Saatolog.com.tr

Saatolog.com.tr Logo

Müzisyenlerin Nefret Ettikleri Albümleri

24 Nisan 2025
Müzisyenlerin Nefret Ettikleri Albümleri
Her albüm, uzun ve sancılı bir yaratım sürecinin sonucunda ortaya çıkıyor. Ancak işler bazen planlandığı gibi gitmiyor. Müzisyenlerin nefret ettikleri albümlerini okurken şaşırmamak elde değil.

Baskılar, zaman darlığı, yapımcıların müdahalesi ya da sadece yanlış bir döneme denk gelmiş olmak… Tüm bunlar bir albümün, bizzat üreticisi tarafından bile sevilmemesine neden olabiliyor. Tabii iyi bir albüm yapmak biraz da şans meselesi… Bu yazıda, müzisyenlerin kendi diskografilerinde görmek bile istemedikleri, “Keşke hiç yayınlanmasalardı” dedikleri albümlere yakından bakıyoruz.

Joy Division – ‘Unknown Pleasures’ (1979)

İngiltere’nin post-punk hareketinin öncülerinden kabul edilen Joy Division’ın 1979 yılında yayınlanan “Unknown Pleasures” albümü pek çok dinleyici için bir milat aslında. Ama Joy Division bizimle aynı fikirde değil. Kendi yayınladıkları ilk EP’leri “An Ideal For Living”, ses kalitesinin kötü olması nedeniyle Division için bir felaket olmuştu. “Unknown Pleasures” ise punk’ın kendine has ilkel hallerini içermeyen, üzerinde daha düşünülmüş bir albümdü. Grup bu albümü Sex Pistols, The Clash gibi olması, daha doğrusu “duyulması” için kaydetmişti. Ancak prodüktör Martin Hannett’in planı farklıydı.

Müzisyenlerin Nefret Ettikleri Albümleri
Müzisyenlerin Nefret Ettikleri Albümleri

Şarkıların mix’lerini yaparken grubu stüdyoya almıyordu, mesela. Davulcu Stephen Morris bir belgeselde, “Aklımızda bu albüm için her zaman nasıl duyulacağına dair bir fikir vardı. Ve öyle olmadığında hayal kırıklığına uğramıştık” demişti. Hatta Pink Floyd gibi tınladığını da sözlerine eklemişti. Yıllar sonra yanıldığını söylese de, biliyoruz, Joy Division aslında bu albümü yapmaktan hiç de hoşnut olmamıştı.

2025 Konser Takvimi

Dünyanın En İyi 10 Müzik Festivali

2025 Müzik Albümleri: Bu Yıl Ne Dinleyeceğiz?

Duman’ın Kufi’sini Nasıl Bu Kadar Kolay Ezberledik?

Eminem – Encore (2004)

36 yıllık kariyeri boyunca 12 albüm yayınlayan Eminem, bu albümlerinin hepsini aynı şekilde bağrına basmıyor aslında. Beşinci albümü “Encore” bunlardan biri. İlk yayınlandığında dinleyicilerin de tepkisini çeken ama bir süre sonra hayranların sahiplendiği “Encore” Eminem’i de pek tatmin etmemişti. Bir kere zamanlaması kötüydü, 2004 Eminem’in zirvedeki yılıydı. Bir Oscar, dokuz da Grammy kazanmıştı. “Encore” bu anlamda bir hayal kırıklığı sayıldı, buna rağmen albüm 11 milyon sattı.

Müzisyenlerin Nefret Ettikleri Albümleri
Müzisyenlerin Nefret Ettikleri Albümleri – Credit: Travis Shinn

Eminem yıllar sonra verdiği bir röportajda şunları söylemişti: “Dört şarkının sızdırıldığını ve Los Angeles’a gidip, Dr. Dre’yi de alıp yeni şarkılar kaydetmem gerektiğini hatırlıyorum. Kendi başıma bir odada şarkı yazmıştım ve 25-30 dakikada onları bitirmiştim. Zamanımız yoktu ve ortaya çıkanlar çok saçmaydı. ‘Rain Man’ ve ‘Big Weenie’ gibi şarkılar yapmamın sebebi bu oldu. Oldukça uçuklar. Diğer şarkılar sızdırılmasaydı, Encore farklı bir albüm olurdu.” Aslında Eminem mahvolmuş bir albümü kısa süre içinde telafi etmeye çalışmıştı. Belki de tek yapması gereken, yeniden toparlanabilmek için biraz daha zaman geçmesini beklemekti. Bu yüzden Rap God bu albümü bugün hatırlamak bile istemiyor.

Foo Fighters – One by One (2002)

Dave Grohl için Foo Fighters başta tam olarak bir grup bile sayılmazdı. Aslında o Nirvana’nın dağılmasının ve Kurt Cobain’in zamansız kaybının ardından bu acıyla başa çıkabilmek için bir araçtı. Ancak daha sonra işler değişti. Peşpeşe yayınladıkları ilk albümleri “Foo Fighters”, “The Colour and the Shape” ve “There is Nothing Left to Lose” onları zirveye taşıdı. Grohl için bu beklenmedik bir baskıydı. İlk albümlerini sadece altı günde kaydetmişlerdi.

Müzisyenlerin Nefret Ettikleri Albümleri
Müzisyenlerin Nefret Ettikleri Albümleri – Credit: Andi K. Taylor

Dördüncü albümleri içinse durum böyle değildi. Finansal olarak çok maliyetliydi ve kayıt süreçleri hiçbir yere varmıyordu. Aslında sadece doğru zaman değildi. Grohl, bir rock grubunun albüm kayıtlarının çok uzun sürmemesi gerektiğini düşünüyordu: “Doğru hissettirmiyordu. Albüm yapmak her şeyden çok hisle ilgilidir. Yapıma çok odaklanmıştık çünkü amacımız bu büyük rock kaydını yapmaktı. Ancak enerjiniz üç aydan sonra azalmaya meyillidir. Spontanelik ve enerji rock ile çok ilgilidir ve rock kayıtlarının yapılması uzun sürmemelidir.” Bugün Foo Fighters nefret ettiği bu albümden yedi şarkıyı hayatları boyunca sahnede hiç çalmadıklarını itiraf ediyor.

The Beatles – ‘Let It Be’ (1970)

The Beatles’ın en sevilen şarkılarından biri olan “Let It Be”nin ismiyle aynı olan albümü grup için oldukça sorunluydu. John Lennon ve Paul McCartney birlikte o kadar çok şarkı yazıyordu ki, bir noktada şarkılar birbirine benzemeye başlıyordu. İkili özellikle “Let It Be”nin “Hey Jude”a çok benzediğini düşünüyordu. McCartney şarkıyı çok kaygılı hissettiği bir dönemde, annesinin ona söylediği sözler üzerine yazdığını söylemişti. Fakat iki şarkının da akor ilerlemesi ve genel temasında taşıdığı benzerlikler nedeniyle Lennon bu şarkının çok da hayranı değildi. Hatta radyoların Beatles’ın sadece beş, altı şarkısını çalmasından da hoşnut değildi.

Müzisyenlerin Nefret Ettikleri Albümleri
Müzisyenlerin Nefret Ettikleri Albümleri

Bir röportajında şöyle demişti: “Paul ‘Let It Be’yi yazarken ne düşünüyordu bilmiyorum. Sanırım ‘Bridge Over Troubled Water’dan esinlenmiş. Benim hissim bu, ancak devam edecek hiçbir şeyim yok. Bir ‘Bridge Over Troubled Water’ yazmak istediğini biliyorum” diyerek şarkının Simon & Garfunkel’in ünlü şarkısından esinlendiğini düşündüğünü söylemişti. Dahası, “Let It Be”nin kayıtları sırasında grup içinde kavgalar ve iç çekişmeler vardı. George Harrison bu sırada gruptan ayrıldı. Beatles bitmiş şarkılardan memnun değildi. McCartney, ünlü prodüktör Phil Spector’ı şarkıları kurtarmak için kayda dahil etti ama yine de sonuçtan çoğunluk memnun kalmadı.

The Clash – ‘Cut The Crap’ (1985)

Diplomat olan babası nedeniyle Ankara’da doğan Joe Strummer (asıl adı John Graham Mellor) ve bas gitarist Paul Simonon’ın temellerini attığı, The Clash’ın 1985’teki veda albümü “Cut the Crap” müzik eleştirmenlerine göre punk rock ruhunu canlı tutmaya çalışan Clash’in, kibar tabiriyle söyleyelim, başarısız bir girişimi olarak görülüyor. Kendileri bu albüm hakkında daha da ağır şeyler söylüyor aslında.

Müzisyenlerin Nefret Ettikleri Albümleri
Müzisyenlerin Nefret Ettikleri Albümleri

Mick Jones ve Topper Headon’ın bir önceki albüm sürecinde gruptan kovulması sonrası Strummer ve Simonon’ın birlikte kaydettikleri “Cut the Crap” yayınlandığında, dinleyici nezdinde pek hoş karşılanmadı. Albüm, eski üyelerin inşa ettikleri temelleri kopya eden bir taklit olarak algılandı. Özellikle de albümde yer alan “We Are the Clash” şarkısının saldırgan ve kinci bir şarkı olduğu konusunda eleştirmenler birleşti. Strummer “Cut the Crap” albümü sonrası bir ağacın altında oturup hıçkıra hıçkıra ağlamak için İspanya dağlarına gittiğini söylemişti. Yıllar sonra Jones’la birlikte Clash’i yeniden kurmak istese de bu hiç gerçekleşmedi. 2000’lere gelindiğinde orijinal kadronun yeniden birleşmesi gündeme geldi ancak bu kez de Strummer geçmişi tekrarlamakla ilgilenmediğini söylemişti.

Oasis – ‘Be Here Now’ (1997)

90’ların sonlarına doğru yayınlanan ve içinde “Stand by Me” gibi bir hiti barındırmasına rağmen, Oasis’in “Be Here Now” albümü grubun en sevmediği albümü oldu. Peki neden? Oasis’in bu albümdeki tüm şarkıları birbirinin tekrarı gibi görünüyordu. Yaratıcılıktan ziyade çok katmanlı gitarlarla gürültülü bir altyapısı vardı. Üstelik bu albümün yapım aşamasında yaşananlar Gallagher’lerin 15 yıl sürecek büyük kavgalarının da işaretçisi gibiydi.

Müzisyenlerin Nefret Ettikleri Albümleri
Müzisyenlerin Nefret Ettikleri Albümleri

Noel ve Liam bu albüm kaydı sırasında birlikte stüdyoda daha az vakit geçirmeye karar verdiler. Bir duygu eksikliği vardı. Daha da kötüsü, Radiohead’in “OK Computer” albümüyle Britpop’ta başlattığı yeni dalganın karşısında güçsüz kalmıştı. Grubun distopya, kapitalizm ve izolasyonu tasvir etmedeki sanatsal bakış açısına karşılık Oasis’in “Hiçbir şey umrumuzda değil, haydi kafayı bulalım” bakış açısı vardı. Bu da dinleyiciler için pek tatmin edici değildi, dinleyiciler bu albümü ilkel ve çocukça bulmuştu.

Oasis’in “Definitely Maybe” ve “(What’s the Story) Morning Glory?” albümlerinden sonra bu albüm tam bir hayal kırıklığıydı. Noel Gallagher albüm hakkında şunu söylemişti: “Stüdyoda madde kullanan, umursamayan bir grup adamın sesi. Şarkılar çok uzun ve tüm sözler berbat. Liam’ın tek kelime etmediği her milisaniyede Wayne’s World tarzında lanet olası bir gitar riff’i var.”

Blur – ‘The Great Escape’ (1995)

Belki de her sanatçının ve grubun kariyerleri boyunca “Keşke…” dediği pek çok albümü var. 90’ların Britpop döneminin en önemli ekiplerinden Blur için de aynı şey geçerli. Solist Damon Albarn, grubun 1991 albümü “Leisure” için de memnuniyetsizdi. Albarn bu albüm için “berbat” diyordu. Blur’un 1995’te yayınladığı “The Great Escape” için de sert davrandı. Aslında albüm yayınlandığında oldukça iyi tepkiler almıştı. “Charmless Man” ve “The Universal” gibi şarkılar sevilmişti ancak Albarn bu şarkıları “karmaşık” bulduğunu söylemişti.

Müzisyenlerin Nefret Ettikleri Albümleri
Müzisyenlerin Nefret Ettikleri Albümleri

Damon Albarn’ın her iki albümden de hoşnut olmamasının nedeni aslında Blur’un tam olarak kendini ortaya koyamadığını düşünmesinden kaynaklanıyordu. Yıllar sonra verdiği bir röportajda şöyle demişti: “Yüzlerce hata yaptım. İki kötü albüm yaptım. İlk albüm berbattı ve The Great Escape de karmakarışıktı.” Hatta 2007’de Kaiser Chiefs’in “Yours Truly, Angry Mob” albümünü de “The Great Escape”e benzetmişti. Bu albümler sonrası Gorillaz’la başka dünyalara dalmaya karar verdiğini de biliyoruz.