Saatolog.com.tr

Saatolog.com.tr Logo

Yeniden Cool: Sentetik Parfümeri

14 Mart 2022
Yeniden Cool: Sentetik Parfümeri

Sürdürülebilirlik, moda dünyasının en çok konuşulan konularından biriyken kozmetik sektörünün bu alana kayıtsız kalması imkânsız. Birçok makyaj ve bakım markası karbon ayak izlerini ve atıklarını azaltmak için çalışmalar yapmaya başlamış durumda. Çevre dostu bir vizyonla oluşturulan markaların sayısı gün geçtikçe artarken bu akıma parfümeri de kayıtsız kalamıyor.

Sürdürülebilirlikle birlikte hayatımıza giren “clean beauty” anlayışı, parfüm formüllerine doğrudan etkili. Korku pazarlamasından faydalanan temiz güzellik, “doğal” etiketli ürünleri iyi olarak lanse ederken kimyasal kelimesine karşı bir yabancılaştırma oluşturuyor. Kazandırılan kötü şöhretle birlikte ortaya çıkan kemofobi, natürel iyi, sentetik kötü bakışına sebep olurken söz konusu parfümeri olduğunda işler biraz daha karmaşıklaşıyor.

Natürel vs. sentetik ikilemi koku dünyasının gri bölgesi diyebiliriz. Natürel parfümler doğadan elde edilen içeriklerle, sentetikler ise laboratuvar ortamında üretiliyor. Ancak modern parfümeri natürel ve sentetik bileşenlerin etkileşimi üzerine kurulu. Hatta öyle ki, bazı natürel notaların elde edilmesi, işin içine sentetiklerin girmesiyle mümkün olabiliyor. Bazı doğal içerikli parfümlerde sentetik oranı yüzde 70’e kadar bile çıkabiliyor.

Yeniden Cool: Sentetik Parfümeri

2021’nin sonlarına doğru laboratuvar çıkışlı maddeler konusunda daha şeffaf bir tavır takınan markalar, “sentetik yeniden cool olabilir mi” dedirtiyor. Parfümeri sektörünün yeni bakış açısı, laboratuvar çıkışlı içerikler üzerindeki kötü etiketi koparıp atmanıza yardımcı oluyor. Örneğin ikonik kokuevi Frederic Malle’in son parfümlerinden Synthetic Jungle, adı üstünde bu anlayışa bir tepki olarak oluşturulmuş. Dikkatle kurgulanmış bir sentetik kokteyli olan bu parfüm, ortaya çıkış süreciyle ironi yaratacak şekilde doğanın ferah ve çekici koku harmonisini bir şişede buluşturuyor.

Laboratuvar ve parfümerinin kusursuz birleşimini sergileyen kokuevi Escentric Molecules ise aroma-moleküllerden oluşan modern ve minimalist notalarla sentetikleri kucaklıyor. Marka, parfümeriyi bir kimya sanatı olarak ele alıyor. Kreatif direktör Paul White, Escentric Molecules’ün vizyonunu kimya, bilim ve teknolojinin yönlendirdiğini belirtirken 2006 yılında çıkış yapan marka, koku sektöründe yepyeni bir sayfa açıyor.

Öncelikle, laboratuvarda tasarlanan içerikler doğal paydaşlarına göre daha yoğun ve güçlü bir karaktere sahip. Aynı zamanda sentetik kokuların raf ömrü, natürel kokulara göre daha uzun. Doğal bileşenlerden oluşan parfümler 1-2 yıl dayanabilirken bu süre sentetik parfümler için 5 yıla kadar çıkabiliyor. Ayrıca sentetik parfüm, yoğunluğunu ve aromasını daha iyi bir şekilde koruyor. Laboratuvar yapımı notalarla daha maceracı, yeni, olfaktif koku aileleri elde etmek de mümkün.

Her ne kadar “kimyasal” yaftasını taşıyan bir süreç olsa da sentetik parfümerinin doğa dostu yanını görmezden gelmemeli. Her parfüm markasının sürdürülebilir tarım yapan kaynakları ve imkânları olmayabilir. İçeriklerin elde ediliş şeklinde yeterli şeffaflık sağlanamayabilir. Ancak sentetik süreçlerle, çevreye zarar vermeden natürel akortlar kopyalanabiliyor. Böylece yeşil doğa daha efektif bir şekilde korunabiliyor ve geyik gibi özel parfüm notaları için faydalanılan hayvanların nesli koruma altına alınabiliyor.

Yeniden Cool: Sentetik Parfümeri

Issey Miyake’nin son kokularından A Drop d’Issey de parfümeriye bakış açımızı değiştirenlerden. Issey Miyake’ye göre A Drop d’Issey doğa ve teknolojinin saf bir kesişim noktası. Parfümün kalbinde bulunan leylak notasını doğal yollarla elde etmek oldukça zor. Dolayısıyla bu bileşen laboratuvar ortamında, markanın da bahsetmekten gurur duyduğu “green chemistry” kullanılarak yaratılmış.

Yeşil kimya, parfüm dünyasının daha doğa dostu bir yol izlemesini sağlayacak, sentetiklerle sürdürülebilirlik arasında kurulan yeni bir köprü. Bu sistem, ortaya çıkan içerikleri ve kullanılan süreçleri farklı açılardan optimize ederek sürdürülebilirliğe katkı sağlıyor. Yeşil kimya ile zararlı solventlerin ve kimyasal reaktiflerin kullanımı elimine ediliyor, ortaya çıkan atık miktarı azalıyor ve süreçlerde enerji kullanımı en aza indirgeniyor. İşlemler sonucunda oluşan ürünlerinse daha geri dönüştürülebilir ve aynı zamanda da daha efektif olması hedefleniyor.

Clean beauty etiketinin yasaklı bölgesinden sıyrılıp yeşil kimya ile güç birliği yapan sentetik kokular adlarını yavaş yavaş temize çıkarırken parfümerinin sürdürülebilirlik konusunda ciddi adımlar atmasını sağlıyor. Yeniden yükselişe geçen ve trend listelerine ismini yazdıran bu parfüm dalının karşımıza çıkaracağı koku izlerini heyecanla takip ediyoruz.