Piyasaya çıktığı gibi dillere dolandı. İlk konserinde binlerce insan tek ses söyledi. Şimdi akıllarda aynı soru: Duman’ın Kufi’sini nasıl bu kadar kolay ezberledik?
Türkçe rock müziğin bayrağını göndere çektiği 2000’ler ve 2010’lardan sonra, uzun bir zaman çok popüler olan rap müziğin nasıl hayatımıza zuhur ettiğini çok konuştuk. Sevdik rap müziği, fakat dön dolaş yine aynı yere geldik. “Ahhh nerde o 2000’lerdeki rock müzik?”
Neden bu kadar can-ı gönülden meftunduk biz Türkçe rock müziğe peki? İsyanımızı, derdimizi kendi dilimizde dinleyebildiğimiz için, evet. Gitar sevdiğimiz, sololara bayıldığımız için, evet. Ama sadece bu da değil. Biraz daha derinlemesine düşündüğümüzde, biz aslında şarkı sözlerine de vurgunduk.
100 metre öteden duysak, onun kimin şarkısı olduğunu şak diye anlayabildiğimiz günleri özlemiştik. Duman’ın geçtiğimiz günlerde yayınlanan iki yeni single’ı “Kufi” ve “Nerde Benim Kafam”ı duyduğumuzda bir çoğumuz “İşte bu bir Duman şarkısı!” dedik. Daha ilk notalarında kalbimiz pır pır çarptı, şarkının nasıl ilerleyeceğinden hiç şüphe duymadık. İlk dinlemede “Kufi”yi ezberledik bile. Peki nasıl bir dinlemede hemen hafızamıza kazındı bu şarkı? Eski defterleri açmak için yol gözlüyorduk belki de. Gelin biraz daha eşeleyelim bu şarkı sözlerini.
Duman: Kısa, Öz, Etkili
Tıpkı bir ressamın, eserinin sağ alt köşesine imzasını atması gibi, Duman şarkılarındaki göndermeler tam anlamıyla onlara has. “Biz bu kafalara gelemedik, abi/ Bu gösteri kallavi/ Aktörleri daha iyi/ Bu aktroller daha iyi” (Kufi, 2024), “Komşu toprağa kimi gömmüşler/ Haberin var mı koç?/ Manası yoktur yok, yok bu alemin…” (Manası Yok, 2002). Aşk şarkılarında da belirli göndermeler var: “Bebek”, “Bal”, “Oje”, “Dibine Kadar” gibi şarkılardaki cinsel göndermeler çok incelikli: “Isırır ısıtır dudakları, ıslak ıslak öpmek gerek” (Bebek, 1999), “Yavrum sen benim balımsın, tadına alışmış canım” (Bal, 2002)…
Duman, şarkılarında samimi, sade ve şiirsel bir dil kullanıyor, rest çekiyor, “Eyvallah” diyor, “abi”, “koç”, “yavrum”, “lan” diyor. Kısa, tekrar eden, öz ve etkili bir üslup tercih ediyor. Bu da şarkıları marş kıvamına getiriyor. Ve böylece şarkılar çok kolay ezberleniyor. Yıllar sonra “Kufi”de yaşadığımız şey tam da bu aslında: Eskisi gibi, ama tamamen yeni ve söylemek istediğimiz her şeyi söylüyor. Duman, yeni bir albümle döneceği müjdesini verdi vereli içimizde bir kıpırtı, bir heyecan.
Hayko Cepkin: Nağmeli, Hikâyeli, Teatral
Her seferinde seçtiği bir tema ile hem albümlerinde hem sahnesinde dinleyicisini avucunun içine alan Hayko Cepkin en çok neleri söylemeyi seviyor? Karanlık atmosferleri destekleyen hayat, ölüm, acı, yalnızlık… Ama bir yanda da en çaresiz anda bile filizlenen bir umut. Cepkin eserlerinde nağmeli ezgileri seviyor, bu yüzden çoğu şarkısı dua eder, ritüel yapar hissiyatını taşıyor. Sıkça “eller” ve “gözler” diyor: “Ellerime doğup da neden ölüyor?” (Kabul Olur, 2019) veya “Gözlerime bakma sakın, yarası saklı” (Yarası Saklı, 2005) sözlerindeki gibi.
Kendi ata sözlerini, deyimlerini yazıyor: “İnsan dünyaya bir kambur, senden değilse hemen vur” (Hayvaaağ1n, 2020). Bu şarkılar tek başına varoldukları gibi, çoğu zaman teatral bir sahnede neredeyse gözümüzün önüne kanlı canlı dikilir hale geliyorlar. Hayko Cepkin şarkılarını “canlandırmayı” seviyor yani. Cepkin aynı zamanda şarkılarının içine bazı mesajlar da gizliyor. “Yalnız Kalsın”ın sonundaki beddua gibi.
Teoman: Mekânlar, Kadınlar, İçkiler Ve Yalnızlık
Teoman şarkılarına yıllar geçse de karşı koyamıyoruz. İçimize işlemiş, artık neredeyse hücrelerimizle bir olmuş pek çok şarkısı var usta müzisyenin. Teoman, şarkılarında mekân kullanmayı çok seviyor. “İstasyon İnsanları”, “Renkli Rüyalar Oteli”, “İstanbul’da Sonbahar” gibi. Ya da en meşhur şarkısındaki gibi: “Bir bar taburesi üstünde, babamın öldüğü yaştayım” (Paramparça, 2000).
Kadınlar, ilişkiler ve içki Teoman şarkılarının vazgeçilmezleri. “Çok kadın hiç kadındır oğlum, yalnızlıktır sonu…” veya “Hayalimdeki adsız kadın, sanki ağzımda tadın…” (Rüzgâr Gülü, 2000) gibi. Serserilik yapmak, varoluşsal sorunlar, yasak aşklar, sevişmeler ve asla unutmayacağımız muhteşem sözler: “Hem yara bandım, hem yaram” (Gönülçelen, 2001) gibi.
Mor ve ötesi: Politik, Direnişçi ve İçsel Çatışmaların Sesi
Şu aralar Duman’ın ruhumuzda yarattığı etkiyi Mor ve Ötesi de 2022 yılında yayınladıkları “Sirenler” albümüyle yapmıştı. Grubun aynı anda yayınladığı “Dünyaya Bedel” ve “Forsa” şarkıları ile İnönü Stadı’nda verdikleri muhteşem konser hâlâ hafızalarımızda. Grup “oyun”lu sözleri şarkılarında sıklıkla kullanıyor: “Bak bu son perde, oyun yok bundan sonra” (Bir Derdim Var, 2004), “Oyunbozan mu haklı, biri söylese?” (Oyunbozan, 2012), “Her oyuna hevesli bir kahramandım” (Güneşi Beklerken, 2012).
Adaletsizlik, eşitsizlik, savaş karşıtlığı, ifade özgürlüğü, gibi toplumsal sorunları ağırlıklı olarak işleyen MVÖ şarkılarında ayrıca aşkı anlatan, zarif, derinlikli sözler de mevcut: “Yüzünden başlasam gitmeye uzaklara…” (23, 1998)… Ayrıca Mor ve Ötesi şarkılarında kimlik arayışı, içsel çatışmalar, kendini keşfetme ve anlam arayışı gibi temalar da sıklıkla yer alıyor.
Şebnem Ferah: Kadınlık, Bağımsızlık, Kırgın Aşk Şarkıları
Türkçe rock dünyasının en önemli seslerinden Şebnem Ferah 2018’den bu yana yeni bir albüm yayınlamadı. Ama bugüne kadar yayınladığı unutulmaz şarkılar artık Türkçe rock müziğin kilometre taşları arasında yer aldı desek yeridir. Şebnem Ferah şarkılarının ana fikrinde genellikle bağımsızlık, özgürlük, güçlü olmak var. Ve bu şarkıların pek çoğu kırık bir kalple de olsa her şeyi sıfırlamaktan, temizlemekten, geriye dönüp bakmamaktan bahsediyor. Bazı şarkılarına uzun isimler seçiyor: “Çocukken Sahip Olduğum Kırmızı Rugan Ayakkabılar” gibi.
Kadın olmak da Ferah’ın şarkı sözlerinin ana bileşeni: “Ben bir kısrak gibi gelmişim dünyaya, şahlanıp koşmak içimde var” (Hoşçakal, 2005), “Gelinlik giymeden ışığı görmeden, bebeğimden önce vazgeçtim dünyadan” (Vazgeçtim Dünyadan, 1996). Kadının da ilişkilerde cesur olabileceğini, dimdik ayakta durabileceğini söylüyor: “Ya şimdi tut elimden, ya da bir daha söz etme özlemekten!” (Gözlerimin Etrafındaki Çizgiler, 2013), “Nereye? Dur gitme, bırak kadının olayım…” (Bırak Kadının Olayım, 1996).
Özlem Tekin: Yırtıcı, Tek Başına, Özgür
Türkçe rock sahnesinin en özgün isimlerinden biri olan Özlem Tekin ne yazık ki 2013 yılından bu yana yeni albüm yapmıyor. Oysa onun dünyası her zaman dikbaşlı, isyankârdı, biraz muzip, biraz da sert tavrıyla her zaman diğerlerinden bir adım öndeydi. Öfkeden deliye döndüğümüzde imdadımıza yetişirdi. Özlem Tekin şarkılarında ayrılık acısından bahsederken de oldukça sertti: “Bugün seni öldürsem mi, cesedine tükürsem mi?” (Kargalar, 2013). “Yüreğimde öfken, yüzümde gölgen, gidiyorum dönmem bahardan önce.” (Bahar, 1998).
Cesaret isteyen itirafların da şarkılarını dinledik Özlem Tekin’den. Bir kadının aldattığını açık açık itiraf ettiği, onu tanıdığımız ilk şarkısı “Aşk Her Şeyi Affeder Mi?”yi unutabilir miyiz: “Çok üzgünüm istemeden, seni dün gece aldattım…” (Aşk Her Şeyi Affeder Mi, 1996). Özlem Tekin şarkılarında maskülen bir tavır da hissedilirdi: “Hey, hey var mı yan bakan, hey hey, kaş göz oynatan?” (Var mı Yan Bakan, 1996), “Bir tek ben erleri yendim kız başıma, sende yıkılmam!” (Dağları Deldim, 2002). Bir sürpriz yapıp bizi eşsiz sesiyle yeniden buluştursa muhtemel ki “Bu bir Özlem Tekin şarkısı!” diye çırpardık ellerimizi.
Athena: Sloganlar, Ünlemler, Argo
Bir müsabaka olsun olmasın, Athena duyduğumuz anda bir forma giyip tribünlere doğru koşasımız geliyor. Slogan mı atacağız? Verin bir Athena şarkısı. Bağırıp çağırmak mı istiyoruz? Açın bir Athena şarkısı: “Bir sevgilim olsa giderim balayına, ah bi’ de bekârsam giderim alayına!” (Arsız Gönül, 2010), “Öpücem öpücem dedim sana, trip yapma, yapma! (Öpücük, 2002). Günlük dil, ünlemler, “Ah”lar, “Oh”lar ve tabii ki argo onlarda sırıtmıyor. Mesela Ankara argosunda “çam yarması” anlamındaki “geblo” sözcüğünü “Kötü Kedi Şerafettin” filminin soundtrack’i için kullanmışlardı.
Marş dendiği zaman topraklarımız üzerindeki en bereketli ekibin de Athena olduğunu söyleyebiliriz elbette. “On İki Dev Adam” yıllara meydan okudu, Fenerbahçe için bir EP de yaptılar. Aşkın da vurdulu kırdılı hallerini onlardan dinledik: “Koysan koysan, ağzımın ortasına koysan/ Sonra ben sana sarılsam/ Sevişsek aylar susar, her şey bıkar seninle/ Sonbahar gülleri gibi çürürüz olur biter…” (Pis, 2010). Tozu dumana katma konusunda kimse Athena’nın eline su dökemez herhalde.
Kurban, Vega ve Kargo: Vazgeçemediğimiz O Şarkılar
- Artık birlikte değiller ama Kurban da Türkçe rock tarihimize birbirinden kıymetli şarkılar hediye etmişti. Anadolu rock geleneğini cayır cayır gitarlarla destekleyerek kimi zaman film repliklerinden esinlenen (Yalan, 1999) kimi zamansa magazin programları dış ses seslendirmelerine uzanan (Ateş Var Mı, 2010) oyuncaklı şarkılar yaptılar. Kurban’ın ahenginde de kimlik arayışı, Tanrı, varoluş sorunları ve özdeyiş kıvamında sözler yer alıyordu: “Karanlığım uyanmadan uyut beni, unut beni/ Bu varlığım yok olmadan çürüt beni.” (Uyut Beni, 2005).
- Yeniden bir araya gelen Kargo da şiirlerden, şairlerden, romanlardan içki ve yeraltı edebiyatından (Şairin Elinde, Bad’lik Amiri 1997) ilham alan şarkılar yaptı. Yalnız ve kırık aşk şarkıları konusunda da çok şiirsel bir üslupları vardı: “Aşk bomboş bir park şimdi.” (Kalamış Parkı, 1998.)
- Aşkın en saf, en naif, en tatlı hallerini anlatan ekip ise 90’ların sonundan günümüze uzanan Vega’dan başkası olmadı. Sitemler, özlemler, rüyalar, gerçekler onların şarkılarında nefes aldı. “Gece ağır ağır gelir, gelir başucumda bekler / Bana bittiğini söyler, bir daha sevmeyeceğimi de” (Alışamadım Yokluğuna, 1999), “Düşmüş delinin yıldızı, yüzüyor ayağımın ucunda/ Rüyamın en garip yerindeyim” (Delinin Yıldızı, 2017).
- Malt’ın şarkı sözlerindeki duruşu ise eşi benzeri olmayan cinsten. Şakalı, göndermeli, cinaslı şarkılar elbette Malt’ın kaleminden çıkıyordu: “Hayatıma asma bir kat yaptım /Yeni bir aşk bir de çekyat kattım/ Tam mutlu olurum burda derken/ Üç nokta bire bile dayanamadı, tepeme yıkıldı…” (Deprem, 2006), “Sen tamirat sesiysen tepemde/ Yaparım arıza çıkarırım” (Arıza, 2010). Geçtiğimiz yıl yeni single’ları “Aşk Aşısı”nı yayınlayan ekipten yeni şarkılar da bekliyoruz tabii.