Geçtiğimiz sene 5-6 Kasım tarihlerinde Cenevre’deki Phillips müzayedesinde George Daniels’ın Spring Case Tourbillon’u (yaylı kasa tourbillon) 4 milyon dolar gibi rekor bir fiyata satıldı. Bu saati özel kılan ise, ultra nadir, tamamen el yapımı ve George Daniels imzalı olmasıydı.
George Daniels hakkında yazmanın, bir sanat yazarının Picasso hakkında yazmak için klavye başına oturmasından bir farkı yok. Çünkü andığımız isim; bağımsız saatçiliğin kurucusu, 20. yüzyılın en büyük saat ustası, Abraham-Louis Breguet’nin halefi ve bugün saat ustası olmaya merak salan kim varsa hepsinin ilhamı ve yazdığı kitaplarla ustası… Getirdiği 24 yenilikten sadece co-axial eşapmanla saatçiliğin 250 yıllık tarihinin en önemli yeniliğini yapmış kişi…
2011’de kaybettiğimiz saat ustasını bu yıl bir rekor satış rakamıyla anıyoruz: Ultra nadir Spring Case Tourbillon, yapılışının 30. yılında ve Phillips’in XVI. Cenevre Saat Müzayedesi’nde, 1 milyon dolara satılacağı öngörülürken 4.092.075 dolara alıcı buldu. Saat, satıştan önce 29 Ağustos’ta Cenevre Saat Günleri’nde sergilenmişti. Kurumun kıdemli danışmanı Aurel Bacs da satıştan önce bir videoda bu saatin değerini başta yaptığımız benzetmeyi haklı çıkaran sözlerle ifade etmişti: “Bu saatin pazar değeri, Pablo Picasso’nun kendi evinde ve kendisi için yaptığı yağlıboya tablosuyla kıyaslanabilir.”
Bacs, bu noktada yaylı kasalı tourbillon modeliyle ilgili en önemli bilgiyi hatırlatıyor bize: Bu saatin tamamı, 1992 yılında, fabrika şartlarına asla sahip olmayan ufacık bir evde, saati yapmak için gerekli aletleri dahil tek bir saat ustası tarafından yapıldı.
George Daniels, hayatı boyunca yalnızca 23 cep saati ve 2 kol saati üretti. Döneminde bir saatin tüm parçalarını yapabilen, tasarlayan, birleştiren ve yenilikler icat eden tek saat ustasıydı. Her bir saatin üretimi, 2.500 saat sürüyordu.
Daniels saatleri, ultra komplike olmalarına rağmen hep çok sadeydi, bunu kendisi şöyle açıklıyor: “Genellikle bir saat ustası teknik bir ilerleme gösteremediğinde işini süsleyerek dikkati dağıtır.”
11 çocuklu bir ailede, marangoz bir alkolik babanın oğlu olarak mutsuz bir ev hayatının ortasında büyüyen 1926 doğumlu Daniels, 5 yaşında ilk kez sokakta bir cep saati bulmuş, onu eve alıp sökmüş ve bir mekanizmayı ilk kez gördüğünde “evrenin merkezi”ni gördüğüne inanmıştı. O yaşta mesleğini bulduğunu düşündü. Yokluklar içinde gece saatçilik okullarına devam ederken bir yandan da saatçiliğin ataları Abraham-Louis Breguet ve Thomas Mudge’ın yaptıklarını derinlemesine inceledi. İlk saat tamir atölyesini ufacık bir sermayeyle kurduktan sonra saat tamir etmeye başladı, mekanik saatçiliği bitme noktasına getiren Quartz Krizi döneminde de quartz saat yapmamak için bir yandan hobi olarak sürdürdüğü otomobil tamirciliğine ağırlık verdi (klasik otomobiller, şaşırtıcı olmayan bir şekilde bir diğer tutkusuydu).
1960’ta koleksiyoner Sam Clutton’la tanışınca hayatı değişti. Çevresi geniş olan (ki bu önemli çünkü Daniels saat dünyasından insanlarla tanışmayı sevmez, kimseyle bir araya gelmezdi) Clutton’ın getirdiği Breguet saatlerini inceleme fırsatını buldu ve tarzına karar verdi: O, artık kendi saatlerini üretecek, saatleri ise baştan sonra aynı mantraya dayanacaktı: İlk bakışta bir Daniels saati olduğu anlaşılacak, kendine ait ayırt edici özellikleri olacak, saatçiliğin atalarını takip edecek, elde yapılacak ve her saat önemli bir yenilik ve komplikasyon (özellikle de mutlaka tourbillon) içerecekti. Gerçekten de saat ustasının bütün saatleri bu özelliklere sahiptir.
1969’da kendi saatlerini yapmaya başlayan Daniels, hep cep saatleri yapmaya odaklandı, 1991 ve 1992’de ise cep saatlerinin mikro versiyonları sayılabilecek iki kol saati üretti. Sonraki yıllarda hayattaki tek çırağı ve bugün kendisi de büyük bir saat ustası olan Roger W. Smith’le birlikte Millennium ve Anniversary serilerini ortaya çıkardılar.
Buradan yine yaylı tourbillon’a dönelim. Bu saat, George Daniels tarafından kendi evinde ve yine kendisi için yapılmıştı. Asla sipariş üzerine çalışmayan, saatleri bitirdikten sonra satan usta, bu saati 2005’e dek kendisi taktı, ancak bir arkadaşının ısrarıyla o yıl satmaya ikna oldu. Bu, saatçilik tarihinde epey ender görülen bir vakadır, Massena Lab’in kurucusu William Massena da bu ilginç gerçeği şöyle ifade ediyor: “Yapan kendisi, ilk sahibi kendisi; ki bu çok nadirdir. Öyle ki, Breguet bile kendisi için saat yapmamıştır.”
Elle kurmalı, sarı altın Spring Case Tourbillon’da Breguet tarzı guilloché işlemeli kadranda saat, dakika ve saniye yer alıyor, bir düğmeyle bir cep saati gibi açılıyor ve arka yüzdeki ikinci kadran ortaya çıkıyordu. Arka yüzde ise takvim ve tourbillon yer alıyordu. Kurma kolu, saat 12 yönüne alınmıştı. George Daniels anlatılanlara göre, arkadaşlarına, “Böyle bir şeyi daha önce görmediğinden eminim,” der ve saatin düğmesine basıp açıldığında şaşırmalarını izlerdi. Yani derginin teması “Nadirliğe Övgü”ye de ismini veren bu saat hem tek olduğu hem büyük bir usta tarafından ve yüzde yüz elde yapıldığı hem de onun tarafından takıldığı için “nadir”den öte “ender”dir.
Daniels’ın yaratıcı dehası, onu önceki eşapman icadı olan çift çelik çarklı bir mekanizmaya götürdü: Bu eşapman sistemiyle çift çelik çark sayesinde parçalar arasındaki sürtünmeyi azaltıyor yağlanmaya ihtiyaç duyulmadan gücün doğrudan balansa iletilmesini sağlıyordu. Bu serideki ilk saat, Time Museum için Seth Atwood’a satıldı (bugün Londra Bilim Müzesi’nde sergileniyor). “Uzay Yolcusu” adlı “Mars’a bile gidebilecek” saatlerinden sonra 1975’te son 250 yılın en büyük icadı sayılan “Co-Axial eşapman”ı (eş eksenli eşapmanı) icat etti.
1979’la 1999 arasındaki 7 Daniels saatlerinde tourbillon kısmında görünür olan co-axial eşapman sürtünmeyi en aza indiriyor böylece eşapmanın sürekli yağlanması gerekmiyor sonuçta hassasiyet bozuklukları engelleniyor ve saatin ömrü uzuyordu. Bu özelliği sadece kendi saatlerinde değil, kol saatlerinde de görmek isteyen Daniels, Omega’yla anlaştı ve Omega bugün saatleriyle özdeşleşen eş eksenli eşapmanı ilk kez 1999’da kullandı. Anlatılanlara göre Daniels eş eksenli eşapmanı bir gece rüyasında görmüş, ondan sonra üzerine çalışmaya başlamıştı. İşte Spring Case Tourbillon da bu eşapmanı içeriyor.
Müzayedede satışa sunulan diğer iki saat ise; çırağı Roger Smith’le birlikte yaptıkları saatler de dahil ismini taşıyan 141 saatten ikisi olan (48 adetlik) 1999 tarihli Millennium serisinden 830.340 dolara satılan bir saat ve diğeri Co-Axial eşapmanın 35. yılı için çıkardıkları ve 694.455 dolara satılan (35 adet üretilen) 2009 tarihli Anniversary modellerinden biriydi.
Daniels’ın mükemmeliyetçi tavrını sadece saatlerinde ve kitaplarında görmüyoruz üstelik: Tek çırağı Roger Smith’i atölyeye kabul etmeden yıllarca zorlamış, bir sürü saat yaptırıp ancak beğendiğinde onu yanına almayı kabul etmişti. Roger Smith, kabul edildiğinde artık belki bir markada neredeyse yönetici olacak yaştaydı. Smith de hâlâ ustasının yolunu izleyen saatler üretiyor, onu her fırsatta sevgiyle ve özlemle anıyor. İkisinin bir ortak noktası ve gizli-açıktan bir emeli daha var-dı: İki İngiliz olarak İngiliz saatçiliğini eski güzel ve görkemli günlerine kavuşturmak. Peki neden Daniels saatleri, ultra komplike olmalarına rağmen hep çok sadeydi, bunu kendisi şöyle açıklıyor: “Genellikle bir saat ustası teknik bir ilerleme gösteremediğinde işini süsleyerek dikkati dağıtır.”
Bu yazı, Saatolog 2022-2023 sayısında yayımlanmıştır. Yazıdaki fotoğrafların yayın hakları Saatolog ve saatolog.com.tr mecralarına ait olup yazılı ön izin olmaksızın hangi ortamda olursa olsun kullanılması yasaktır.