Bir devrin en büyük İtalyan markalarından Fiat’ı şahlandıran otomobil patronu, dünya jet sosyetesinin karizmatik yüzü ve gömleğinin kol manşeti üzerine taktığı saatleriyle meşhur bir stil ikonu: Gianni Agnelli.
Birinci Dünya Savaşı, kol saatlerinin epeyce yaygınlaştığı yıllardı. Cep saatlerinden çok daha pratik olan kol saatleri cephedeki askerlerce tercih ediliyor; savaştan dönen askerler, özellikle kırsal kesimde yaşayanlar, savaştan kalan en değerli aksesuarları olan kol saatlerini takmaya devam ediyorlardı. Ancak saatlerini çizilmeye karşı korumak isteyen askerler, bugün alıştığımız gibi direkt bileklerine değil, gömleklerinin kol manşeti üzerine takıyorlardı saatlerini. Meşhur Fransız yönetmen ve yazar Jean Cocteau, savaştan dönen askerlere bir hürmet işareti olarak bu geleneği devam ettirmiş ve saatlerini gömleğin üzerine takmıştı. Ne var ki, bu stilin en meşhur ismi Cocteau olmayacaktı çünkü devrin en büyük markalarından Fiat’ı şahlandıran otomobil patronu, dünya jet sosyetesinin aşina yüzü Gianni Agnelli, gömleklerinin kol manşeti üzerine taktığı saatleriyle, saat koleksiyonerleri arasında kendine unutulmaz bir yer ediniyordu.
12 Mart 1921’de Torino’nun yakınlarındaki Villar Perosa’da hayata gözlerini açan Gianni Angelli, Fiat’ın kurucusu Giovanni Agnelli’nin torunu, Fiat’ın gelecekteki varisiydi. 1935’te daha 14 yaşındayken babası Edoardo Agnelli’yi kaybeden Gianni, dedesi tarafından bir gün şirketin başına geçmek üzere yetiştirilerek otomobil piyasasını gözlemlemesi için genç yaşlarındayken ABD’ye seyahatlere gönderilmişti. ABD’de büyülü bir dünyayla karşılaşan genç Gianni için stil, bu yıllardan itibaren hayatının bir parçası oldu.
Başarılı kariyeri, jet sosyetede dillere destan flörtöz hayatı ve rafine zevkleriyle Gianni Agnelli, bir zevk simsarıydı. Gianni’nin stilini farklı kılan yanlarından biri de, saatleriydi. Omega Seamaster’ını dalış yaparken değil de kayağa gittiği vakitlerde takıyor, teknesiyle açıldığında ise bileğinde Porsche Design saatleri görülüyordu. Gianni, saatleri her anlamda alışılmışın dışında bir şekilde takıyordu. Yazının başında bahsettiğimiz, Birinci Dünya Savaşı sonrasında cepheden şehrin kenar mahallerine dönen askerlerin kol manşetlerine saat takma modası, sanayi burjuvası bir babanın ve aristokrat bir annenin çocuğu olarak dünyaya gelen Fiat patronu Gianni Agnelli ile anılan sıra dışı bir stil oldu zamanla.
Gianni’nin saatlerini neden manşetinin üzerine taktığına dair çeşitli söylentiler var; biri, İtalyan yapımı Battistoni gömleklerinin manşetlerinin bileğe çok yakın kesildiği için saatlerin gömleğe sığmadığı. Anlatılan bir başka hikâye ise saat metalinin teninde yarattığı histen rahatsız olduğu için saatleri gömleğinin üzerine takmayı tercih ettiği. Bir başka rivayet ise, sürekli meşgul olan Gianni’nin saate bakmak için gömleğinin kolunu sıyırmakla zaman kaybetmek istememesiydi. Rivayetlerden hangisi doğrudur bilinmez fakat Gianni Agnelli’nin her zaman gömleğinin üstünden görülmeye değer bir saati vardı.
Saatlerini gömleğinin üzerine takan Gianni, modanın alışılagelmiş kurallarını yıkmayı seviyor, takım elbiselerinin altına kaba botlar giyiyor ya da kravatlarını süveterinin dışına sarkıtıyordu. Vanity Fair’in 1970’te “Yılın En Şık Erkeği” seçtiği Gianni Agnelli, modayla ilgili olduğu kadar bir sanat simsarıydı da. Villar Perosa’daki barok tarzı villasını dünyanın dört bir yanından sanatçıların eserleriyle dolduran Agnelli, ölümünden kısa bir süre önce evindeki eserlerin, Torino’daki halkın ziyaret edebileceği bir sanat galerisinde sergilenmesini vasiyet etmişti.
Bir diğer tutkusu ise 25 yaşında başkanlık görevini üstlendiği futbol kulübü Juventus olmuştu. 1954’e kadar yönettiği Juventus, Gianni’nin bir ömür süren tutkularından biri oldu. Kız kardeşi Maria Sole Agnelli, Fiat için “İtalya’yı dört tekerlek üstüne koydu” diyordu. Öyle görünüyor ki, bir dönem Fiat’ı şahlandıran Gianni Agnelli’yi dört teker üstünde tutan şey ise rafine zevkleri ve stiliydi.