Sürdürülebilirliği odağına alan saat markaları arasında Oris başı çekiyor. Markanın çalışmalarını, 2022 sürdürülebilirlik raporunu ve çevreci saatlerini inceliyor; bu arada kendi notumuzu düşünmeden de edemiyoruz.
Mekanik saatler doğası gereği sürdürülebilirdir, derler. Yeniliklerle güncellenen teknolojik aygıtları birkaç yılda bir değiştirmek gerekirken bir mekanik saat, sonraki kuşaklara aktarılır ve çalışmaya devam eder. Ne var ki, günümüzün gündem konusu olan sürdürülebilirlik, elbette ki (ve iyi ki) saatçiliğe de taşındı ve saatlere duygusal bağlarla bağlanmaya, bu saatleri edinerek sosyal sorumluluk görevini yerine getirmiş olmanın iç rahatlığı da eklendi.
Saatçilikte sürdürülebilirlik aynı anda birkaç koldan ilerliyor: 1. Markalar doğaya ve geri dönüşüme dikkat çeken saatler üretiyor. 2. Üretim merkezleri; enerji dönüşümü, endemik bitki ekimi, plastik atık ve karbon salınımını nötrlemeyi gerçekleştirecek biçimde dönüştürülüyor. 3. Markalar, misyonlarıyla uyumlu sosyal sorumluluk dernekleri ve aktivistlerle birlikte çalışarak onlara fon sağlıyor.
Okyanuslardaki plastik atıklardan dönüştürülen, kullanılmış balık ağlarının dönüşümüyle üretilen saatler giderek artarken birkaç marka bu konuya daha da ağırlık vermeleriyle bir adım öne çıkıyor. İsviçreli saat markası Oris de onlar arasında başı çekiyor. 1904’te kurulan İsviçre markası, bugüne değin dalış ve havacılık ağırlıklı “ulaşılabilir lüks” segmentteki saatleri ile tanınıyordu; ancak bir süre önce buna “Daha İyisi İçin Değişimi Getirme” sloganını ve “sürdürülebilirlik” hedefini de ekledi. Marka, uluslararası sürdürülebilirlik elçisi Sven Mostögl’ün çizdiği stratejiyle Hölstein’daki merkezini iklim nötr hale getirdi, üç yıllık bir çalışma sonucunda şirketin “sürdürülebilirlik raporu”nu yayınladı, okyanusları, okyanuslardaki canlıları korumak, dünyayı dönüştürülemeyen atıklardan kurtarmak için önde gelen derneklerle işbirliği yapmaya başladı.
Önce markanın “2022 Sürdürülebilirlik Raporu”na birlikte göz atalım. Bu rapor, Oris’i iklim nötr bir şirket olarak onaylayan bağımsız kuruluş ClimatePartner tarafından yürütülen emisyon denetimine dayanıyor. Oris yetkilileri de başta söylediğimiz “saatlerin zaten sürdürülebilir olduğu” söylemine burada bir mim koyuyor: “Sektörümüzdeki pek çok kişi, İsviçre yapımı mekanik bir saatin temelde sürdürülebilir bir nesne olduğunu söylüyor. Çünkü bu saatler bir ömür boyu dayanacak şekilde tasarlanmıştır, yani günlük karbon ayak izi çok düşüktür. Ancak bu doğru olsa da yeterli değil. Emisyon üretmek bizim işimizin de kaçınılmaz bir sonucu, ancak dünyamızın karşı karşıya olduğu iklim krizi göz önüne alındığında, emisyonlarımızı yakından incelemek ve bunları önlemek, azaltmak veya dengelemek için bir strateji uygulama sorumluluğumuz var.”
Raporda yapılan çalışmalar anlatılırken işin daha başında oldukları da vurgulanıyor: “Bu rapor, yapılıp bitmiş bir işin değil, devam eden bir çalışmanın kanıtıdır.”
Oris, iklim nötr statüsü kazanmak için yola 2015 yılında Birleşmiş Milletler üye devletlerinin Sürdürülebilir Kalkınma için 2030 Gündemi başlığı altında belirlediği 17 hedefi kendine şiar edinmiş. Bu maddeler şöyleydi: Yoksulluğu ortadan kaldırmak, açlık sorununu çözmek, nitelikli eğitim, cinsiyet eşitliğini sağlamak, temiz su ve sanitasyon, ulaşılabilir ve temiz enerji, insana yakışır iş ve ekonomik büyümenin sağlanması, endüstri, yenilik ve altyapı sorunlarının çözülmesi, eşitsizliklerin azaltılması, sürdürülebilir şehirler ve topluluklar sağlama, sorumlu üretim ve tüketimi oluşturma, iklim eylemine geçme, sudaki yaşamı koruma, karadaki yaşamı koruma, barış, adalet ve güçlü kurumlar tesis etme, amaçlar için ortaklıklar sağlama. Yani sürdürülebilir olmak için salt çevreyi korumak da yeterli değil; bizzat eylemci olmak, şirket içi insan kaynaklarını eşitliğe dayalı yönetmek, çalışanların fiziksel ve ruhsal sağlığını düşünmek, toplumun ona zarar vermeyecek bir parçası olmak gibi maddeleri de yerine getirmek gerekiyor.
Oris de değişimini “Değişim Üçgeni” adını verdiği üç maddeyle özetlemiş: Ekolojik, Ekonomik, Sosyal. Ekolojik kısımda önümüzdeki üç yıl karbon emisyonunu her yıl yüzde 10 azaltmayı hedefliyor ve çevre koruma dernekleriyle çalışmalar yürütüyor. Ekonomik kısımda değerli ve anlamlı bir değişim programı yürütürken aynı zamanda ekonomik açıdan kârlı olabilmeyi amaçlıyor. Sosyal kısımda ise çalışanlarını ve çevresini çevreye daha duyarlı olmaya, iyi bir vatandaş olmaya ve daha sağlıklı bir yaşam sürmeye teşvik etmeyi hedefliyor.
Oris’in çalışmalarında 2019’dan bu yana ne değişmiş, birkaç maddeyle özetleyelim: 2019’da karbon emisyonu 2.300 tonken bu rakam 2022’de -234 ton azalmış. Bu tüketim içerisinde kullanılan elektrik, iş için uçuşlar, elektrikli araç kullanımı, paketleme gibi maddeler bulunuyor.
Oris’in saatlerinde ise bu misyonu önce Ocean Trilogy’de (Okyanus Üçlemesi) görmüştük. Bu üç saat, plastik atıkları, mercanların ağartılmasını ve nesli tükenmekte olan mavi balinanın korunmasını konu ediyordu. Saatlerin arka kısmında geri dönüştürülmüş plastik artistik bir motifle kullanılırken saatin kutusu da dönüştürülmüş bir malzemeden yapılmıştı. Onu, atıklar içindeki okyanus görünümüne atıfta bulunmak için geri dönüştürülen plastik atıklardan yapılan ve epey dikkat çeken Aquis Date Upcycle izledi. Bu seneki “çevre eylemcisi” saat ise bir sonraki yazıda daha detaylı konu edeceğimiz New York Harbor’dı. Bu saatin geliriyle ve Billion Oyster Project işbirliğiyle yürütülecek çalışmalarla New York Limanı’ndaki istiridye sayısının bir milyara çıkarılması amaçlanıyor. Oris saatlerinde PET şişe atıklarından geri dönüştürülmüş kayışlar dışında yine Big Crown x Cervo Volante koleksiyonunda gördüğümüz geri dönüştürülmüş kuzu derisi kullanılıyor.
Markanın işbirliği yürüttüğü dernekler ve çalışmaları ise iç ferahlatıcı türden:
-Tüm dünyada, bizim de Türkiye ayağına Turmepa’yla katıldığımız #tide işbirliğiyle düzenli olarak çöp toplama etkinlikleri yürütüyor. #tide ile toplanan atık plastikler hammaddeye dönüştürülüyor.
– ClimatePartner aracılığıyla, dünya çapında 500’den fazla yerde plastik toplama projeleri yürüten, okyanusa bağlı plastiğin okyanuslara girmesini engelleyen ve bu plastiklerin toplanmasına yardım edenlerin koşullarını iyileştiren Plastic Bank projesini destekliyor.
– Common Wadden Sea Secretariat ile dünyanın kalan en büyük ve bozulmamış doğal gelgit ekosistemlerinden olduğu için Dünya Mirası kabul edilen Wadden Denizi’nin habitatını koruma çalışmaları yürütüyor.
-everwave ile dünya okyanuslarındaki plastikleri topluyor.
-Reef Restoration Derneği’yle bir milyon mercan dikme ve mercanların ağartılmasıyla zarar görmüş resifleri onarma çalışmalarını yürütüyor. Mercan resifleri aşağıdaki videoda görüldüğü şekilde onarılıyor.
Bu kısımları kaleme alırken bizim aklımızdan geçenler ise başka türden oluyor: Bizim şirketlerimizin çoğu için sürdürülebilirlik bu derece kapsamlı maddelere sahip mi? Ofislerin karbon nötr hale getirilmesi yanında çalışanların sağlığı ve refahı da aynı şekilde düşünülüyor mu ve de şirketlerimiz çevre kuruluşlarına yeterli ve sürekli yardımlarda bulunuyor mu? Bu yazının en nihai amacı da bu olurdu: Sürdürülebilir olmayı amaçlayan bir saat markasından yola çıkarak kendi stratejilerimizi düşündürmeyi, eylemin yayılmasını sağlamak.
Oris’in kadranını plastik atıklardan ürettiği Upcycle’ı incelediğimiz yazıyı okumak için: https://saatolog.com.tr/yeni-bolum-basliyor-okyanus-atiklarindan-renkli-kadran.html
Oris’in Turmepa işbirliğiyle Kısırkaya Köyü sahilinden 57 kilo atık topladığımız etkinlik hakkında bilgi almak için: https://saatolog.com.tr/orisle-temiz-denizler-icin.html
Saatçilik dünyasının diğer sürdürülebilir saatleri hakkında bilgi almak için: https://saatolog.com.tr/zaman-cevre-dostu-kadranlarda-akiyor.html ve https://saatolog.com.tr/watches-and-wonders-2021-gelecek-panerainin-ellerinde.html