Kitap tutkunları hazır olun. Mutlaka okumanız gereken edebiyat klasikleriyle dünya turuna çıkıyoruz.
Edebiyat klasikleri, belki de kitap oburlarının bile zaman zaman kendini yetersiz hissettiği alanlardan biri. Zira Frank Zappa’nın da dediği gibi; “So many books, so little time.” Yani bu kadar çok kitap için bir hayli az vaktimiz var. O yüzden size alışveriş listenizi yapmadan önce rehberlik edecek “Mutlaka okumanız gereken edebiyat klasikleri” listemizi sunuyoruz. Liste elbette bununla sınırlı değil, ancak yakın zamanda raflarda yerini alan taze yayınlar ve dünya klasiklerinden farklı örneklerle ilk derlememize başlıyoruz.
Edebiyat klasikleri, sadece bir dönemi anlatmakla kalmaz; adeta insanlık tarihinin ortak hafızasını taşır. VakıfBank Kültür Yayınları’nın yakın zamanda raflarda yerini alan “Fransız Edebiyatı”, “Rus Edebiyatı” ve “On Sekizinci Yüzyıl İngiliz Edebiyatı” kitaplarının bu hafızayı yeniden keşfetmenize kapı aralayacağı kesin. Fakat bu yolculuk yalnızca Avrupa ile sınırlı değil. Latin Amerika’dan Japonya’ya, dünya edebiyatının köşe taşları sayılan klasikler, kültürler arası bir buluşmayı mümkün kılıyor.
Kütüphanenizde Olması Gereken Dünya Klasikleri
Fransız Edebiyatı: Devrim Ruhuyla Yazılan Satırlar
Alison Finch’in “Fransız Edebiyatı: Kültürel Bir Tarih” eseri, edebiyatın toplumsal devrimler ve kimlik inşasındaki rolünü gözler önüne seriyor. Montaigne’in bireyci düşüncelerinden Victor Hugo’nun Sefiller’ine, Sartre’ın varoluşçu eserlerine uzanan bu kültürel yolculuk, Fransız edebiyatını anlamak isteyenler için vazgeçilmez. Makbule Oğuz’un çevirisiyle yayınlanan kitap, edebiyatın yalnızca bir sanat dalından ziyade toplumsal devrimlerdeki önemli rolünü hatırlatıyor.
Rus Edebiyatı: Trajedinin Kalemi
Dostoyevski’nin Suç ve Ceza’sı, Tolstoy’un Savaş ve Barış’ı ya da Çehov’un kısa hikâyeleri… Rus edebiyatı şüphesiz insan psikolojisinin en derin noktalarını ele alarak dünya edebiyatına damgasını vurmuş klasikleri barındırıyor. VakıfBank Kültür Yayınları’nın yakın zamanda yayınladığı Andrew Baruch Wachtel ve Ilya Vinitsky’nin “Rus Edebiyatı” kitabı, bu zengin mirası disiplinler arası bir perspektifle ele alıyor. Eser, Korkunç İvan’dan Büyük Petro’nun reformlarına, 19. yüzyılın altın çağından Sovyet dönemine kadar uzanan bir panoramayla birçok ünlü Rus yazarını kadrajına alıyor.
İngiliz Edebiyatı: Romanın Yükselişi
Defoe’nun Robinson Crusoe’su, Swift’in Gulliver’in Gezileri ya da Austen’ın Gurur ve Önyargı’sı… 18. yüzyıl İngiliz edebiyatı, roman türünün yükselişi ve kadın yazarların sahneye çıkışıyla edebî dönüşümün belki de tam merkezinde yer alıyor. Charlotte Sussman’ın kaleme aldığı eser, edebiyatın toplumsal cinsiyet rollerini nasıl dönüştürdüğünü anlamak için önemli kaynaklardan biri.
Latin Amerika Edebiyatı: Büyülü Gerçekçilik
Dünya edebiyatına bir başka soluk getiren Latin Amerika, büyülü gerçekçiliğin doğduğu topraklardan bir tanesi. Gabriel García Márquez’in Yüzyıllık Yalnızlık’ı, Borges’in felsefi öyküleri ve Isabel Allende’nin Ruhlar Evi’yle Latin Amerika edebiyatı, gerçekle hayal arasında kurulan ince bir köprüye dönüşüyor.
Japon Edebiyatı: Sadeliğin ve Derinliğin Sesi
Japon edebiyatında Yasunari Kawabata’nın Bin Beyaz Turna’sı ve Haruki Murakami’nin modern klasiklerinden Sahilde Kafka gibi eserleri, gelenekle modernliği bir arada sunuyor. Özellikle Haiku gibi minimal şiirlerle başlayan bu edebiyat tarzı doğanın sadeliğini insanın duygusal derinlikleriyle birleştiriyor.