Son dönemlerde yükselişte olan elektronik müzik sahnesinin en yeni ikililerinden biri, Black Rabbits. Uzun yıllardır müziğin kalbinde olan Emrah Alpat ve Fadıl Dinçer tarafından kurulan Black Rabbits, aşkın en özel halini kutlayacağımız haziran ayında yeni single’ları “LOVE”ı çok renkli bir kapakla yayınlamaya hazırlanıyor. Black Rabbits’le elektronik müziğin İstanbul’daki yükselişinden yapay zekânın müzikteki yerine, elektronik müzikteki görsel zenginlikten unutamadıkları performanslara uzanan bir sohbetteydik.
Black Rabbits şu ana kadar 5 single çıkardı. Ama kim olduğunuzu, ne yaptığınızı bilmiyoruz. Bize biraz kendinizi anlatır mısınız?
Emrah: 30 yılı aşkın süredir gitaristlik ve prodüksiyonculuk geçmişim var. Rock temelli bir müzisyenim ama 90’lardan beri elektronik müzik dinler ve takip ederim. Sınırları zorlayan tarzlar ve soundları takip etmeyi ve puzzle çözer gibi “Bunu nasıl yapmışlar, bunu kendi müziğimde nasıl uygularım” diye araştırmayı seviyorum.
Fadıl: Yaklaşık 20 yılı aşkın süredir profesyonel müzik sektöründe yapımcı, menajer ve danışman olarak yer aldım. Son iki senedir masanın diğer tarafına geçtim. Şu an hem Volkswagen Arena’da teknik koordinasyon yöneticiliği yaparak hem de Black Rabbits’in bir üyesi olarak hayatıma devam ediyorum.
Yeni single’ınız “LOVE” yakında yayınlanıyor…
Fadıl: Haziran’ın ilk haftasında yeni teklimiz “LOVE”ı Mümkün İşler & Warner Music Türkiye etiketiyle yayınlamayı planlıyoruz. İlk defa bir şarkıyı yayınlarken bu kadar heyecanlanıyorum. Sonrasında yeni şarkılar gelecek.
Black Rabbits’in ilham kaynakları neler? Nasıl bir süreç işliyor şarkılarınızı yaparken?
Emrah: İlham kaynaklarımız Fadıl’la paylaştığımız ve beğendiğimiz şarkıları eklediğimiz playlist’lerimizdeki şarkılar. Bir noktada fikirler birikiyor ve kendi şarkımızda uygulamak üzere kolları sıvıyoruz.
Fadıl: Volkswagen Arena’da Klangkuenstler’ı ilk defa canlı dinlediğimde çok heyecanlanmıştım. Hemen ertesi gün Emrah’ı aradım ve grubu kurduk. Her janrdan bizim için bir ilham kaynağı çıkabiliyor. Bir tema, bir atmosfer hayal ediyoruz önce, sonra sırayla bu hayali gerçeğe çeviriyoruz.
“Yapay zekâ müziğe müthiş bir özgürlük sağlıyor”
Black Rabbits ismini seçmenizin sizin için özel bir anlamı var mı?
Fadıl: Beyaz tavşan gibi hilekâr değil siyah tavşan. Siyah tavşanı takip edersiniz sadece ama sadece müziğin olduğu yere gidersiniz.
Kıymeti çok bilinmemiş 90’lar Türkçe müzik zamanlarında Tuğçe San, Çiler gibi isimler vardı ve dönemlerine göre oldukça iyi şarkılar yaparlardı. Ama o akım bizde çok parlamadı. Bugünse müzisyen ve gruplar alternatifle elektroniği iç içe geçirirerek şarkılar üretiyor. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?
Emrah: Lalalar gibi modern saykedelik çalışmaları çok seviyorum. Harika bir damar yakaladılar, Türkiye’de değilse de Avrupa’da çok takdir görüyorlar. Hatta tesadüf o ki Barlas Özemek daha lisede okurken çaldığı grubun (Kırkaltı) ilk demolarını ben kaydetmiştim. Bu sanatçıların yurtdışında takdir görmesi bizim için şans, zira sadece Türkiye’ye bağlasalar başarıyı, kısa sürede pes ederler diye düşünüyorum. Neyse ki Avrupa’da konserler yapıyorlar ve yola devam ediyorlar.
Fadıl: 90’larda ciddi anlamda stüdyo albümleri yapılıyormuş. Yani aranjör, icracı, besteci, söz yazarı hep birlikte stüdyoda birlikte saatler geçirerek bağımsız bir şekilde en güzel sonuç için çalışıyorlarmış. Fakat sonrasında Türkiye’de -keza dünyada- yapımcı albümler modası başladı. Büyük plak şirketi sahiplerinin dediği oldu bir dönem. Neyse ki internetin yaygınlaşması ve ev stüdyosu olanaklarının zenginleşmesiyle birlikte zor da olsa bu dönem kapanıyor. Artık herhangi bir filtreye ya da revizyona maruz kalmamış bağımsız eserlere daha rahat ulaşabiliyoruz.
“Artık herhangi bir filtreye ya da revizyona maruz kalmamış bağımsız eserlere daha rahat ulaşabiliyoruz.”
Müzik prodüksiyonu için yapay zekâ kullanmak konusunda ne düşünüyorsunuz?
Emrah: Sanat yaparken kısıtlayıcı olmayı manalı bulmuyorum. Neden yapay zekâ kullanmayalım? E iyi o zaman 30 sene önce bilgisayar yoktu, bilgisayar da kullanmayalım, bant kaydı yapalım. 50 sene önce Synthesizer yoktu onu da kullanmayalım. Niye çizgiyi AI’da çekiyoruz ki? Kullanabildiğim her türlü teknolojik olanağı kullanmaktan yanayım. Sık kullandığım AI destekli yazılımlar vokal synthesis yapan yazılımlar. Sözleri, notayı ve zamanlamayı programlayarak tıpkı sanal bir yaylı programlar gibi vokal programlayabiliyoruz. Sadece elektronik müzikte değil rock müzikte de sık kullanıyorum. Geri vokal oluşturmak için de çok kullanışlı.
Fadıl: Hayatımıza yeni giren teknolojilere hep önyargılı yaklaşmışız. AI bizim işimizi elimizden alır mı? Fabrikasyon olursa evet ama artistik olarak hayır. AI gerçek sanat yapmak isteyenler için inanılmaz bir özgürlük sağlıyor.
“İstanbul elektronik müziğin eğlence merkezi oldu”
AI dışında hangi yazılım ve donanımları kullanıyorsunuz?
Emrah: Prodüksiyonları Presonus Studio One‘da oluşturuyorum. Arturia, Native Instruments, Roland gibi bilindik üreticilerin ses kütüphanelerini kullanıyorum. Canlı çalacağımız zaman projeyi Ableton‘a taşıyorum. Statik bileşenler ve canlı çalınacak bileşenlerin birlikte olduğu projelerimiz oluyor, set esnasında canlı hardware ve yazılım synthesizerlar ve midi controller’larla çalıyoruz. Statik bir setimiz yok, aranjeler sahnede değişebiliyor.
Fadıl: Ben GarageBand kullanıyorum şarkıların maketlerini yapabilmek için.
İstanbul’daki elektronik müzik ağırlıklı çalan mekânlar hakkında neler söyleyebilirsiniz? Sizce Türkiye’deki elektronik müzik izleyicisi nasıl bir profile sahip?
Fadıl: Çok güzel mekânlara sahibiz. Bölgede eğlence dünyasının merkezi durumuna geliyoruz ve bu ciddi anlamda bizi heyecanlandırıyor. Bu ekonomik kriz içerisinde, döviz kurlarının fırladığı bu dönemde hâlâ yerli yabancı isimlerin katıldığı uluslararası etkinliklere ev sahipliği yapabiliyoruz.
Canlı performans yapmayı düşünüyor musunuz?
Emrah: Performanslarımız zaten canlı, amacımız zamanla bilgisayardan gelen statik bileşenleri mümkün mertebe azaltıp hardware synthesizerlara dayalı bir elektronik müzik performansına dönüşmek. DJ’likten uzaklaşıp daha elektronikaya yakın bir performansa kaymak istiyoruz.
Fadıl: Elektronik müzik performansı esas çıkış noktamız olduğu için özgür bir şekilde çalmak istiyoruz.
Görselliğin sizin dünyanızda nasıl bir yeri var?
Emrah: Dünya çapında çok başarılı görselleri performanslarıyla birleştiren sanatçılar var ancak acı gerçek; görsel ve müziğin etkileyici bir uyum içinde olması demek, çok statik bir performans demek oluyor. Sahnedekilerin “play” tuşuna basması dışında bir şey yapmaması gerekiyor. Zira en ufak kayma görselle olan senkronu bozuyor. Deadmau5 festivallerdeki DJ’lerin önceden kaydedilmiş setler çalıp sahnede rol yaptığını açıklamıştı. Diğer seçenek müziğe tepki veren canlı görseller kullanmak, bunların da eski Winamp görsellerine benzeme ihtimali çok yüksek. Eğer etkileyici görselleri canlı bir performansta kullanabileceğimiz bir yöntem varsa, lütfen bize ulaşın! Yoksa yine yapay zekâyı bekleyeceğiz.
