
Paris’te bir köprünün üzerinde buluşan aşık bir çift, bulutların üzerinde şarkı söyleyen bir peri… Zamanı şiirsel bir yolla sunan Van Cleef & Arpels’ın Uluslararası Pazarlama Direktörü Jean Bienayme ile bir araya geldik.
Van Cleef & Arpels’ın meşhur mottosu “Poetry of Time”, yani zamanın şiiri. Aşk hikayeleri, peri masalları gibi büyüleyici öykülerden ilhamla saatler tasarlayan marka, her sene Watches and Wonders’ta fuarın en romantik stantlarından birini yaratıyor. Bu sene fuar sonrasında bir araya geldiğimiz markanın Uluslararası Pazarlama Direktörü Jean Bienayme ile saatler üzerine keyifli bir sohbet ettik.

Saatçiliği mücevher dünyasıyla birleştiriyor, şiirselliği saat tasarımlarınıza entegre ediyorsunuz. İlham kaynağınız nedir?
Van Cleef & Arpels’ın saat tasarımları, marka tarihinin yanı sıra yıllar içinde biriktirdiği aşk hikâyeleri, doğanın büyüsü ve modadan alıyor ilhamını. Tarihimizde hikâyeler önemli bir yerde duruyor ve zamanla güçlü bir ilişki kuruyor. Amacımız, saatçiliğin inceliklerini mücevherle kusursuz bir şekilde birleştiren saatler sunmak. Anlatmak istediğimiz öyküyü mine işi, minyatür, gravür ve mücevhercilik gibi zanaatı öne çıkaran usta işçiliklerle ön plana çıkarıyoruz. Saatçiliğe bu yaklaşımımızı “Poetry of Time” (Zamanın Şiiri) mottosuyla anlatıyoruz. Üretmeye mekanizma, kasa ya da tasarımla başlamak yerine ilhamla başlayarak şiirsel hikâyelere hayat veriyoruz. Bir bulutun üzerine oturmuş zamanı söyleyen bir peri, saatlere göre açılan çiçekler, bir köprüde buluşup öpüşen aşıklar…

Yılın en büyük saatçilik fuarı Watches and Wonders 2025’i arkamızda bıraktık. Bu yıl nasıl bir çizgide tanıttınız yeniliklerinizi?
Bu sene, Van Cleef & Arpels’ın 1906’da doğduğu, bugünlerde de amiral mağazalarımızdan birinin konumlandığı 22 Place Vendôme adresiyle Paris’e saygı duruşunda bulunma fırsatını yakaladık. Paris atmosferi, kültürü ve aşk hikâyeleriyle kimliğimizi etkiledi. Markamızın sevilen temalarından biri olan aşk temasını, günün çeşitli anlarından manzaralarla harmanlayarak Lady Arpels Pont des Amoureux modelini tanıttık. Bu koleksiyonun hikâyesini devam ettirmek için markanın 19. yüzyıl atmosferinde geçen yeni bir bölümü, Lady Arpels Bal des Amoureux Automate ile hayal ettik. Ve yeni bir Cadenas modeli ile Ruban Mystérieux modelini Paris köklerinden aldığımız ilhamla tanıttık.
Sizin favoriniz hangisiydi?
Lady Arpels Bal des Amoureux Automate, Van Cleef & Arpels’ın kimliğini en iyi yansıtan saatlerden biri oldu. Bu tasarımla hikâye anlatıcısı yanımızı gösteriyor, Lady Arpels Pont des Amoureux modelinde başlayan hikâyeyi devam ettiriyoruz. Bu modeller, saat yapım uzmanlığı ile sanatsal mühendisliğin birleşimini temsil ediyor. Farklı savoir-faire’leri bir araya getirmek, Van Cleef & Arpels’ın DNA’sına ve saat yapımına derinlemesine kök salmış bir özellik.

Geçen sene GPHG’de “Yılın Komplike Kadın Saati” ödülünün sahibi oldunuz. Hem zarif hem de komplike saatler yaratmanın sırrı nedir?
GPHG gibi prestijli bir etkinlikte ödül kazanmak bir ayrıcalık. Ödülü kazandığımız saat, “Poetry of Time” mottomuzu ve zaman anlayışımızı tam anlamıyla yansıtan bir örnek. Kurulduğumuz yıl 1906’dan bu yana, ilham kaynaklarımızı besleyerek her daim yeniliğin sınırlarını zorlamaya çalışıyoruz. Son yıllarda pek çok ödül almamızın önemli bir nedeni bu olabilir. Bir yandan mirasımızdan kopmuyor, bir yandan da yenilikçi yanımızı devam ettiriyoruz. Özellikle saat koleksiyonlarımızda nadir becerileri ve zanaatkarlığı yaşatmaya kararlıyız. Tabii, yeni teknikler aramaktan da hiç vazgeçmiyoruz. Tüm bu unsurları bir araya getirerek hikaye anlatımına yeni yollar sunabiliyor, duygular uyandırabiliyoruz.