Rolls-Royce, 2030 itibariyle sadece elektrikli otomobiller üretmeyi hedefliyor. Bu hedefin ilk adımı olan tamamen elektrikli model Spectre ise 2023’ün son çeyreğinde yola çıkmaya hazırlanıyor.
Yeni bir yüzyılın başlangıcında, 1900 yılının Nisan ayında Rolls Royce’un kurucu ortaklarından Charles Royce, Columbia adı verilen elektrikli bir otomobile olan hayranlığını şu sözlerle dile getirmişti: “Elektrikli otomobil tamamen sessiz ve temiz. Kokusu yok ve sarsıntı yapmıyor. Ancak çok uzun yıllara kadar kullanışlı olabileceklerini sanmıyorum.” Rolls-Royce, Charles’ın bu cümlelerinden yaklaşık yüz yılı aşkın bir zaman sonra markanın ilk tamamen elektrikli otomobilini duyurdu. Açıklamayı yapan Rolls Royce CEO’su Torsten Müller-Ötvös’e göre bu karar, Charles Royce ve Henry Royce’un bir araya gelip otomobiller tasarlamaya başladığı 1904 yılından bu yana marka tarihinde alınmış en önemli ikinci karar.
2023’ün son çeyreğinden itibaren satışa sunulacak Spectre isimli Rolls-Royce’un ilk tamamen elektrikli otomobili, marka tarihinde bir başka dönüm noktasının da habercisi. Spectre’nin duyurusunu yapan CEO Müller-Ötvös, 2030 yılından itibaren markanın ürün gamında sadece elektrikli otomobillerin bulunacağının duyurusunu da yaptı. Bu karar, yüzyılı aşkın bir süredir dünyanın en iyi içten yanmalı motorlarını üreten Rolls-Royce için oldukça önemli bir yere sahip. Böylece, marka tarihinde bir devir önümüzdeki 10 yıl içerisinde kapanacak.
Aslına bakılırsa elektrikli otomobil konusu İngiliz otomobil üreticisinin uzun süredir gündeminde; 2011’de üretilen elektrikli Phantom 102EX ve 2016’da bu modelin yine elektrikli versiyonu olan 103EX bu doğrultuda atılan adımlardı. Spectre ise markanın amiral gemisi olarak önümüzdeki on sene içinde oluşturulacak elektrikli araç serisinin bayrağını taşıyacak. Bu yüzden de araç, Rolls-Royce tarihinin en zorlu testine tabi tutulacak: İlk aşamalardan biri ortalama bir Rolls-Royce için 400 yılı aşkın bir kullanım simülasyonu olan 2,5 milyon kilometre yol kat edilecek, ayrıca yeni motorlu aracın sınırlarını zorlamak için dünyanın dört bir yanına da yolculuklar düzenlenecek. Spectre’nin her türlü sürüş koşuluna uygun ve gelecek yılların olası şartlarına uyumlu bir şekilde üretilmesi amaçlanıyor.
Marka için bir mirasın başlangıcını simgeleyen modelin ismi de bu misyona uygun bir şekilde seçilmiş; daha önce kullanılan Phantom, Ghost ve Wraith gibi isimler takip edilerek yine ruhani bir yanı olan Spectre’de karar kılınmış.
Spectre’yi beklerken elektrikli otomobil piyasasına şöyle bir bakacak olursak çoğu otomobil markasının artık birden fazla elektrikli modeli olduğunu görüyoruz. Her geçen artan sürdürülebilirlik akımı da otomobil markalarının bu yönde attığı adımları sıklaştırıyor. Rolls-Royce gibi yakın gelecekte sadece elektrikli otomobil üretmeyi hedefleyen markaların yanı sıra yine yakın gelecekte ürün portföyünde büyük oranı elektrikli araçlara ayırmayı planlayan pek çok marka da bulunuyor. Elektrikli otomobil üretiminin artması ve markaların dümeni hibrite doğru çevirmesinde tüketiciden gelen payın etkisi büyük oranda etkili. Piyasadaki pek çok uzman, tüketicilerin elektrikli otomobile hiç olmadığı kadar sıcak baktıkları kanısındalar. BBC’nin haberine göre California’daki Singularity Üniversitesi Enerji ve Çevre Bölümü Eş Başkanı Ramez Naam, bir dönüm noktasında olduğumuzu ve elektrikli araç fiyatlarının fosil yakıtlarla aynı noktaya geldiği an oyunun biteceğini söylüyor. Örneğin, 2017’de elektrikli araçların payı yüzde 40 olan Norveç, 2025’te piyasadaki fosil yakıtlı otomobil kullanımını sıfıra indirmeyi amaçlıyor. Mercedes, BMW, Volvo, Volkswagen ve piyasasının diğer otomobil devleri de elektrikli araç için milyar dolarlarca yatırım yapıyorlar. Fosil yakıt tüketiminde sona yaklaşıldığının sinyalleri verilirken pek çok ülke de bu konuda teşvikler verip destekleyici politikalar uyguluyorlar. Görünen o ki devrim, sürdürülebilir olacak.