Kadının bir tanıma ihtiyacı yok. Kadın tarihiyle, bedeniyle, haklarıyla, güzelliğiyle her yerde. 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’ne özel kadına, kadınlığa dair yazılmış kitapları sizin için listeledik.
Hayvan-Kadın Bedeninin Otobiyografisi, Sara Pascoe
Flu Kitap
The Sunday Times ve The Guardian Çok Satanlar Listesi’nde olan, Podcast Ödüllü, “Hayvan” adlı kitapta Sarah Pascoe, asıl mesleği komedyenlikten olsa gerek bahsettiği derin konuları kendine has üslubu ve esprileriyle harmanlayarak veriyor. Yazar, kitabın da alt başlığında belirtildiği gibi adeta kadın bedeninin otobiyografisini çıkartıyor. Kitapta birkaç deney de mevcut. Bu kitabın bilimsel yönünü de gösteriyor.
Aşk, beden ve rıza olmak üzere üç bölümden oluşan kitabın her bölümünde kendinizi hem çok eğleniyor hem de çok şey öğreniyorken buluyorsunuz. Bedenlerin nasıl evrimleştiğinden, cinsellikten, partner seçiminden, kadınlıktan bahseden yazarın akıcı dili ve hikâyeleri anlatış tarzı okuru hiç yormuyor. Kendi hayat yolculuğundan da kesitler sunan Pascoe, kadın bedeni ve sahip olduğu gücü bütün çıplaklığıyla ortaya koyuyor. Flu Kitap’tan çıkan kitap, okuyuculara kadın bedenine, kadın olmak üzerine eşsiz bir yol haritası sunuyor.
Kadınların Size Güzellik Borcu Yok, Florence Given
Yabancı Yayınları
Londralı illüstratör ve feminist yazar Florence Given’ın kaleme aldığı “Kadınların Size Güzellik Borcu Yok”, Yabancı Yayınları tarafından Ece Çavuşlu ve Ece Yücesoy çevirmenliğinde Türkçe’ye kazandırıldı. Sunday Times’ın çok satanları arasında bulunan kitap güzellik algısıyla ilgili çokça şeye değiniyor. Önce kendi deneyimlerinden bahseden yazar, güzel olmanın dayatıldığı kalıplaşmış düşüncelerden zihnimize kazınmış gizli kadın düşmanlığının analinizi yapıyor. Kadınların dış görünüşleriyle yargılanmasına karşı çıkıyor. Günümüzde artık sıkça karşımıza çıkan love bombing, breadcrumbing, kuir, şişmanfobi gibi popüler kelimelere açıklık getirdiği bir sözlük kısmı da koyan yazarın akıcı ve anlaşılır bir dili var.
Kitap kadınlara önerilerde de bulunuyor. Kadınların erkekleri tatmin etmek için var olmadıklarını, her şeyi sorgulamaları gerektiğini, “Hayır”ın da bir cevap olduğunu ve kendilerinden başka kimseye ihtiyaçları olmadıklarını, korkmamaları gerektiğini bir kez daha hatırlatıyor. “Kadınların Size Güzellik Borcu Yok”, özellikle de genç kadınlar için ilham verici bir kitap.
Bütün Kadınlar Kahramandır, Inna Shecvhenko
Bilgi Yayınevi
Kadınların savunuculuğunu en iyi yine kadınlar yapıyor. Ukraynalı genç bir kadın olan Inna Shecvhenko, aynı zamanda Femen hareketinin de lideri. Üniversite yıllarında kendini gazetecilik mesleğine adasa da Ukrayna’nın özgür bir medyaya sahip olmadığını görüyor ve “Femen” hareketine katılıyor. Genç yaşına ve yaşadıklarına rağmen hiçbir zaman pes etmeyen yazar “Bütün Kadınlar Kahramandır” kitabında okuyucuları kadının gücüne, bu gücünün farkında olmaya çağırıyor. Her kadının içinde bir kahramanın yattığını ve bunu keşfetmemiz gerektiğini söylüyor.
Kitabın içerisinde kendi yolculuğunun yanı sıra geçmişten günümüze önemli başarılara imza atmış kadın figürlerine de yer veren yazar, Rosa Park’tan, Hellen Keller’a, Clara Barton’dan, Valentina Tereshkova’a, Junko Tabei’den Amelia Earhart’a kadar birçok kadının adını bir kez daha dile getirip hikâyelerinin arka planda kalmış, kör noktalarını anlatarak onları onurlandırıyor. Bilgi Yayınevi’nden çıkan ve Şirin Erkan Leitao’nun çevirdiği kitap, ataerkilliğe baş kaldıran, eşitliği ve cinsel özgürlüğü savunan, düzeni sarsmaya cesaret eden, bunun için savaşan bütün kadınların başvurabileceği kitaplar arasında.
Kendinden Feminist Olarak Bahset, Marta Breen
Othello Kitap
Feminist literatürün önemli isimlerinden biri olan ödüllü Norveçli yazar Marta Breen’in “Kendinden Feminist Olarak Bahset” kitabını Norveççe aslından Ayşe Erbulak Özgürdal çevirdi ve kitabın görsellerini Aslı Alpar üstlendi. Othello Kitap tarafından yayınlanan eser toplamda 20 bölüme ayrılıyor. Yazar okuyuculara işte, aşkta ve hayatta cinsiyet eşitliğinin 20 yolunu gösteriyor. Bunu gösterirken de Norveçli aktivist Kim Friele, Amerikalı yazar Elizabeth Wurtzel, Norveçli Profesör Berit As, İngiliz yazar Caitlin Moran, gazeteci Linn Stalsberg, Alman-Türk hukukçu ve imam Seyran Ateş gibi önemli kişilerden alıntılar yaparak yazdıklarını temellendiren yazar her bölümün sonunda belirli terimlere açıklık getirip önerilerde bulunuyor.
Yazarın kitapta yakaladığı tarz sayesinde okur, toplumsal cinsiyet eşitsizliğine dair tartışılan konular, yanlış bilinen basmakalıp düşünceler ve gerçekliğe dayanmayan söylemler hakkında bilgi sahibi olabiliyor. Hem de bunu sıkmadan ve uzun uzun anlatmadan eğlenceli ve kendine özgü bir dille yapıyor. İster başından beri feminist olun, ister yeni başlayanlardan biri olun bu kitap verdiği 20 ipucuyla neler değiştirebileceğinizi, nelere dikkat etmeniz gerektiğini, nelerden faydalanabileceğinizi gösteren bir el kitabı.
Adam Smith’in Yemeğini Pişiren Kimdi? – Ekonomide Kadının Görünmez Eli, Katrine Marçal
Koç Üniversitesi Yayınları
Klişe ama çok da doğru bir ifade: “Her başarılı erkeğin arkasında bir kadın vardır”. Ekonominin babası olarak görülen İskoç ahlak filozofu Adam Smith olsanız bile! İsveçli yazar ve gazeteci Katrine Marçal, “Adam Smith’in Yemeğini Pişiren Kimdi?” kitabında nükteli bir şekilde parmak bastığı noktalarla ekonomideki görünmez bir el olan kadından bahsediyor. İktisat ve ekonomi dünyasıyla ilgili sorduğu sorularla belki de hiç düşünmediği bir yerden okuyucuyu sorgulamaya ve düşündürmeye itiyor. Ekonomiyi hepimiz matematikle ilgili biliriz. Her şey son derece analitik işler. Oysa ki her şey piyasanın duygusal hareketlenmeleriyle ilgilidir.
Yazar, “Akşam yemeğimiz nasıl sofraya konuluyor?” sorusundan hareketle ekonominin temel sistemini ortaya koyan Adam Smith’in bile yemeği pişiren kadını hesaba katmadığını, dünya ekonomisinde her yerde olduğu gibi erkeğin ön plana çıktığını ve kadının görünmeyen elinin, emeğinin göz ardı edildiğini belirtiyor. Koç Üniversitesi Yayınları’nın yayınladığı ve Ali Arda’nın çevirdiği 16 bölümlük ekonomi ve kadının ilişkisinin gözler önüne serildiği kitap, konusu itibariyle son derece ufuk açıcı ve düşündürücü.
Kadın Dedi Ki, Jodi Kantor-Megan Twohey
Bilgi Yayınevi
2017 yılında ortaya çıkan #MeToo hareketini hatırlarsınız. Olay, New York Times’ın Hollywood’un ünlü film yapımcılarından Harvey Weinstein’ın kadınlara yönelik işlediği saldırıları ört bas etmek amacıyla para ödediğini açığa çıkaran bir makale yayınlamasıyla başlamıştı. Makale başta ABD’de olmak üzere birçok ülkede bomba etkisi yaratmıştı. Sosyal medyada da büyümeye devam bu hareket, özellikle iş yerlerindeki cinsel taciz, saldırıların fazlalığını göstermek amacı taşıyordu. Erkeklerin sosyal ve ekonomik konumlarını kullanarak uyguladıkları cinsel taciz ve istismara karşı bir tepki niteliğinde gelişen hareket, o günlerde dalga dalga yayılmıştı.
Bu haberle gazetecilik, edebiyat ve müzik gibi alanlarda verilen en saygın ödüllerden biri olan Pulitzer Ödülü’nün sahipleri olan iki gazeteci Jodi Kantor ve Megan Twohey, tüm bu süreci ve perde arkasını “Kadın Dedi Ki” kitabında tüm şeffaflığıyla anlatıyor. #MeToo hareketinin ortaya çıkmasında büyük rol oynayan bu iki cesur kadın, incelikli bir gazetecilik örneği göstererek tüm açıklığıyla, yaptıkları röportajları, araştırmaları ve araştırmalarında kullandıkları yöntemlere kadar her şeyi anlattılar. Kitap Türkçe’ye Sevim İrem Alkılıç tarafından çevrildi. New York Times Çok Satanlar’ından biri olan kitap gerçekleri olduğu gibi aktararak istismarın, tacizin her yerde olduğunu gösteren bir kanıt niteliğinde.
Kadınlar, Direniş ve Devrim, Sheila Rowbotham
Yordam Kitap
Çağdaş dönemin önde gelen sosyalist feminist, kuramcı ve tarihçisi Sheila Rowbotham “Kadınlar, Direniş ve Devrim” adlı eserinde 1600’lerden 1970’lere uzanan bir özgürleşme tarihini ele alıyor. Çağdaş dünyada devrimin ve kadınların tarihini yazan feminist yazar, kadınların özgürleşme mücadelesini, insan sayılabilmek için verdikleri savaşı komünizm ve feminizm paralelinde bütünsel olarak bakmaya çalışıyor. Kadınların geçmişten günümüze benlik, kimlik ve hak arayışlarını nasıl farklı şekillerde dile getirdiklerini de belirten Rowbotham, yalnızca yayınlanmış akademik ve kuramsal kitaplardan faydalanmıyor. Şiirlerdeki, halk şarkılarındaki, romanlardaki veya tablolardaki kadın portrelerine kadar her yerde kadının mücadelesinden bir parça sunarak aralarındaki ilişkiyi inceliyor.
Emma Goldman, August Bebel, Margaret Fuller, Flora Tristan, Eleanor Marx, Han Suyin gibi feminist harekette öncü olmuş, iz bırakmış isimlere, İngiltere’deki oy hakları mücadelesinden Fransız Devrimi’ne, Cezayir’in kurtuluş mücadelesinden Rus Devrimi’ne kadar bütün kadınların direndikleri, kazandıkları veya kaybettikleri savaşları aktarıyor. Yordam Kitap tarafından yayınlanan “Kadınlar, Direniş ve Devrim” bu açılardan düşünmeye ve okunmaya değer bir kitap olarak karşımıza çıkıyor.
Resimdeki Kadın, Catherina McCormack
Düşbaz Yayınları
Sanat tarihçisi ve bağımsız bir küratör olan yazar Catherine McCormack’ın yazdığı ve Tuğçe Kılıç’ın Türkçe’ye çevirdiği “Resimdeki Kadın”, kitabın alt başlığında da belirtildiği gibi kadına, sanat ve bakışın gücüne odaklanıyor. Sanat tarihinin içerisindeki kadın imgelerini anlatan kitap, kadının kim olduğunu, hangi sıfatlara ne şekilde büründü(rüldü)ğüne açıklık getiriyor. Ünlü eserleriyle Picasso, Botticelli, Titian’ın resimlerinde gösterilen kadın figürlerinin nasıl da yanlı olduğunu gün yüzüne çıkarıyor. Tarih boyunca kadınların maruz kaldıkları ve anlatılmayan şiddetin, istismarın, düşmanlığın sanatta da var olduğunu, sanat kisvesi altında kadınların nasıl ikincil plana atılıp aşağılandığını geçmişten günümüze hikâyeler ve örneklerle açıklayan yazar, ataerkilliğin kadınları kontrol altında tutmak, kısıtlamak, aşağılamak için sanatın kullanılış biçimine parmak basıyor.
Bugün bile hâlâ güzellik algısının ve cinselliğin kadın üzerinden yürütüldüğünü gözler önüne seriyor. Düşbaz Kitaplar tarafından basılan bu ufuk açıcı kurgu dışı kitap sanata bakış açınızı tümüyle değiştirecek.
Kadınların En Güzel Tarihi, Françoise Heritier-Michelle Perrot-Slyviane Agacinski-Nicole Bacharan
Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
Birbirinden başarılı dört kadının bir araya gelerek oluşturduğu “Kadınların En Güzel Tarihi” kitabını Fransa’nın önemli akademik kuruluşlarından biri olan College de France’nin onursal profesörü antropolog Françoise Heritier, tarih uzmanı Michelle Perrot, düşünür Sylviane Agacinski ve siyaset bilimci ve tarihçi Nicole Bacharan bir araya gelerek oluşturmuş.
Kitap Nicole Bacharan’ın alanında uzman diğer üç bilim insanıyla kadınlığın tarihçesi hakkında soru cevap çerçevesinde sohbet etmesi şeklinde. Üç ana bölüme ayırdıkları kitapta ilk bölüm “İnsanlığın Şafağında” kadın ve erkek arasındaki farklılıklardan, hiyerarşiden, erkeklerin kurduğu otoriteden ve batı dünyasının kökenlerini oluşturmuş filozofların düşüncelerinden söz eden yazarlar, ikinci bölümde daha derinlere inip kadın yaşamındaki iki bin yıla uzanıyor. Kadınların bu iki bin yıllık tarihte geçirdikleri eğitim süreçleri, kılık kıyafetlerindeki değişim ve dönüşümler, evlilikteki görev ve sorumluluklardan bahseden ekip kadınların bunca yıl içinde üzerine aldıkları etiketlere değiniyorlar. Son bölümde günümüze gelip cinsiyet eşitliğine ve bundan sonra neler yapılabileceğine dair yorumlarda bulunuyorlar. Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları’ndan çıkan kitap bugünümüzün anlaşılmasına ve 21. yüzyıl toplumunun tartışmalarına ışık tutan nitelikte.
Kadın Araştırmaları Serisi, Metis Kitap
Metis Kitap’ın kadınlar, kadınlık durumu, cinsiyet ayrımcılığı, toplumsal cinsiyet eşitsizliği üzerine yaptığı çok çeşitli ve kapsamlı bir kadın araştırmaları serisi var. Bu seride yıllar içinde oluşmuş kapsamlı bir seçki mevcut. Metis Kitap, akademisyen ve Türk siyaset bilimcisi ve kadın araştırmaları, kadın hareketleri ve toplumsal cinsiyet konuları üzerinde çalışmalar yürütmüş Fatmagül Berktay, feminist aktivist Serpil Çakır, doktorasını Londra Ekonomi Okulu’nda yapmış, cinsiyet ve kalkınma politikaları üzerine çalışmalarıyla tanınan Deniz Kandiyoti ve Avusturalyalı filozof ve ekofeminist Val Plumwood gibi alanında uzman yazarların kitaplarını Türk okuyucularla buluşturarak kadının önemini, kadının kimi zaman görünür kimi zaman görünmez varlığını ve mücadelelerini göstermeye yardımcı oluyor.