Mercedes-Benz Otomobil Pazarlama ve Kurumsal İletişim Grup Müdürü Ezgi Yıldız Kefeli, iş yaşamında genç kadınların önünü açan She’s Mentoring Programıyla yarattıkları farkı anlatıyor.
Gelin, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü kadınlara özel indirim kampanyalarından ya da başarılı kadınları kutladığımız bir günden ziyade toplumsal cinsiyet eşitliği adına atılan adımları yüksek sesle konuşacağımız, daha kapsayıcı bir geleceğin inşası için harekete geçeceğimiz önemli bir fırsat olarak görelim. Kuşkusuz son yıllarda birçok kurum sadece bugün özelinde değil, sürdürülebilir projelerle eşitlikçi bir iş dünyası için sorumluluk üstlenmiş vaziyette. Mercedes-Benz de bu markalardan biri.
Genç kadınlara ilham veren, kariyer yolculuklarında onlara rehberlik eden ve liderlik potansiyellerini en üst seviyeye çıkarmayı amaçlayan She’s Mentoring Programı, öncü bir girişim olarak öne çıkıyor. Kadınların bilimde, sanatta olduğu kadar bugüne dek erkek egemen sayılan birçok iş alanında da üstlendikleri liderlik rolleriyle ne kadar dönüştürücü olduklarını bir kez daha görüyoruz. Şüphesiz, yol uzun. Mercedes-Benz Otomobil Pazarlama ve Kurumsal İletişim Grup Müdürü Ezgi Yıldız Kefeli de She’s Mentoring’in başarısını anlatırken toplumsal dönüşüme katkı sağlayacak bir vizyonun altını çiziyor.
Mercedes-Benz, She’s Mentoring Programı ile öncü bir adım attı. Bilmeyenler için, programın amaçlarını ve şimdiye kadar nasıl bir etki yarattığını kısaca anlatabilir misiniz?
She’s Mentoring, Mercedes-Benz olarak genç kadınları desteklemek ve onlara ilham vermek amacıyla hayata geçirdiğimiz bir program. Başarılı kadın liderlerle bir araya gelmelerini sağlayarak, kariyer yolculuklarında rehberlik sunmayı ve güçlü bir destek ağı oluşturmalarını hedefliyoruz. 2015 yılından bu yana kadınların hayallerini, karşılaştıkları zorlukları ve liderlik anlayışlarını daha yakından anlamaya odaklanan She’s Mercedes platformumuzdan ilham alan bu program, genç kadınların kendilerine güvenerek ilerlemelerine ve kariyerlerinde sağlam adımlar atmalarına yardımcı oluyor.
Programın etkisi daha ilk yılında kendini gösterdi. Türkiye’nin dört bir yanından ve hatta yurtdışından yoğun bir başvuru aldık, bu da mentorluk konusunda büyük bir ihtiyaç olduğunu ortaya koydu. Katılımcılar, uzman eğitimleri ve birebir mentorluk sayesinde kendilerini daha güçlü hissederken, liderlik becerilerini geliştirerek toplumsal ve ekonomik değişime katkı sağlayan projelere imza attılar.
Programın içeriğini nasıl özetliyorsunuz?
She’s Mentoring, sadece bir mentorluk programı değil; kadınların kendine güvenle ilerleyebileceği, fırsatlara erişebileceği ve geleceğin liderleri olarak yetişebileceği bir yolculuk. Amacımız, kadınların önündeki engelleri kaldırmak ve onları daha kapsayıcı bir geleceğe taşımak.
Mercedes-Benz bu girişimi başlatmaya nasıl karar verdi? Kadınların liderlik gelişiminde hangi eksiklikleri tamamlamayı hedefliyor?
Mercedes-Benz olarak, gerçek değişimin harekete geçmekle başladığına inanıyoruz. She’s Mentoring’i hayata geçirmemizin nedeni de tam olarak buydu. Potansiyeli yüksek, hırslı birçok kadının liderlik yolunda engellerle karşılaştığını gördük. Yetenek her yerde var ama fırsatlar eşit değil, biz de bunu değiştirmek istedik.
Bu anlamda She’s Mentoring, sadece yol gösteren bir program değil; kadınlara özgüven kazandıran, liderlik becerilerini geliştiren ve onları güçlü bir destek ağıyla buluşturan bir platform. Amacımız, kadınların liderlik rollerine kararlılıkla adım atmasını sağlamak. Bu program bireyleri geliştirmekten çok daha fazlasını yapıyor; bakış açılarını değiştiriyor, kalıpları yıkıyor ve liderlik anlayışını yeniden şekillendiriyor. Çünkü kadınlar lider olduğunda, dünyayı değiştirme gücüne sahip oluyorlar.
Yetenek her yerde var ama fırsatlar eşit değil, biz de bunu değiştirmek istedik.
Program başladığından bu yana ortaya çıkan birçok başarı öyküsü var. Sizce öne çıkanlar hangileri?
She’s Mentoring, hayata geçtiğinden bu yana beklentilerin ötesine geçti, sadece kadınları desteklemekle kalmadı, onların harekete geçmesini ve fark yaratmasını sağladı. Bu programın en ilham verici sonuçlarından biri, mentilerin hayata geçirdiği projeler oldu. İşitme engelliler için dijital platformlardan yapay zeka destekli medya çözümlerine kadar birçok yenilikçi fikir, She’s Mentoring sayesinde gerçeğe dönüştü. Ama programın gerçek başarısı sadece bu projelerde değil, değişen hayatlarda gizli. Liderlik rolünü üstlenme cesareti bulan, kariyerinde yeni bir yol çizen ve şimdi başka kadınlara mentorluk yaparak bu döngüyü devam ettiren kadınlarda…
Gelecekte programı nasıl genişletmeyi planlıyorsunuz?
Programa gösterilen yoğun ilgi, mentorluğun ne kadar değerli ve gerekli olduğunu kanıtladı. Önümüzdeki dönemde daha fazla kadına ulaşmayı, mezun ağımızı güçlendirmeyi ve liderlik hayali kuran her kadına bu fırsatı sunacak yeni imkânlar yaratmayı hedefliyoruz. Çünkü gerçek başarı, bireysel değil; birlikte inşa edilen bir gelecek.
Programın gerçek başarısı sadece projelerde değil, değişen hayatlarda gizli.
Bu program iş dünyasında toplumsal cinsiyet eşitliğiyle ilgili de çok şey söylüyor aslında. Siz nasıl bir katkı sunduğunu düşünüyorsunuz?
Gerçek bir dönüşüm için toplumsal cinsiyet eşitliği, liderlik kademelerinde yalnızca tartışılan bir konu olarak kalmamalı; somut politikalar, kararlı adımlar ve uzun vadeli stratejik yatırımlarla desteklenmeli. She’s Mentoring de tam bu noktada, kadınların liderlik yolculuğunu desteklemek için tasarlanmış öncü bir model olarak öne çıkıyor. Program, farkındalık yaratmanın ötesine geçerek, kadınları yapılandırılmış, ölçülebilir ve sürdürülebilir bir şekilde liderliğe hazırlıyor.
Pratikte nasıl farklar yaratılıyor?
Kadınların liderlik potansiyelini tartışmak yerine, onları bu role bugünden hazırlamak kritik. Zira kadınlar, tarih boyunca liderlik yetkinliklerine sahip olsalar da sistemsel eşitsizlikler, toplumsal önyargılar ve erişim kısıtlılıkları, “hazır” görülmelerini engelledi. She’s Mentoring, bu kısır döngüyü kırmak için teoriyi pratiğe dönüştürüyor: Katılımcılar, liderlik becerilerini geliştirmenin yanı sıra sektörel bağlantılar, özgüven artırıcı eğitimler ve gerçek iş dünyası senaryolarıyla destekleniyor.
She’s Mentoring’i benzersiz kılan, yalnızca bireysel gelişimle sınırlı kalmayıp kurumsal ve toplumsal alanda iz bırakan bir hareket olması. Programdan güçlenerek çıkan kadınların oluşturduğu ağ, işe alımdan terfi süreçlerine, karar mekanizmalarından inovasyon kültürüne kadar geniş bir yelpazede dönüştürücü etki yaratıyor. Bu da şunu kanıtlıyor: Liderlikte eşitlik, yalnızca “adil” olan değil, aynı zamanda kurumların yetenek havuzunu zenginleştiren ve inovasyon kapasitesini artıran stratejik bir gereklilik.
Program, bu anlamda birçok genç iş kadını için dönüm noktası niteliğinde farklar yaratıyor. Bu noktada bir parantez açıp sizin kariyerinize dönmek isterim. Sizin iş hayatınızda dönüm noktası diye adlandırdığınız sapaklar oldu mu?
Kariyerim boyunca üstlendiğim farklı roller, iş dünyasının dinamiklerini ve yönetim süreçlerini derinlemesine anlamamı sağladı. Özellikle CEO asistanlığı yaptığım dönem, benim için bir dönüm noktası oldu. Bu pozisyon, bir organizasyonun tüm operasyonlarını, karar alma mekanizmalarını ve yönetim süreçlerini yakından gözlemleme fırsatı sundu. Büyük resmi görme ve analitik düşünme becerilerimi önemli ölçüde geliştirdi.
Özellikle zorlu bir dönemde, şirketin en üst kademesindeki karar alma süreçlerine doğrudan katkıda bulunduğum bir deneyim yaşadım. Ani gelişen bir durum karşısında, farklı departmanlarla koordinasyon sağlayarak, yönetimin önceliklerini belirleyip uygulanabilir bir aksiyon planı oluşturulmasına öncülük ettim. Bu süreç, stratejik düşünmenin ve yönlendirme yapabilmenin önemini kavradığım kritik bir eşik oldu.
Bu deneyimler, liderliğin yalnızca yetkiyle değil, vizyon, iletişim ve karar alma süreçlerine aktif katılımla şekillendiğini bana gösterdi. Bugün, bu perspektifle hareket ederek, iş dünyasında daha stratejik, çözüm odaklı ve kapsayıcı bir liderlik anlayışı geliştirmeye odaklanıyorum.
Peki kariyerinizde size ilham veren kadın mentorlar oldu mu?
Kariyerimde en çok ilham aldığım isimlerden biri, Türkiye’nin ilk kadın pilotu ve dünyanın ilk kadın savaş pilotu Sabiha Gökçen. Onun cesareti, kararlılığı ve sınırları aşan vizyonu, kadınların geleneksel olarak erkek egemen alanlarda nasıl fark yaratabileceğini gösteren en güçlü örneklerden biri. O, sadece bir havacı değil, aynı zamanda öncü bir liderdi. Atatürk’ün desteğiyle başladığı havacılık serüveninde büyük başarılara imza atarken, azmi ve kararlı duruşuyla pek çok kadın için bir rol model oldu. Gökçen’in hikâyesi, meslek hayatım boyunca karşılaştığım engellere karşı dirençli olmamı ve geniş bir perspektifle hareket etmemi sağlayan en önemli motivasyon kaynaklarından biri haline geldi.
Özellikle toplumsal kalıpları yıkarak ilerlemesi, benim için sadece bir başarı öyküsü değil, aynı zamanda yol gösterici bir pusula. Bugün, onun mirasını düşünerek, cesur adımlar atmanın, değişime öncülük etmenin ve yenilikçi bir bakış açısıyla ilerlemenin değerini her fırsatta kendime hatırlatıyorum.
Otomotiv dünyasının önde gelen markalarından birinde görev alıyorsunuz. Sizce önümüzdeki dönemde bu sektörde kadınların rolü nasıl evrilecek?
Otomotiv sektörünün geleceği inovasyonla şekilleniyor ve bu dönüşümün merkezinde kadınlar var. Artık sadece sektörde yer almakla kalmıyor, sürdürülebilirlik, teknoloji ve mobilite çözümlerine yön veren liderler haline geliyorlar. Bu değişim yalnızca temsil oranlarını artırmakla ilgili değil; kadınların bakış açılarının strateji ve karar alma süreçlerine doğrudan yön vermesini sağlamakla ilgili. Dijitalleşme ve yeni mobilite çözümleriyle dönüşen sektörde, çeşitli ve kapsayıcı bir liderlik artık bir tercih değil, ilerlemenin temel şartı. Yakın gelecekte kadınların çığır açan inovasyonlara öncülük ettiğini, mobiliteyi yeniden tanımladığını ve iş kültürünü dönüştürdüğünü göreceğiz. Otomotiv sektörü yalnızca evrim geçirmiyor, baştan tasarlanıyor —ve bu dönüşümün itici gücü kadınlar.
Otomotiv sektörü yalnızca evrim geçirmiyor, baştan tasarlanıyor —ve bu dönüşümün itici gücü kadınlar.
Sizce gelişen teknolojiler, kadınlar için liderlik alanında ne gibi yeni fırsatlar yaratabilir?
Yeni teknolojiler, geleneksel engelleri yıkarak ve karar alma süreçlerini yeniden tanımlayarak kadınlar için liderlikte yeni kapılar açıyor. Yapay zeka, otomasyon ve dijital platformlar, hiyerarşiden çok uzmanlık ve vizyonun ön planda olduğu fırsatlar yaratıyor. Bugün kadınlar, yapay zeka etiği, dijital dönüşüm ve sürdürülebilirlik gibi geleceği şekillendiren alanlarda liderlik ediyor. Ancak gerçek ilerleme, kadınların değişime uyum sağlamasından değil, bizzat inovasyona yön vermesinden geçiyor. Şimdi asıl mesele, teknoloji dünyasında kadınların daha fazla yer almasını sağlamak. Fırsat eşitliği, mentorluk ve liderlik yollarını güçlendirerek, yeni teknolojilerin farklı bakış açılarıyla şekillendiği bir gelecek inşa etmeliyiz.
Özgüvenle ilerleyin, ezberleri bozun ve değişim yaratma gücünüzü asla küçümsemeyin. Gelecek, sizin şekillendireceğiniz bir yol.
She’s Mentoring dışında, bir kadın lider olarak ekiplerinizde kapsayıcı bir çalışma ortamı oluşturmak için hangi stratejileri benimsiyorsunuz?
Liderlik, bakış açısıyla şekillenir ve farklı kültürlerle çalışmak bu perspektifi genişletmenin en iyi yolu. Her deneyim bana şunu öğretti: Tek bir doğru liderlik yöntemi yok. Gerçek liderlik, dinlemek, uyum sağlamak ve farklı seslerin gelişebileceği bir ortam yaratmak. Çeşitlilik sadece temsille ilgili değil; farklı bakış açıları, kararları şekillendirir, yaratıcılığı besler ve inovasyonu tetikler. Farklı geçmişlerden gelen insanların birbirini zorlaması ve ilham vermesi, en cesur fikirlerin doğmasını sağlar. Bu deneyimler bana liderliğin her şeyi bilmek değil, insanlarda en iyiyi ortaya çıkarmak olduğunu gösterdi. Farklı düşünce biçimlerini ne kadar çok kucaklarsak, ekiplerimiz ve sektörlerimiz o kadar güçlü, dayanıklı ve geleceğe hazır olur. Gerçek ilerleme, birbirimizden öğrenmek, sınırları zorlamak ve birlikte daha büyük bir şey inşa etmekle mümkün. İşte gerçek liderlik budur.
Otomotiv de yüksek saatçilik dünyası gibi bugüne dek erkek egemen kabul edilmiş sektörlerden biri. Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nde bu gibi sektörlere adım atan genç kadınlara ne mesaj vermek istersiniz?
Zaman zaman kendinizi kanıtlamak için daha çok çaba göstermeniz, sesinizi duyurmak için daha fazla çalışmanız ya da fark edilmek için sınırları zorlamanız gerektiğini hissedebilirsiniz. Ama şunu unutmayın; izin sesiniz, fikirleriniz ve liderliğiniz sadece önemli değil, aynı zamanda vazgeçilmez. Her sektörün geleceği, farklı bakış açılarına, yenilikçi düşünceye ve cesur liderliğe bağlı ve bunun bir parçası sizsiniz.
Sizin gibi başkalarının olmaması, burada yeriniz olmadığı anlamına gelmez. Tam tersine, sizden sonra gelecek olanlara yol açma fırsatıdır. Size ilham veren mentorlar bulun, sizi destekleyen bir ağ oluşturun ve en önemlisi, geleceği şekillendirecek gücünüze inanın.
Liderlik, var olan kalıplara uyum sağlamak değil, o kalıpları yeniden şekillendirmektir. Ve bugün, kadınlar bunu her alanda yapıyor. Bu 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde mesajım net: Özgüvenle ilerleyin, ezberleri bozun ve değişim yaratma gücünüzü asla küçümsemeyin. Gelecek, sizin şekillendireceğiniz bir yol.
Mercedes-Benz Otomotiv İcra Kurulu Başkanı Şükrü Bekdikhan’ın Bir Günü
