Kurallar değişiyor ama otomobil dünyasında en hızlı, en güçlü, en prestijli olma yarışı hiç bitmiyor. Yılın yarısını ardımızda kalsa da en yeni lüks otomobiller hız kesmeden sıralanmaya devam ediyor.
Otomotiv sektörü, tüm kısıtlamalara ve yeni kurallara rağmen, lüks donanımları sunmaktan geri kalmıyor. 2024’ün en yeni ultra lüks otomobillerinde de bunu gözlemlemeye devam ediyoruz. En hızlı, en güçlü ve en prestijli olma konusunda süregelen yarışta yöntemler değişse de en iyisini sunma kaygısı değişmiyor. Örneğin Bugatti, son W16 motorlu modeline özel bir paket hazırlarken, ana akım markalar arasındaki Ford, Mustang efsanesinde LeMans ekipmanlarını yollarla buluşturarak sınırları zorluyor.
Bugatti Chiron Super Sport L-Ultime: Jübilenin imzası!
Volkswagen Grubu sayesinde Veyron ve ardından Chiron modelleri ile bir kez daha otomotiv dünyasının zirvesinde yer alan Bugatti, yeni tanıtılacak modeli öncesinde, Chiron Super Sport L-Ultime’yi ortaya çıkararak jübile serisinin sonuna geliyor. Üretilen son Chiron konumuna gelecek olan Chiron Super Sport L-Ultime, markanın daha önce elde ettiği “Dünyanın En Hızlı Seri Üretim Otomobili” unvanı bu modelde de uyguluyor. 2016-2024 arasında toplamda 500 adet üretim sınırı olan Bugatti Chiron, bu özel modelde 500’üncü üretim plakasına da yer veriyor. 1500 beygir gücündeki Bugatti Chiron Super Sport L-Ultime, “standart” modeldeki 417 km/s (Sınırlandırılmış) maksimum hız yerine 490 km/s’ye ulaşabilme iddiasını barındırıyor.
Üretilecek son Bugatti Chiron olan Chiron Super Sport L-Ultime, Bugatti Sur Mesure takımı tarafından özenle birleştirildi ve renkleri de buna göre belirlendi. “Fransız Yarış Mavisi” ve “Atlantik Mavisi” gibi, Bugatti’nin mavi temasına vurgu yapılan kombinasyonda önden arkaya doğru koyudan açık maviye geçiş dikkat çekiyor. Ayrıca bu renk geçişi esnasında, Chiron’un üretiminde ve ulaştığı başarılarda adı geçen yer ve isimler de el yazısıyla işli durumda.
Örneğin 490 km/s hıza ulaşılarak rekor kırılan Ehra-Lessien pisti, pek çok testin gerçekleştirildiği Paul Ricard pisti, ilk sergilemenin yapıldığı Cenevre, hemen her modelin ilk sergilendiği yer olan Chantilly ve çok daha fazlası gövdeye gururla yazılmış. Ayrıca 500’üncü üretim numarası, adaptif arka spoylerin içinde de büyük şekilde işlenmiş. Şimdilik bildiğimiz kadarıyla üretilen son W16 motordan dolayı da bu ifade gövdenin pek çok yerinde mevcut. Fransız bayrağı ise yan aynalardaki yerini almış.
Ön jantlar koyu renkteyken, arkadakiler açık renkte tercih ediliyor. Bu sayede havayı yararken oluşan direnç sembolize ediliyor. Bu Chiron ile bir dönem sona ererken Bugatti, V16 motor ve elektrik destekli yeni serisi ile yola devam edecek.
Ford Mustang GTD: En vahşi Mustang!
Dünyanın en çok satılan spor otomobili Ford Mustang, Avrupalı rakipleriyle kıyaslandığında viraj performansı konusunda geride kaldığına dair eleştirilir. 2024 Le Mans 24 Saat Yarışı’na katılan Ford, bu algıyı değiştirmek ve modelin potansiyelini göstermek için GTD uzantılı bir Mustang’i tanıttı. Sadece 5.2 litrelik süperşarj destekli motoruyla 800 beygir güç üretmesi, Ford Mustang tutkunları için yeterli olsa da, Ford bununla yetinmeyerek karbon-fiber ve magnezyum malzemelerle Mustang GTD’yi bambaşka bir otomobil olarak üretiyor.
Yeni tanıtılan Performans Paketi sayesinde Mustang GTD, 325.000 dolardan başlayan fiyatıyla, “En Pahalı Mustang” unvanını alırken, 800 beygir ile “En Güçlü Seri Üretim Mustang” ve Nürburgring Nordschleife’yi 7 dakikadan kısa sürede turlamasıyla da “En Hızlı”, “En Performanslı” ve dolayısıyla da “En İyi Yol Tutuşa Sahip Mustang” unvanlarını da elde etti. 6 farklı gövde renk seçeneği arasındaki Chrorma Flame ise sadece bu seriye özel. İç mekanda ise müşteriler diledikleri ne renk varsa, bir örnek getirmeleri halinde Ford bu renkte iç mekanı üretebiliyor.
Bu da Ford Mustang GTD’nin “En Kişiselleştirilebilen Mustang” unvanına da sahip olmasını sağlıyor. Sınırlı sayıda üretilecek olan Ford Mustang GTD, ilk aşamada 4.000 adetten fazla sipariş aldı.
BMW 1 Serisi: Kasa kodunu değiştirten makyaj
BMW sahibi olmanın giriş noktası olan 1 Serisi, 2024 itibarıyla makyajlanarak, premium kompakt hatchback sınıfındaki iddiasını koruyor. Ancak BMW, bu yeni model için yeni bir kasa kodunu kullanarak, bunun bir makyaj değil, tamamen yeni model olduğuna vurgu yapıyor. Bunu, F70 kasa kodlu yeni 1 Serisi’nin, F40 kasa kodlu 1 Serisi ile aynı platform (UKL2) üzerinden üretilmesinden anlayabiliyor. Yine de geliştirmeler dikkate değer. Daha alçak ancak yanlara doğru genişleyen “Böbrek Izgara”lar, keskinleşen bakışlı farlar, daha fazla dış ve iç bükey kavisli gövde paneller ve arka bölümdeki yeni aydınlatma grubuyla daha farklı görünen bir BMW 1 Serisi ile karşı karşıyayız.
BMW M Sport Paketi ve BMW M Sport Design paketleriyle müşteriler tercihlerini yapabiliyor. 48V’luk yeni elektrik destekli altyapı, 300 beygire uzanan güç seçeneklerini barındırıyor. Artık, BMW’nin kavisli ekranını barındıran iç mekanda hayvansal deri kullanımından vazgeçiliyor. Versiyona göre geri dönüştürülmüş polyester ile de koltuklar kaplanabiliyor. Daha sade iç mekanda parça kullanımı azaltılarak doğaya karşı olan sorumluluğa vurgu yapılırken, doğal renklerin kullanımına ağırlık veriliyor. Yine de ısıtmalı koltuklar, otomatik klima, elektrikli katlanan yan aynalar, otomatik park sistemi gibi lüks donanımlar sunulmaya devam ediyor.
Morgan Midsummer: 115 yıllık geleneğin simgesi
Ahşap temelli şasileriyle geleneksel otomobil üretimin simge markalarından İngiliz Morgan, Midsummer modeliyle bir kez daha gündeme geldi. 115 yıldır elde üretim yapan Morgan ile bir başka efsanevi otomotiv şirketi İtalyan Pininfarina’nın bir araya geldiği bu otomobil, sadece 50 adet üretilmesiyle de özel bir koleksiyon değerine ulaşıyor. Efsanevi İngiliz markanın en yeni bütünleşik alüminyum platformu CX, 6 silindirli turbo motor ve 8 kademeli otomatik şanzımanının kullanıldığı Morgan Midsummer, her iki şirketin de butik, kişiye özgü otomobil tasarımı ve üretimi felsefesini yansıtıyor.
Eşsiz spor otomobiller üretmeye odaklı Morgan ve Pininfarina, bu model sebebiyle bir araya geldikleri ilk anda nasıl bir üretim yapacaklarına karar verdiler. Geleneksel bir ön cam yerine, iki küçük ön cama yer verilen Morgan Midsummer, “Barchetta” adındaki küçük ama hızlı teknelere gönderme yapıyor. Hafifliğe odaklanılan her aşama kendini 19 inçlik alaşım jantlarda da kendini gösteriyor. Her biri sadece 10 kilogram ağırlığındaki jantlar, standart modellerde kullanılanlardan 3 kilogram daha hafif ve çok daha sağlam.
Her bir Morgan Midsummer, sipariş eden kişinin zekine göre üretilecek ve dolayısıyla her biri eşsiz olacak. Normal şartlarda kullanılan “Design by Pininfarina” amblemi ise “Pininfarina Fuoriserie” olarak ilk defa bir otomobilde yer bularak Morgan Midsummer’ı daha da eşsiz kılıyor. Morgan markasının 115’inci kuruluş yıldönümü olan 2024 itibarıyla üretimi başlayan Morgan Midsummer’ın teslimatları 2025 yılı boyunca devam edecek.
Mercedes-AMG CLE 53 Cabrio: Açık hava sürüşünün en iyilerinden!
Lüks otomobil dünyasında üstü açık seyahat seçeneklerinde her zaman bir Mercedes-Benz bulmak mümkündür. Bu gelenek, Mercedes-AMG CLE 53 Cabrio ile devam ediyor. 4 kişilik üstü açık Mercedes-Benz modellerini tek bir seride, E Serisi bazında, CLE Serisi potasında eriten marka, dinamizm, zarafet, teknoloji ve güvenliği bir kez daha en iyi paketle tutkunlarıyla buluşturuyor. Söz konusu modeldeki AMG ifadesi, serinin en güçlülerinden biri olduğunu ifade ediyor. 3.0 litrelik turbo beslemeli 6 silindirli ünite, elektrik desteğiyle birlikte 449 beygir gücüne ek olarak 560 Nm de tork sunuyor. Overboost fonksiyonu sayesinde 10 saniyelik bir periyotta maksimum tork değeri 600 Nm olabiliyor.
Bu da ani hızlanmaların veya sollamaların bir göz kırpma zamanında gerçekleşmesini sağlıyor. Çift kavramaları AMG SPEEDSHIFT 9G otomatik şanzıman, tamamen değişken tam zamanlı AMG Performance 4MATIC+ dört tekerlekten çekiş sistemi ve aktif arka aks yönlendirmesi gibi teknolojiler sayesinde de bu otomobil adeta fizik kurallarına meydan okuyor.
Neredeyse hiçbir faktör, Mercedes-AMG CLE 53 Cabrio’nun açık hava zevkinin önüne geçemiyor. Bunun için tavan açıkken ön camın üstünden yükselerek kabine gelen havayı azaltan AIRCAP ve ön koltukların ense bölümünden (Gerektiğinde) hava üfleyen AIRSCARF donanımlarına güveniliyor.
Siyah, kırmızı ya da gri renkte tercih edilebilen çok katmanlı katlanabilir kumaş tavan ise 60 km/s’lik sürüş hızlarına kadar 20 saniyelik sürede katlanma operasyonunu gerçekleştirebiliyor. İlk defa sadece elektrikli olarak üretilen tavan sistemi, çok daha sessiz çalışmasıyla da akustik konforunuzu etkilemiyor.