Türkiye’de ve dünyada 2023’ün en çok okunan kitaplarıyla soluksuz bir okuma deneyimine hazır olun. Kurmacanın gizemi, fantastiğin sınırsızlığı ya da tarihin en yalın gerçekliği bu sayfalarda.
Cumhuriyet’in Doğuşu: Kurtuluş ve Kuruluş Yılları, İlber Ortaylı
Kronik Kitap
Cumhuriyet’in 100. yılında okurla buluşan kitap, yaşayan değerlerimizden İlber Ortaylı’nın genç nesiller için başucu kitabı niteliğinde. Cumhuriyet’in Doğuşu, Zübeyde Hanım’ın gölgede kalmış hayatıyla açılarak Atatürk’ün çocukluk ve askerlik mesleğine girdiği dönem olan II. Abdülhamid dönemine mercek tutarak ilerliyor. Türkiye Cumhuriyeti’nin en önemli safhasının ilk beş yılı olduğunu söyleyen Ortaylı, kitabında Çanakkale’nin fedakâr askerleri, büyük bir direnişi örgütleyen Sultanahmet Mitingleri ve bitti gözüyle bakan bir milletin 19 Mayıs 1919’daki atılımıyla nasıl yeniden dirildiğini anlatıyor.
Sevr Anlaşması’ndan Lozan’a, tarihin en tartışmalı süreçlerini aydınlatan Ortaylı, Cumhuriyet’in başarılı ve başarısız dönemlerine ışık tutuyor. Halifelik, harf devrimi, İkinci Dünya Savaşı’ndaki tarafsızlık kararlarını nasıl yorumlamak gerektiğine dair birçok hassas konuyu ele alan Ortaylı, 100 yıllık tarihi yediden yetmişe herkesin anlayabileceği bir dille anlatıyor. Yılın en çok okunan kitapları arasına giren Cumhuriyet’in Doğuşu, 2023’le sınırlı kalmayarak 2024’te de listelerin baş köşesine yerleşecek eserlerden biri.
İnsanlığımı Yitirirken, Osamu Dazai
İthaki Yayınları
İnsanlığımı Yitirirken, 1948 yılında kendini Tamagawa kanalına atarak, intihar eden Osamu Dazai’nin okurlarına veda kitabı. Bu kitabın, yarım yüzyıl sonra yeniden en çok okunanlar arasına girmesindeki en büyük etkense kuşkusuz “Edebiyatın Sokak Köpekleri” (Bungo Stray Dogs) adlı manga serisi. Aynı isimle anime filmleri de yapılan seri, roman ve öyküleriyle insanın içine işleyen derinlikli yazar Osamu Dazai’nin eserlerini yeni nesil okurlara hatırlatmayı başardı.
İnsanlığımı Yitirirken, sayısız kez intihara kalkışmış Dazai’nin, çocukluk döneminden başlayarak sancılı hayatını ve umutlarını nasıl kaybettiğini ustalıkla paylaşıyor. Küçük yaşlarda başlayan yalnızlık hissinin yanı sıra aile problemleri de yaşayan Dazai, savaş sonrası ağır yaralar alan Japonya’nın travmatik ortamını ve Japon toplumunun ruhunda yarattığı karamsarlığı yalın bir dille resmediyor. Hüzünlü ve bir o kadar gerçekçi olan bu kısa eserle melankoli sınırları zorlanıyor.
Gece Yarısı Kütüphanesi, Matt Haig
Domingo Yayınevi
2020 yılında The Midnight Library ismiyle yayınlanan roman, sadece üç yılda 42 farklı dile çevrilirken, Türkiye’de Domingo Yayınevi imzasıyla yayımlandı. Goodreads Okur Ödülleri oylamasında “En İyi Kurgu” kategorisinde birinci olan Gece Yarısı Kütüphanesi, İngiliz edebiyatının ünlü isimlerinden Matt Haig’e ait. Kitabın ana karakteri Nora Seed ise keşkeleri, pişmanlıkları ve ihtimaller üzerinden yaşadığı içsel sorgulamaları ile adeta içimizden biri. Kitabın ana sorusu ise şu: “Başka bir hayat mümkün olsa hatalarınızı telafi etme yoluna gider miydiniz? Yoksa seçimlerinizin arkasında durur ve keşkelerle yaşamaya devam eder miydiniz?”
Bu kulağa sıradan bir soru gibi gelebilir. Haig’in ustalığı da tam burada ortaya çıkıyor. Gece Yarısı Kütüphanesi’nin büyülü gerçeklik ve fantastik kurgu içeren etkileyici dünyasına kendinizi kaptırmamanız mümkün değil. Nora, kendini yaşamla ölüm arasında, yaşamış olabileceği sonsuz paralel hayatın olduğu kitaplarla dolu bir kütüphanede bulduğunda ve dahası bu alternatif hayatları deneme şansını elde ettiğinde bakalım ne olacak? Kulağa çekici mi geliyor? O zaman Gece Yarısı Kütüphanesi’ni bir de siz okuyun. Sayfalar ilerledikçe kendinizi Nora’nın yerine koyacak ve hayatınızı sorgulamaya başlayacaksınız.
Yaşadım Demek İçin Ne Yapmalı?, Muazzez İlmiye Çığ/Büşra Sanay
Tuhaf
Kim ömrünü bilgiye ve bilmeye adamış bir Sümerolog’a, Muazzez İlmiye Çığ’a hayatın anlamını sormak istemez ki? Kuşkusuz çoğumuzun böyle bir imkânı yok. Bu yüzden bir önceki kitabı Kardeşini Doğurmak’la büyük ilgi gören gazeteci Büşra Sanay’ın nehir söyleşilerle hazırladığı Yaşadım Demek İçin Ne Yapmalı? tam da bunun için yaratılmış gibi. Çığ’ı tanıyan, bilen, varlığıyla zenginleşen bizlerden sonraki nesillere de bu soruların yanıtını aktaracak bir Cumhuriyet tarihi kitabı adeta.
1914 doğumlu Çığ, bugün dünyanın en uzun yaşayan insanlarından biri. Ama onun ayrıcalığı sadece “yaşamak”tan öte, yaşamanın hakkını vermesi. Savaşların gölgesindeki Anadolu’da doğmuş bir kız çocuğu olarak adının “İlmiye” konmuş olması bile yazgısının sanki baştan yazıldığını düşündürüyor. Sümer, Akad ve Hitit dillerindeki çivi yazılarının arşivini oluşturarak tarihe geçen Çığ’ın şartlar ne olursa olsun bilgiye ulaşma yolundaki çabası, zorluklara rağmen cesaretle gelişme niyeti adeta ders gibi.
Yarın Yok, Ayşe Kulin
Everest Yayınları
Usta yazar Ayşe Kulin, son romanı Yarın Yok’ta bu kez okuyucuyu yüzlerce yıl sonrasına götürerek çarpıcı gerçeklerle yüzleştiriyor. Gezegenin tüm doğal kaynakları tükenmiş, takvimi sıfırlayan bir savaş yaşanmış ve hayatta kalan bir avuç insanın özverisiyle nihayet bir barış ilan edilmiş. Ancak bu kez de insanlık, bambaşka bir tehlikeyle karşı karşıya. Merkez Şehir Devleti’nin en genç bilim insanlarından biri olan Mira, uzun zaman önce biyolojik bir silah olarak üretilen Tayro virüsünün formülünün peşine düşecek. Elbette bu serüven de türlü sorgulamalara neden olacak. Aşkı tanıyacak, dayanışmayı öğrenecek ve aynı soydan geldiği cesur kadınları tanıyacak.
Kitabın asıl sorusuna gelince… Alışkanlıklarımızı değiştirmediğimiz sürece bizi nasıl bir dünya beklediğini sorgulatan Kulin bir yandan da savaş gündeminde çok daha anlamlanan sorularla yüzleştiriyor. Umutsuz gibi görünen Yarın Yok’un bir uyarı kitabı olduğunu söyleyen usta yazar, devamını yazmak istediğini ve eğer mümkün olursa bunu mutlu bir sonla bitirmeyi umut ettiğini söylüyor.
Spare, Prince Harry
Transworld Publishers Ltd
Yirminci yüzyılın en kalp acıtan anlarından biri şüphesiz, annelerinin tabutunun arkasında yürüyen iki küçük çocuğun görüntüsüydü. Bu iki prensi dünya üzüntü ve dehşet içinde izledi. Galler Prensesi Diana toprağa verilirken milyarlarca insan prenslerin ne düşündüğünü ve hissettiğini ve o andan itibaren hayatlarının nasıl gelişeceğini merak etti. Prens Harry’nin kitabı Spare, nihayetinde herkesin aklındakilere yanıt oldu.
“The Crown”un unutulmaz finalinde zamansal olarak yetişemediğimiz, biraz serseri, biraz asi, çoğu zaman o korkusuz gencin neler yaşadığını, hele hele sansasyonel ilişkisiyle bu hikâyenin nasıl ilerleyeceğini hepimiz merak ettik. Prens Harry, kitabında bu merakı gidermek için mi, yoksa hesaplaşmak için mi bu kitaba onay verdi, muamma. Ancak Spare, evliliği, kardeşi ve babasıyla ilişkisinden monarşiye bakış açısına kadar Prens Harry’nin zorluklarla kazanılmış bilgeliğini gözler önüne serdiği kesin.
Fourth Wing, Rebecca Yarros
Olimpos Yayınları
New York Times’ın açıkladığı en çok satanlar listesine iki kitabıyla birden giren Rebecca Yarros’un seçkin ve bir o kadar acımasız dünyasına hoş geldiniz. Serinin ilki olan Fourth Wing (Dördüncü Kanat), Navarre adlı kurgusal bir ülkede geçiyor ve 20 yaşındaki genç kadın karakter Violet Sorrengail’in sakin bir hayat sürerken anne ve babasının baskısıyla ejderha binicisi olma yolunda girdiği zorlu mücadeleyi anlatıyor. Ejderhalar, kırılgan insanlarla bağ kuramadığından Violet’ın işi bir hayli zor. Zira kendisi ufak, narin ve ejderhalarla bağ kurma pahasına onu öldürmeye hazır adaylar var. Üstelik despot annesi dolayısıyla ona düşman olanlar da cabası. Biniciler Bölüğü’nün güçlü ve acımasız kanat lideri Xaden Riorson gibi.
Yaşamak için zekasını sonuna kadar kullanmak zorunda olan Violet, bir yandan da vahşiliği her geçen gün artan savaş içerisinde her an arkasını kollamalı. Üstelik bu karmaşa içerisinde Basgiath Savaş Akademisi’nden ya mezun olacak ya da ölecek. Ve bu arada saklanan sırlarla da yüzleşecek. Yarros’un karmaşık kurgu dünyası, zengin tarih bilgisi, sürükleyici olay örgüsü ve kuşkusuz güçlü kadın karakterleri okuyucuya büyük keyif veriyor. Dördüncü Kanat’tan sonra gelen Iron Flame (Demir Alev) Violet’ın, bazılarının hayatını, bazılarınınsa insanlığını kaybettiği yeni yaşam sürecini anlatıyor.
The Woman In Me, Britney Spears
Gallery Books
Bütün dünya yıllarca onun suistimaline canlı tanık olurken bir yandan da kendini izlemekten alıkoyamıyor ve suçluların bir gün cezasını çekmesi için heyecanla bekliyordu. Louisiana’dan çıkan küçük kasabalı kızın dünyanın en çok kazanan pop yıldızlarından biri haline gelmesi elbette birçok insanın ilgisini çeker. Ana karakter, pop müzik dünyasının ikonik isimlerinden biri olunca ise akan sular duruluyor. Şunu hatırlatmakta fayda var; bu kitap bir hayalet yazar tarafından yazıldı. Sam Lansky’nin kaleme aldığı The Woman In Me, henüz 11 yaşındayken Louisiana’dan New York’a gelerek hayatını ters yüz eden ve büyük hayallerin peşinde koşan küçük Britney’nin hüzünlü hikâyesini okuyucuyla buluşturuyor.
Hayaller, sadece kendisine ait de değil üstelik. O; kardeşi, annesi, kocası ve elbette ki babasının da hayallerini şekillendiriyor. Hızla yükselen kariyeri, kendisine sıklıkla sorunlar yaratsa da etrafındaki herkes onu bunların üstesinden gelebileceğine dair ikna ediyor. Spears, The Woman In Me’de, psikolojik sorunları, bocalamaları, hezeyanlarından bahsederken bir yandan da babasının uzun süreli suistimalinin temellerinin nasıl atıldığını aktarıyor. Çocukluktan yetişkinliğe süren bu otobiygrafik romanda Spears’ın zorlukların üstesinden nasıl geldiği ya da gelemediği açıkça görülüyor.
Lessons in Chemistry, Bonnie Garmus
Altın Kitaplar
Türkiye’de Bir Kimya Meselesi adıyla çıkan kitap, kimyager Elizabeth Zott’ın hikâyesini anlatırken kadın okuyucularına önemli bir mesaj da veriyor. “Hiçbir kadın ortalama değildir.” Üstelik bunu söyleme cesaretini 1960’lı yıllarda bir araştırma enstitüsünde tamamı erkeklerden oluşan ve eşitlik konusunda pek de adil olmayan bir ekiple çalışırken gösteriyor. Ona itiraz etmeyen tek kişi ise Calvin Evans. Evans, Nobel adayı, zeki ve kindarlığıyla ünlü bir Elizabeth aşığı. Ancak bunu sonradan öğreneceğiz.
Hayat, çoğu zaman tahmin edildiği gibi ilerlemediğinden Elizabeth bir gün kendini televizyonda bir yemek programı sunan isteksiz bir sunucu ve bekar bir anne olarak buluyor. Bir programında seyircilerine bir çorba kaşığı asetik asitle bir tutam sodyum klorürü karıştırmalarını önerince büyük ses getiriyor. Amacı, yemek yapmaktan öte, kadınlar nezdinde statükoyu değiştirmek. Bir Kimya Meselesi, mizahi dili, olağanüstü gözlem gücü ve ilgi çekici karakteriyle okuması oldukça keyifli bir roman.
Friends, Aşıklar ve Büyük Berbat Şey, Matthew Perry
Yakamoz Yayıncılık
Geçtiğimiz yıl ansızın kaybettiğimiz Matthew Perry, yaşarken bu kadar sevildiğini biliyor muydu bilinmez, ancak “Friends”in sempatik karakterinin milyonlarca insanın kalbinde derin bir boşluk bırakarak gittiği kesin. Perry, çocukluk hayallerinden şöhret dünyasında yaşadığı zorluklara kadar birçok şeyi tüm çıplaklığıyla anlattığı kitabını adeta bir miras olarak bıraktı. Montreal’den Los Angeles’a uzanan büyük serüvenine yanında kimse olmadan başlayan Perry, ayrı ebeveynlerin yarattığı boşluğu, tutkun bir tenis oyuncusuyken bir uyuşturucu bağımlısına dönüştüğü zorlu dönemlerini ve bu bağımlılıkla savaştığı yıllarını samimiyetiyle anlattığı kitabında adeta kendisiyle yüzleşiyor. En acı anıları bile mizahi bir dille aktaran, dürüst ve son derece çarpıcı bir otobiyografik çalışma.