Saatolog.com.tr

Saatolog.com.tr Logo

Birim Gönülşen Özyürekli: “Toplumsal Eşitliği Sağlamak Hepimizin Geleceği İçin Kritik”

7 Mart 2025
Birim Gönülşen Özyürekli: “Toplumsal Eşitliği Sağlamak Hepimizin Geleceği İçin Kritik” Saatolog Özel Röportaj Birim Gönülşen Özyürekli: “Toplumsal Eşitliği Sağlamak Hepimizin Geleceği İçin Kritik”
Bugüne dek birçok kadın projesiyle ses getiren Visa Avrupa Büyüme Pazarlaması Genel Müdür Yardımcısı Birim Gönülşen Özyürekli, toplumsal eşitliğin bir kadın meselesinden çok daha fazlası olduğunun altını çiziyor.

İş dünyasında her sektörün kendine ait dinamikleri olduğu kesin. Bazıları daha esnek bir yapılandırmayı kaldırabiliyorken bazıları sert çekişmelerin, rekabetin çetin bir şekilde yaşandığı arenalara dönüyor. Kuşkusuz pazarlama departmanları buna en çok tanık olan iş alanlarından biri. Sektörler üstü bir çeviklik, vizyon ve kalabalık ekiplerle işbirliği gerektiği aşikar.

20 yılı aşkın süredir hızlı tüketimden medyaya farklı sektörlerin pazarlama alanında görev yapan Birim Gönülşen Özyürekli, bugüne dek sayısız projeyle birçok prestijli ödülün sahibi. Şüphesiz iş dünyasına, ses getiren projelerine dair kendisinden dinlenecek onlarca hikaye var. Ancak biz 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü onunla başka türlü bir kutlamaya dönüştürmek istiyoruz. O, Hürriyet Aile İçi Şiddete Son Kampanyası’yla şiddet gören kadınlara, VISA’yla fon bulmakta zorlanan kadın futboluna ve hatta teşvik ihtiyacı olan kadın kooperatöflerine kadar birçok kadının hayatında fark yaratan işlere imza atan bir lider. Olumsuzluklardan ziyade gideceği yöne odaklanan Gönülşen Özyürekli, pozitife odaklanan vizyonuyla birçok genç kadına cesaret veriyor.

Öncelikle en basit ve en zor sorudan başlayalım. İş dünyasında kadın olmanın nasıl bir ayrıcalığı ve dezavantajı oldu sizin için?

Kariyer yolculuğum boyunca karşılaştığım fırsatlar ve zorlukları belli aralıklarla düşünüyorum. Hatta her baktığımda bazı tanımların da değiştiğini fark ediyorum. Fırsat sandıklarımın zorluk, bazı zorlukların da aslında içindeyken hissedemediğim kadar büyük şanslar olduğunu görüyorum.

Ancak bunları sadece cinsiyet üzerinden değerlendirmek tabloyu eksik bırakır. En önemli nokta, istikrarlı bir biçimde merkeze performansı koymak ve işinize odaklanmak. Gideceğiniz yönü bilmek, hızdan daha önemlidir sözü benim için bu yaklaşımın özeti. Gideceğim yönü bilirsem, kariyerimin kontrolünü de elime alabileceğime inandım hep.

Visa Avrupa Büyüme Pazarlaması Genel Müdür Yardımcısı Birim Gönülşen Özyürekli
Visa Avrupa Büyüme Pazarlaması Genel Müdür Yardımcısı Birim Gönülşen Özyürekli

Bir kadın olarak kariyerinizin başından bu yana iş dünyasında ne gibi değişiklikler gözlemlediniz?

Son 20 yılda önemli bir ilerlemenin kaydedildiğine tanıklık ettim. Kurumlar giderek daha kapsayıcı hale geldi, çeşitlilik artık bir avantaj olarak görülüyor ve kadın liderlerin sayısı her geçen gün artıyor. Pek çok araştırma çeşitlilik içeren ekiplerin daha yenilikçi ve başarılı olduğunu ortaya koydu. Dünya Ekonomik Forumu’nun araştırmalarına göre, cinsiyet çeşitliliği yüksek olan şirketlerin finansal performanslarının yüzde 25 oranında daha iyi olduğu görüldü. Ayrıca, kadınların yönetim kurullarında yer aldığı şirketlerin daha iyi kurumsal yönetim uygulamalarına sahip olduğu da gözlemleniyor.

Bu değişimlerin yanı sıra çeşitli sektörlerde kadın liderlerin artması, genç kadın profesyoneller için ilham kaynağı oluyor ve onların kariyer hedeflerini daha yüksek tutmalarını sağlıyor. Kadın liderlerin, özellikle mentorluk ve rol model olma konusunda önemli katkıları bulunuyor. Bu, kadınların kariyer basamaklarını tırmanırken karşılaştıkları zorlukları aşmalarına yardımcı oluyor.

Elbette yolculuk boyunca karşılaştığım zorluklar da oldu. Ancak, bu tür engellerle karşılaştığımda performansa ve sonuçlara odaklanmak, neden başladığımı unutmamak bana çok yardımcı oldu. Simon Sinek’in “Start with Why” kitabı, kitabın özünü anlattığı Ted konuşması benim için bir pusula

Cinsiyet çeşitliliği yüksek olan şirketlerin finansal performansları yüzde 25 oranında daha iyi.

Kariyerinize dışarıdan bakan herhangi biri kadın meselelerine olan hassasiyetinizi rahatlıkla görebilir. Hürriyet Aile İçi Şiddete Son Kampanyası, Kızlar Sahada Futbol Okulları, kadın kooperatiflerine destek programları bunlardan sadece birkaçı. Bu projelerin çıkış motivasyonu sizin için nedir?

Kadınlar, toplumun ve ekonominin yüzde ellisini oluşturuyor. Dolayısıyla, onların ekonomik ve sosyal hayatta güçlü bir şekilde yer almaması, sadece kadınlar için değil, tüm dünya için büyük bir kayıp. Kadınların kendi ayakları üzerinde durması, finansal bağımsızlıklarını kazanmaları ve hayallerini gerçekleştirebilmeleri için desteklenmeleri gerekiyor. Bu noktada, hayata geçirdiğimiz projelerin ana motivasyonu, kadınlara potansiyellerini hatırlatmak ve onları cesaretlendirmek.

Hürriyet Aile İçi Şiddete Son Kampanyası’ndan Visa’nın kadın futboluna verdiği desteğe, kadın kooperatiflerini güçlendiren programlardan finansal kapsayıcılık projelerine kadar birçok çalışmada yer aldım. Çünkü ekonomik ilerlemenin ve sürdürülebilir büyümenin önemli anahtarlarından biri de kadınların istihdama ve ekonomiye dahil olduğu bir sistemden geçiyor. Kadınların iş hayatına ve girişimciliğe katılımı sadece bireysel başarılarını değil, aynı zamanda toplumun refahını da artırıyor.

Benim için en önemli noktalardan bir başkası da kendi yolculuğumun başkalarına ilham olabilmesi. Kadınların, hayatlarında ve kariyerlerinde büyük başarılara ulaşabileceklerine dair güçlü bir inançları olması gerekiyor, çünkü çok büyük bir potansiyele sahipler. Bu nedenle hem bireysel olarak hem de içinde yer aldığım projelerde kadınlara gereken desteği sağlamak ve fırsat eşitliği yaratmak benim için çok kıymetli.

Son 20 yılda önemli bir ilerleme kaydedildiğini söylediniz. Sizce kadınların güçlendirilmesine yönelik toplumsal cinsiyet eşitliği projeleri bugün nasıl karşılanıyor?

Geride bıraktığımız 20 yılda toplumsal cinsiyet eşitliğini güçlendirmeye yönelik projelerin giderek daha fazla destek gördüğüne tanıklık ettik. Tüm dünyada olduğu gibi, Türkiye’de de bu tür projelerin sayısının ve etki alanının arttığını görmek çok olumlu bir gelişme. Toplumsal cinsiyet eşitliği konusunda farkındalık arttıkça, iş dünyasından spora, girişimcilikten eğitime kadar pek çok alanda somut ilerlemeler de kaydedilmeye devam ediyor. Elbette kat edilecek yolumuz var, ancak gelinen noktada bu projelerin daha fazla sahiplenildiğini ve etkisinin arttığını görmek umut verici.

Toplumsal cinsiyet eşitliği üzerine konuşurken aynen bu soruda olduğu gibi ilerlemelere odaklanmayı çok kıymetli buluyorum. Doğru bilgilere sahip olmak, farkındalığı artırmak ve her zaman ilerleme odaklı olmak bu konuda yol alırken çok önemli.

Birim Gönülşen Özyürekli: “Toplumsal Eşitliği Sağlamak Hepimizin Geleceği İçin Kritik”
Visa Avrupa Büyüme Pazarlaması Genel Müdür Yardımcısı Birim Gönülşen Özyürekli

Pazarlama alanında kazandığınız 50’den fazla ödül arasında sizin için en anlamlı olanı hangisiydi?

Women to Watch: Fark Yaratan Kadınlar ödülünün benim için çok ayrı bir yeri var. Potansiyeli olan ve iş dünyasında fark yaratan kadınlara verilen bu ödül, kadınların profesyonel hayattaki mücadelesini vurguluyor. Sadece o andaki başarıyı değil, potansiyeli de göz önüne alıyor. Bu ödülü aldığım dönemde medyada çalışıyordum. İçinde bulunduğum ekibin büyük bir bölümü ve yöneticilerin bazıları çok değerli kadınlardan oluşuyordu ve bu ödülün hem şirket içinde hem şirket dışında çok ilham verici olduğunu gördüm. Bu ödülü genç denebilecek bir yaşta aldım. Bu nedenle benim için hem kişisel hem de profesyonel anlamda önemli bir dönüm noktası oldu. Savunduğum değerlerimle, inandığım ve izlediğim ilkelerimle de örtüşmesi açısından benim için yeri ayrıdır.

Kadın liderler, çalışanlarının potansiyellerini ortaya çıkarma konusunda daha duyarlı olabiliyor.

Kadın olmanın liderlik ve iş yaşamındaki stratejik kararlarınıza nasıl bir etkisi oluyor?

Haklı olarak iş hayatında, karar verme ile ilgili süreç en fazla merak edilenler arasında. Belki bir adım geri gelip iyi bir liderliğin karar vermenin yanında pek çok öğeden oluştuğunu hatırlamakta fayda var. Benim odağımda tutmayı en çok önemsediğim konu, çalıştığım insanların potansiyelini en üst seviyeye çıkarmak ve onların gelişimleri için doğru kapıları açabilmek. Kariyerim boyunca da kadın liderlerin, insanı merkeze koyma konusunda güçlü bir eğilim sergilediğini gözlemledim.

Çalışanlarının potansiyellerini ortaya çıkarma konusunda daha duyarlı olabiliyor. İnsan odaklı bir liderlik yaklaşımı, çalışanların gelişimini ve mutluluğunu ön planda tutmayı gerektiriyor. Bu da bir organizasyonun başarısının sürdürülebilirliği için çok kritik bir faktör. Ayrıca özellikle insan ilişkilerindeki becerileri ve takım dinamiklerine sağladıkları uyumla iş hayatına daha kolay entegre olabiliyorlar. Bu yaklaşım stratejik kararlar alırken daha derin bir empati ve anlayış gerektiren durumları yönetmeyi kolaylaştırıyor. Bana göre, insanları motive etmek, onlara gelişim fırsatları sunmak ve dolayısıyla organizasyonun verimliliğini artırmak, kadın liderlerin genellikle daha iyi yönetebildiği alanlardan biri.

Farklı ülkelerde çalışmış bir profesyonel olarak kültürel farklılıkların kadın projelerine nasıl bir etkisi olduğunu düşünüyorsunuz?

Farklı kültürden insanların bir arada çalıştığı ortamlarda sadece iş yapış biçiminde değil, aynı zamanda insanlara yaklaşımda da büyük farklar gözlemliyorum. Her bir kültür birbirini besliyor. Bu çeşitlilik, hem insanları daha esnek hale getiriyor, hem de her duruma bakış açımızı dönüştürüyor. Yaratıcılığı artırıyor. Kadın projelerine de bu kültürel farklılıkların katkısı büyük. Her ülkedeki kadınların deneyimleri, hayata bakış açıları, yaşadıkları zorluklar ve sahip oldukları fırsatlar farklı olabiliyor. Farklı deneyimler bir araya geldiğinde, sadece kadınların dünyadaki rolünü güçlendiren değil, aynı zamanda tüm toplumların gelişimine katkı sağlayan bir zenginlik ortaya çıkıyor.  Her ülkenin kadın projelerine yaklaşımı farklı olsa da bu farklılıkların ortak bir amaca hizmet ettiğini görmek ilerleme konusundaki umudumu artırıyor.

Toplumsal cinsiyet eşitliği perspektifinden düşündüğümüzde iş dünyası ve politikalarını beğendiğiniz ülke neresi oldu?

2022 yılında Londra’da hayata geçen Imagine (Hayal Et) kampanyası, iş dünyasındaki toplumsal cinsiyet kalıplarını sorgulayan güçlü bir farkındalık çalışmasıydı. CPB London tarafından başlatılan kampanya, insanlara bir CEO veya hemşire hayal etmelerini söyleyerek, zihinlerinde bu meslekleri hangi cinsiyetle özdeşleştirdiklerini ortaya koydu. Kadınların liderlik rollerinde, erkeklerin ise bakım odaklı mesleklerde daha az hayal edilmesine dikkat çeken kampanya, toplumsal cinsiyet eşitliği konusunda farkındalık yaratırken, eşitliği teşvik eden STK’lara bağış toplayarak somut bir etki de yarattı.

Pazarlamanın böyle toplumsal konular için bir araç olarak kullanılması da çok kıymetli çünkü çok hızlı bir şekilde farkındalık yaratabiliyor ve geniş kitlelere ulaşmada etkili oluyor. Bu gibi kampanyaların sadece bir ülkeyle sınırlı kalmaması, toplumsal cinsiyet eşitliği konusunda farkındalık yaratan projelerin daha da yaygınlaşması gerektiğine yürekten inanıyorum. Ülkelerden bağımsız olarak, ne kadar fazla insan, bakın insan diyorum özellikle, sadece kadın değil, bu konuda farkındalığını arttırır, bilgi sahibi olur ve kendini ifade ederse, dönüşüm o kadar hızlı gerçekleşir.

Birim Gönülşen Özyürekli: “Toplumsal Eşitliği Sağlamak Hepimizin Geleceği İçin Kritik”
Visa Avrupa Büyüme Pazarlaması Genel Müdür Yardımcısı Birim Gönülşen Özyürekli

Kadın olmanın her yaşta, her ülkede, her toplulukta karşılaştığı farklı engeller oluyor. İş dünyasında örnek gösterilen bir kadın lider olarak siz ne tür zorluklarla karşılaşıyorsunuz?

Kadınların karşılaştığı zorlukların temelinde genellikle toplumsal normlar ve yetiştirilme tarzı yatıyor. Bu nedenle özellikle de iş hayatındaki liderlik rollerinde kadınlar kendilerini zaman zaman yetersiz hissedebiliyorlar. Ancak İngiliz filozof John Locke’un da altını çizdiği gibi, bu doğuştan gelen içgüdüler veya genetik faktörlerden ziyade, çevre ve deneyimlerden kaynaklanıyor. Bu nedenle tüm kadınların, kendi yeteneklerinin ve becerilerinin farkında olması, bu özgüvenle yola devam etmesi, yani “otantiklik” çok değerli. Başarıya ulaşmak için sadece işe odaklanmak, zaman ve enerjiyi zorluklarla harcamamak gerektiğine inanıyorum.

Tüm kadınların, kendi yeteneklerinin ve becerilerinin farkında olması, bu özgüvenle yola devam etmesi, yani “otantiklik” çok değerli.

Siz bu engelleri aşmak için ne gibi stratejiler geliştirdiniz?

Kişisel olarak, kariyerim boyunca her durumda kendimi doğru şekilde ifade etmeye ve sesimi duyurmaya özen gösterdim. Eğer sesim duyulmadıysa, ayağa kalktım. Çünkü dünyanın her yerinde hâlâ cam tavanlar var ve kadınların sesini duyurması büyük önem taşıyor. Dünyada hâlâ cinsiyet eşitliğinin sağlanması için ciddi bir mücadele sürüyor ve örneğin, Dünya Ekonomik Forumu’nun 2024 raporuna göre, dünyada cinsiyet eşitliğinin sağlanması için 134 yıl gerekiyor. Bu da kabaca söylemek gerekirse, beş jenerasyon anlamına geliyor.

Visa, bu noktada benim en gurur duyduğum kurumsal deneyimlerimden bir tanesi. Şirketimizde kadınların liderlik rollerinde yer alabilmesi için çok net ve kapsayıcı kurallar bulunuyor. Küresel olarak, Visa’nın 9 bini aşkın çalışanının yüzde 42’si kadın ve dünya çapında kadın yönetici oranımız yüzde 36. Türkiye’de de birçok önemli pozisyonda kadın liderlerimiz var, Türkiye’deki genel müdürümüz dahil olmak üzere.

Kurum içinde sadece eşit fırsatlar sunmakla kalmıyoruz, aynı zamanda çalışanlarımızın, müşterilerimizin ve paydaşlarımızın farklı ihtiyaçlarına göre çözümler üretiyoruz. Kadınların iş hayatında karşılaştıkları engelleri aşmak için, her birimizin bu konuda aktif olarak elini taşın altına koyması gerektiğine inanıyorum. Çünkü toplumsal eşitliği sağlamak, sadece kadınların değil, toplumun bütün bireylerinin geleceği için kritik bir adım. Ekonomik büyüme ve sürdürülebilir kalkınma için tüm bireylerin potansiyelini tam anlamıyla ortaya koyabilmesi gerekiyor.

Kendi deneyimlerinizden yola çıkarak, genç kadın profesyonellere ne gibi tavsiyelerde bulunursunuz?

Genç kadın profesyonellere verebileceğim en önemli tavsiyelerden biri, kariyerlerini çeşitlendirmeleri ve farklı deneyimler edinmeleri. Günümüz iş dünyasında tek tip bir kariyer inşa etmek, giderek daha az tercih edilen bir seçenek haline geliyor. Çeşitli sektörlerde, farklı şirketlerde ve farklı sorumluluk alanlarında çalışmak, hem profesyonel becerileri geliştirmek hem de kariyerin her aşamasında yeni fırsatlarla karşılaşmak açısından büyük önem taşıyor. Bu çeşitlilik, farklı perspektifler kazandırmanın yanı sıra daha geniş bir deneyim yelpazesi oluşturmaya da olanak tanıyor.

Bir diğer tavsiyem, kendinizi iyi ifade edebilmek için sürekli olarak dil becerilerinizi geliştirmeye çalışmanız. Dil, iş dünyasında sizi en güçlü şekilde ifade etmenin ve çevrenizdeki insanlara etkili bir şekilde mesajlar verebilmenin en önemli anahtarlarından bir tanesi.

Ayrıca, her durumda gelişmeye açık olmak çok değerli. ‘Growth mindset’ yani büyüme ve gelişme odaklı bir yaklaşım, kariyerinizin her döneminde size yeni öğrenme fırsatları sunacaktır. Kendi potansiyelinize inanarak, her hatayı ve her zorluğu bir gelişim fırsatı olarak görerek ilerlemek oldukça önemli. Zorluklarla karşılaştığınızda pes etmek yerine, bu anları kendinizi geliştirmek için bir fırsat olarak değerlendirin. Kariyerin 400 metre koşusu değil, bir maraton olduğunu unutmayın; inişler ve çıkışlar olacaktır, ancak gelişmeye ve öğrenmeye açık olduğunuz sürece her zorluk ayrı bir fırsata dönüşebilir.

Son olarak, kendi değerlerinize ve inançlarınıza her daim sadık kalın. Unutmayın, bugün ilham aldığınız kadın liderler gibi, siz de geleceğin genç profesyonellerine ilham verebilirsiniz. Çünkü toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlamanın yolu, kadınların birbirlerine verdiği destek ve ilhamla mümkün.

Birim Gönülşen Özyürekli: “Toplumsal Eşitliği Sağlamak Hepimizin Geleceği İçin Kritik”
Visa Avrupa Büyüme Pazarlaması Genel Müdür Yardımcısı Birim Gönülşen Özyürekli

Kariyerin 400 metre koşusu değil, bir maraton olduğunu unutmayın; inişler ve çıkışlar olacaktır, ancak gelişmeye ve öğrenmeye açık olduğunuz sürece her zorluk ayrı bir fırsata dönüşebilir.

Bugüne dek farklı sosyal statülerden, mesleklerden, yaşlardan kadınların ihtiyaçlarına dokunan projelere imza attınız. Gelecekte hayata geçirmeyi planladığınız projeler veya odaklanmak istediğiniz yeni alanlar neler?

Gelecekte, 20 yılı aşkın kariyerimde edindiğim deneyimlerimi çok daha fazla gençle ve kadınla paylaşmayı hedefliyorum. Kariyerimin “geri verme” dönemine geldiğimi düşünüyorum. Bu nedenle gençler ve kadınlar için, kariyerinin başında olanlar ya da ortasında olup tıkanmış hissedenler için rehberlik yapmak, onları cesaretlendirmek, yol gösterici olmak benim için çok değerli. Bu sadece genç kadınlar için değil, tüm gençler için geçerli. İnsanların potansiyelini daha iyi anlamalarına yardımcı olmak, kendi yolculuklarında onları desteklemek, bir sonraki neslin liderlerinin yetişmesine katkıda bulunmak benim için en büyük önceliklerden bir tanesi.

Madrid’de yaşıyorsunuz. Akdeniz’in hem aşina olduğumuz hem de içinde ‘yabancı’ olduğunuz bir kültüründe yerleşik hale gelmek nasıl bir deneyimdi?

Ülke değiştirmek hiç kolay bir şey değil. Konfor alanına dair her şeyi geride bırakıyorsunuz, duygularınız özellikle özlem yoğunlaşıyor, zorluklardan bazıları mercek altında gibi daha büyük görünüyor, doğru mu yaptım diye kulağınıza fısıldayan bir ses oluyor. Daha da uzar gider liste. Ama içinde zorluk barındıran pek çok deneyimde olduğu gibi, son derece de zenginleştirici. Zenginleşme, bu zorluklarla birlikte geliyor ve onları bir arada kabul etmek kıymetli. Yeni bir kültüre adapte olmak, sevdiklerinizi ve alışkanlıklarınızı geride bırakmak, bazen yalnızlık hissiyle baş başa kalmak… Bunlar bir yolculuğun en doğal parçaları. Ancak ben kariyerimde olduğu gibi bu deneyimde de zorluklardansa bana katacaklarına odaklanmayı tercih ettim.

Her yeni başlangıç bir adaptasyon süreci gerektiriyor. Daha önce de yurt dışında yaşamıştım ve kendime daha önce yaptığım hataları yapmayacağım dedim. Her deneyimde en azından hataları yenilemek şart. Zor gelen konuları çözmenin yolu her seferinde savaşmak değil mesela, kabullenmek de bazen çözümün ilk adımı. Beni en çok büyüten şeylerden biri, her gün yeni bir şey öğreniyor olmak. Bu deneyimi düşünen herkesin kendi motivasyonunu bilmesi ve neden bu değişikliği yaptığını hep hatırlaması mutlaka yardımcı olacaktır.

Bir kızınız var. Genç nesillerin dünyaya bakış açısı önceki jenerasyonlardan çok farklı. Siz kızınızdan ne öğrendiniz?

Kızım 9 yaşında, hamilelik dönemini de dahil ederek annelik deneyiminde 10 yıla yaklaşıyorum diyebilirim. Çocukluğun nasıl bir şey olduğunu yetişkin olarak yeniden görmek, hissetmek ve belli ölçüde yaşamak için verilmiş bir şans olduğunu düşünüyorum çocuk sahibi olmanın. Yetişkin yani yetiştirilmiş kişi olmadan önce sınırsız bir yaratıcılık, hesapsız kitapsız bir iyilik ve içinden gelenle mutlu olabilme hali çocukluk. Ama maalesef çok hızlı geride kalıyor.

Kızım da bana bu güzel duyguların hepsini yaşattı. Onunla oyunlar icat etmeyi çok seviyoruz. Küçüklüğünden beri bize özel oyunlarımız var. Adlarını da biz koyuyoruz. Ve her seferinde sadece hayal ederek ne kadar mutlu olduğunu görüyorum. Biz hayal edince her mekân oyun alanı, elimizin altındaki her şey oyuncağa dönüşebiliyor. Hayal gücündeki bu sınırsızlık beni her seferinde çok etkiliyor.

Ezgi Yıldız Kefeli: “Kadınlar Lider Olduğunda Dünyayı Değiştirme Gücüne Sahip Oluyorlar”

Otomobil Dünyasına Yön Veren Kadınlar

Saat Dünyasının Kadınları