Kimisi efsane, kimisi tamamen yanlış. Parfümle ilgili bildiklerinizi bir kenara bırakın! Parfümle Dans hesabının yaratıcısı Derya Türkan rehberliğinde parfüm dünyasını keşfe çıkıyor, parfümler hakkında bilmeniz gereken 9 yanlışı inceliyoruz.
- Parfüm sıktıktan sonra teninizi ovuşturmalısınız.
Parfümler üst, orta ve alt notalardan oluşmaktadır. Parfüm sıktıktan sonra teninizi ovuşturduğunuzda bu bölgeyi ısıtarak parfümün ilk duyulan notaları olan üst notalarının daha hızlı havaya karışmasına hatta o bölümü atlamanıza sebep olursunuz. Teninizi ovuşturmak yerine kendi halinde bırakmak parfümün tüm evrelerinin kokusunu duymanızı sağlayacaktır.
- Kulak arkası parfüm sıkmak için ideal bölgelerden biridir.
Kulak arkasında yağ bezelerimiz olduğu için bu bölge parfüm sıkmak için doğru bir yer değildir. Bu bölgenin de kendine has bir kokusu olduğu için parfümle karışması iyi bir sonuç vermeyecektir. Kulak arkası yerine kulağın altına sıkmak daha doğrudur.
- Ten rengine (buğday/esmer/beyaz ten) göre parfüm seçmek gerekir.
Farklı ten renklerine göre parfümlerin farklı tepki verip farklı kokacağına dair yaygın bir görüş söz konusu. Fakat ten rengine göre parfümler büyük değişiklik göstermez, bu tarz seçimler tamamen kültürel ögelerin sonucudur. Tenimizle ilgili en önemli parametre, cildimizin yağlı ya da kuru olmasıdır. Yağlı ciltlerde parfümler daha uzun süre kalırken, kuru ciltlerde parfümler daha kısa süre kalmaktadır.
- Parfümlerin son kullanma tarihi üretildikleri yıldan 2 yıl sonrasına kadardır.
Bazı parfüm kutularının arkasında 24M yazısı bulunmaktadır. Bu yazı parfümlerin kullanmaya başladıktan sonra 24 ay içinde tüketilmesi gerektiğini söyleyen son kullanma tarihini ifade eder. Fakat parfümlerinizi doğrudan güneş ışığından veya ısı kaynaklarından uzak, serin, kapalı ve karanlık bir yerde, kutuları içinde saklayıp saklama koşullarınızı değiştirmediğinizde daha uzun süreler bozulmadan kalmasını sağlamak mümkündür.
- Bir parfümün farklı konsantrasyonları (EDC, EDT, EDP ve Extrait de Parfum) arasındaki tek fark kalıcılıktır.
“EDC, EDT, EDP ve Extrait de Parfum” gibi kavramlar, parfümün içindeki esansiyel yağ oranını ifade eder. Parfümün içindeki esansiyel yağ oranı arttıkça parfümün kalıcılığı da artar. Fakat bir parfümün farklı konsantrasyonları arasındaki tek fark kalıcılık değildir. Çoğu zaman içerikte de bazı değişiklikler yapılmakta ve aynı parfümün farklı konsantrasyonları farklı kokulara sahip olabilmektedirler.
- Parfümerilerde çok fazla parfüm kokladığınızda burnunuzu yenilemek için parfüm denemelerinin arasında kahve çekirdeği koklamalısınız.
Parfüm denerken burnunuzun yorulduğunu ve kokuları yanlış algıladığınızı düşünüyorsanız ara vermek için kahve çekirdeği koklamayın. Kahvenin de kendine has bir kokusu olduğu için bu sizi yanlış etkileyecektir. Bunun yerine teninizdeki kokusuz bir bölgeyi koklamayı deneyin.
- Parfümler her tende farklı kokar.
Yaş, hormonlar, diyet ve kişisel hijyen gibi faktörler cildimizin kendine has kokusunu oluşturup üzerimizdeki parfüm kokusuyla karıştığında ufak farklılıklar oluştursa da parfümün ana karakterini etkilemesi mümkün değildir. Örnek vermek gerekirse, Lancome La Vie Est Belle parfümünü hangi tene sıkarsanız sıkın o yine La Vie Est Belle gibi kokacaktır.
- Bir parfüm ilk sıktığınız anda da saatler sonrasında da aynı şekilde kokar.
Doğrusal ilerleyip hiç değişmeyen parfümler olduğu kadar zamanla değişip farklılaşan birçok parfüm mevcuttur. 2-3 saat sonra bile bir parfümün kokusunun büyük oranda değişmesi söz konusu olabilir. Bu sebeple denediğiniz parfümün kokusuyla ilgili sıktığınız anda karar vermeyin. Sağlıklı bir karar verebilmek için bir günü o parfümle geçirin.
- Bir parfüm ne kadar kalıcıysa o kadar kalitelidir.
Kalıcılık, bir parfümün içeriğindeki esansiyel yağ oranıyla ilişkilidir. Bunun yanında parfüm içeriği ve formülasyonu da kalıcılığı etkilemektedir. Örnek vermek gerekirse; narenciye ve çiçek notaları tende daha az kalırken misk, amber, vanilya, paçuli gibi notaların yoğun kullanıldığı parfümler tende daha fazla kalmaktadır. Bir parfümün iyi ya da kaliteli olup olmadığını kalıcılığı belirlemez.
Derya Türkan Kimdir? Derya Türkan, 1981 yılında İstanbul’da doğmuştur. Lisans eğitimini İstanbul Üniversitesi, Ulaştırma ve Lojistik Fakültesi’nde 2004 yılında tamamlamış ve 2004-2007 yılları arasında bir lojistik firmasında Lojistik Uzmanı olarak çalışmıştır. 2010 yılında İstanbul Üniversitesi İşletme Anabilim Dalı Üretim Bilim Dalı’nda yüksek lisansını, 2016 yılında ise aynı alanda doktorasını tamamlamıştır. 2011-2017 yılları arasında Beykoz Lojistik Meslek Yüksekokulu Lojistik bölümünde Öğretim Görevlisi olarak, 2017-2020 yılları arasında ise Beykoz Üniversitesi İşletme Fakültesi’nde Dr. Öğr. Üyesi ve Dekan Yardımcısı olarak çalışmıştır. 2020 yılında akademik hayata ara veren ve uzun yıllardır hobisi olan “Kokular ve Parfümler” üzerine eğitimlere katılıp bu alanda dijital içerik üretmeye başlayan Derya Türkan, iki çocuk annesidir.
