
İkinci Dünya Savaşı sırasında Sovyetler Birliği tarafından önce fabrikası bombalandı, sonra kamulaştırılarak üretimine son verildi. Savaş sırasında bombalanan fabrikası, Almanya’nın kaderiyle paralel Berlin Duvarı yıkıldıktan sonra yeniden ayağa kalktı. A. Lange & Söhne bu sıra dışı hikâyesiyle yüksek saatçilik dünyasının en ilginç tarihlerinden birine sahip.
1735’te kurulan, dünyanın en eski saat markası Blancpain’i saymazsak İsviçre saatçiliğinde köklü markaların tarihi genel olarak 1800’lü yıllara uzanıyor. Markalar böyle köklü geçmişe sahip olunca tarih sahnesinde yer alan olaylar da haliyle hikâyelerinin bir parçası oluyor. Vacheron Constantin’in kurucusu Jean-Marc Vacheron’un arkadaşları arasında Jean-Jacque Rousseau ve Voltaire gibi aydınlar var örneğin. Öte yandan 1800’lü yılların başında Avrupa’da esen Napolyon rüzgârı ticari dinamikleri etkilemiş, o yıllarda saat endüstrisi için önemli bir pazar olan İngiltere’deki kan kaybı saatçiliğin Cenevre’deki yükselişine ivme kazandırmıştı. Kol saatinin yaygınlaşmasında ise Birinci Dünya Savaşı’nın yadsınamaz bir etkisi var. Savaş sırasında özellikle havacılıkta kol saati kullanan askerlerin cepheden dönünce de saat takması toplumda kol saati kullanımını yaygınlaştırmıştı.

Savaşların saatçiliği etkilediği bir başka rastlantı ise Alman saat markası A. Lange & Söhne’ün hikâyesinde çıkıyor karşımıza. 1845’te Almanya’nın Saksonya eyaletindeki Glashütte’de kurulan markanın fabrikası, İkinci Dünya Savaşı’nın son gecesi 8 Mayıs 1945’te bombalanarak neredeyse yok olur. Savaş sonrası Almanya ikiye ayrılınca, Sovyetler Birliği’nin kontrol ettiği Doğu Almanya’da kalan marka kamulaştırılır. 1949’da üretilen Lange saatleri “Lange VEB” (Volkseigener Betrieb, halk mülkiyetindeki işletme) imzasıyla satışa çıkar. 1951’de ise bölgede devletleştirilen bütün saat şirketleri VEB Glashütter Uhrenbetriebe adı altında birleşir ve Lange ismi de kadranlardan kaybolur, ta ki Berlin Duvarı yıkılana dek.


Şimdi gelin hikâyenin en başına, 1845’e dönelim. A. Lange & Söhne’ün kurucusu genç Alman saat ustası Ferdinand Adolph Lange. 1815’te Dresden’de dünyaya gelen Lange, anne babası ayrıldıktan sonra iyi bir eğitim alması için bir aile tarafından çok küçük yaşlarda evlat edinilmiş. Dresden’de teknik bir eğitim enstitüsüne giden Lange İsviçre, Fransa ve İngiltere’de saat ustalarının yanında çıraklık yapmış ve saatçilik zanaatını usta ellerden öğrenmiş. Ancak niyeti hep doğduğu topraklarda bir saatçilik enstitüsü kurmak olmuş. 1841’de Dresden’e dönerek ustasının atölyesine ortak olarak ilk adımını atan Lange, çok geçmeden hedeflerini hükümete bir mektupla anlatarak yatırımları için destek ister: “… Eğer yüksek konsey, bir kurum kurulması ve 10-15 gence refah sağlanması için gerekli olanakları sağlama kapasitesine sahipse ve bu görevi bana devretmeyi kabul ederse, yakında bu talihsiz insanların büyük bir kısmı arasında geçim kaynağı ve refahın yayılacağına eminim…”

Kaynaklarda hükümetten aldığı yanıt bulunmuyorsa da genç Lange, 7 Aralık 1845’te A. Lange & Cie. adını verdiği şirketinin temellerini atar. 15 çırakla yola çıkan A. Lange & Cie.’de çalışan çıraklar, zamanla saatçiliği öğrendikten sonra kendi tedarik firmalarını kurmaya başlar. Böylece bölgeye yeni bir geçim kapısı açacak bir saatçilik ağı filizlenmeye başlamıştır. A. Lange & Cie. adını hızlıca tüm dünyaya duyururken Ferdinand Adolph Lange de 1848’de Glashütte’nin belediye başkanı olur. Lange’nin oğulları Richard ve Emil sırasıyla 1868’de ve 1871’de şirkete katılınca markanın ismi A. Lange & Söhne olarak değişir (Söhne, Almancada “oğullar” anlamına geliyor).

Ferdinand Adolph Lange 1875’te hayata gözlerini yumunca şirketin yönetimi tamamen oğullarına geçer. Richard Lange, saatçiliğe 27 patentle katkıda bulunurken diğer oğul Emil ise 1900’de Paris’te düzenlenen Dünya Fuarı’nda sergilenen “Century Tourbillon” ile dünya çapında ün kazanır ve Fransız Liyakat Nişanı’nın Şövalye Haçı’na layık görülür. 1902’de o güne dek üretilmiş en komplike cep saatlerinden biri olan Grand Complication No. 42500 A. Lange & Söhne çatısı altında dünyaya tanıtılır.
Ancak Alman saatçilerin başarı hikâyesi, Birinci Dünya Savaşı’nın çanlarıyla sekteye uğrayacaktır: Almanya 1914’te başlayan Birinci Dünya Savaşı’na katılır.
Savaştan mağlup ayrılan ülkenin ekonomisi de yıkıcı bir darbe alır, haliyle ülkenin saatçilik endüstrisi de büyük zarar görür. Alman hükümetinin 1918’de tüm saat şirketlerini devletleştirmesiyle, A. Lange & Söhne bir süre boyunca Alman ordusu için saatler üretmek zorunda kalır. Marka savaş bittikten sonra lüks saat üretimine yeniden başlayabilse de hem ülke hem de dünya büyük bir ekonomik kriz içinde debelenmektedir.

1919’da Emil Lange’nin emekli olmasından sonra şirketi oğulları Otto, Rudolf ve Gerhard devralır. Bu savaş sonrası yıllarda Almanya tarihinin en olağanüstü zamanları yaşanır: 1923’te 250 Mark olan ekmek fiyatı, Kasım 1923’te 200 milyon Mark’a yükselir. Bu hiperenflasyonun etkisiyle şirketler iflas eder, Glashütte saatçiliğinde toplu işten çıkarmalar yaşanır. Sonraları şirketi yeniden ayağa kaldıracak, Rudolf Lange’nin oğlu Walter Lange o yılları şöyle anlatıyordu: “… Ben Weimar döneminde doğdum, 1929’daki çöküş ve büyük işsizliği gördük. Hâlâ gözümde canlanır, o zamanlar oturma odasının penceresinden dışarı baktığımda sıraya girmiş işsiz insanları görürdüm. Çocukluk travmam olan o manzarayı asla unutmayacağım.”
Savaş sonrası devletleştirilen A. Lange & Söhne, 1930’ların ikinci yarısından Dünya Savaşı’nın sonuna kadar Alman ordusu için saatler üretir. 8 Mayıs 1945’te, İkinci Dünya Savaşı’nın son gününde Glashütte’deki A. Lange & Söhne fabrikası hava bombardımanları sırasında neredeyse yok olur. Üç sene sonra, 1948’te Sovyetler Birliği kontrolüne geçen Doğu Almanya sınırları içinde kalan A. Lange & Söhne bir kere daha devletleştirilir.
Berlin Duvarı Yıkıldı, A. Lange & Söhne Yeniden Doğdu

Kasım 1989’da Berlin Duvarı’nın yıkılmasından sonra, ikinci kuşak torunlardan Walter Lange, A. Lange & Söhne’ü yeniden ayağa kaldırmak için hayaller kurmaya başlar. Tıpkı o yıldan tam 145 sene önce, Glashütte’yi bir saatçilik merkezi haline getirmek için yola çıkan büyük büyükbabası Ferdinand Adolph Lange gibi. 1990 yılında Walter Lange ve saat yöneticisi Günter Blümlein, yeni bir Lange fabrikasını kurmak için planlar yapar. Walter Lange o günleri şöyle anlatıyor: “… O dönemde pek bir şeyimiz yoktu. Yapıp satabileceğimiz saatler, çalışanlar, makine ya da herhangi bir yer, bunlardan hiçbiri yoktu. Sadece Glashütte’de dünyanın en iyi saatlerini yapma vizyonuna sahiptik ve bunu yeniden hayata geçirmek istiyorduk.”

O sene, 1990’da A. Lange & Söhne yeniden kuruldu. Marka 1994’te ilk modern örneklerini Lange 1, Arkade, Saxonia ve Tourbillon Pour Le Mérite koleksiyonlarıyla verdi. Bu saatlerden üçü, markanın 1992’de patentini aldığı büyük tarih göstergesi fonksiyonuyla sunuldu. Bugün A. Lange & Söhne’ün koleksiyonları arasında Lange 1, Zeitwerk, Saxonia, Richard Lange ve Odysseus seriler yer alıyor. Marka mekanizmalarını el işçiliğiyle dekore ediyor, Glashütte ¾ plaka kullanıyor ve mekanizma unsurları Alman gümüşünden yapılıyor. İki dünya savaşı arasında bir saatçilik tarihi inşa eden A. Lange & Söhne, titanyum ve çelik kasa saatlerden bal rengi altın kasa modellere, klasik ve spor saat modellerde türünün en iyi örneklerini üretmeye devam ediyor: 1845’te Ferdinand Adolph Lange’nin Saksonya’ya getirdiği saatçilik inancı ve azmiyle.