Saatolog.com.tr

Saatolog.com.tr Logo

Cilt Bakımında Kullanılan Asitler

19 Mart 2024
Cilt Bakımında Kullanılan Asitler
Laboratuvar önlüğünüzü giyin, deney tüplerini hazırlayın ve kâğıt kalem çıkarın: Cilt bakımında kullanılan asitlere dair her şeyi anlatıyoruz.

Söz konusu cilt bakım ritüeliniz olduğunda “asit” kelimesi biraz göz korkutucu olabilir. Son yıllarda cilt dostu asitler konusunda biraz daha bilinçlendik tabii. Dolayısıyla artık bu terime daha sıcak ve dostça bakıyoruz. Ancak siz de farkındasınızdır, biraz el verdik kol kaptırdık gibi oldu bu durum. Bakım adımlarımızı ve içerikleri sadeleştirmeye çalışırken her gün yeni bir asit türüyor ve aydınlanma yaşamamız gerekirken kafalar biraz daha karışıyor gibi sanki. Bir de konuya yabancı olanlardansanız ve bakım dünyasının acemisiyseniz işler içinden çıkması zor bir hal alabilir. Asitler söz konusu olduğunda nereden başlanmalı, hangi içeriği ne için kullanmalı? Bilmeniz gereken temel bilgileri adeta bir kimya müfredatını oluşturur gibi derledik.

Önce asitlerin ne olduğunu ve genel olarak ne işe yarayabileceğini anlayalım. Bakım ürünlerinin formüllerine son birkaç yıldır daha sık bakıyoruz ve aktif içeriklere olan ilgi giderek yükseliyor. Ancak asitler bakım dünyasında yeni değil. Kleopatra’nın laktik asitle peeling yaptığını biliyoruz mesela. Asitler, moleküler büyüklüklerine ve güçlerine göre doku bozukluğu, renk eşitsizliği, yaşlanma belirtileri gibi cilt şikayetlerine iyi gelen aktif içerikler.

Cilt Bakımında Kullanılan Asitler

Cilt bakımındaki asitlerin çok büyük bir kısmını hidroksi asitler oluşturuyor. Yani AHA’lar ve BHA’lar. Birazdan okuyacağınız salisilik asit, mandelik asit, glikolik asit gibi popüler asitlerin hepsi bu ikilinin alt türevleri. Bir de hiyalüronik asit var ama o hidroksi asitlerin dışında-ona da sonra geleceğiz.

Detaylara gelmeden önce cilt şikayetlerinize ve cildinize iyi gelecek doğru ürünleri bulmak için bir dermatoloğa başvurmanız gerektiğinin altını çizelim ve bu yazının amacının genel bilgi vermek olduğunu hatırlatalım.

AHA’lar ve BHA’lar arasındaki fark ne? İkisi de tabiri caizse aşındırıcı özelliğe sahip bu asitlerin arasındaki fark yağda çözünürlükleri. AHA’lar sadece suda çözünürken BHA’lar hem yağda hem suda çözünüyor. Yani eğer yağlı bir cildiniz varsa BHA’lar temizlik aşamasında daha etkili olabilir.

Salisilik Asit

İkilinin arasındaki farkı öğrenmişken en ünlü BHA ile konuya giriş yapalım: Salisilik asit. Biraz önce dediğimiz gibi yağda çözünebilen bu asit, tıkalı gözeneklere sahip, akneye meyilli ve yağlı ciltler için biçilmiş kaftan. Gözeneklerin derinliklerine inip onları temizleyen bu asit, aknelere sebep olan fazla sebum ve diğer yağlardan da kurtulmanızı sağlıyor. Salisilik asidi tonikten nemlendiriciye neredeyse her bakım ürününde bulmak mümkün.

Cilt Bakımında Kullanılan Asitler
Glikolik Asit

Gelelim AHA’lara. İlk konuğumuz glikolik asit. Bu içerik cilt düzenleyici veya anti-aging özellikli bakım ürünlerinde bulunuyor ve kendisi 360 derece bakım yapıyor. Güçlü bir eksfoliant olan glikolik asit cilt yüzeyini pürüzsüzleştirmeyi ve gözenekleri sıkılaştırmayı sağlarken aynı zamanda renk eşitsizliklerini ve ince çizgileri gideriyor. Farkındayız, kulağa mucize gibi geliyor. O zaman bir bilgi daha: Glikolik asit uzun vadede kolajen üretimini tetikliyor, merhaba daha sıkı bir cilt!

Peki glikolik asit kullanırken nelere dikkat etmeli? Bu asit AHA’lar içerisindeki en küçük molekül. Yani asitlerin içinde ciltte en derine inen kendisi. Dolayısıyla oldukça etkili ve dikkatli kullanmak gerekli. Düşük dozlarda, haftada 1-2 uygulamayla başlanılabilir. Cidin alışma süresi ve tepkisi gözlemlenerek sıklığı artırılabilir.

Cilt Bakımında Kullanılan Asitler
Laktik Asit

Sırada Kleopatra’nın favorisi laktik asit var, yine bir AHA. Laktik asit, AHA’lar içinde en nazik olanlardan, dolayısıyla hassas cilt için birebir. Hem cildi arındırıyor hem de nemlendiriyor. Özel kullanım alanı ise bir diğer adı da tavuk derisi olan keratosis pilaris tedavisi. Genelde saç ve kıl köklerindeki ölü deri tıkanıklıklarıyla oluşan bu pütürlü dokunun giderilmesi için ve hassas ciltlerin doku eşitsizlikklerini düzeltmek için kullanılıyor.

Askorbik Asit

Askorbik asit mi diyelim, yoksa sen mi gerçek ismini açıklamak istersin C Vitamini? Yine bir AHA olan askorbik asitin geniş çaplı faydaları var. Öncelikle kendisi bir antioksidan. Serbest radikallerin ciltte birikmesini engelliyor. Bu detay oldukça önemli, çünkü serbest radikaller kırışıklık, güneş lekeleri ve diğer yaşlanma belirtilerini tetikleyen oksidatif strese sebep oluyor. Hiperpigmentasyona oldukça iyi gelen askorbik asit, aynı zamanda glikolik asit gibi kolajen üretimini de destekliyor.

Kojik Asit

Yine bir AHA: Kojik asit. Kojik asit, güneş lekeleri ve melazma gibi hiperpigmentasyon şikayetlerinin kahramanlarından biri. Kendisi cilde renk veren melanin hormonunun üretimini tetikleyen tirozin aminoasitini kontrol altında tutuyor. Kojik asitle cildin orijinal tonu açılmıyor, fazla melaninle ortaya çıkan lekeler açılıyor ve eşitleniyor. 

Mandelik Asit

AHA’ları saymakla bitmiyor değil mi? Mandelik asit de eksfoliant özelliğiyle cilt dokusunu pürüzsüzleştiren ve cilt kalitesini artıran içeriklerden. Bu asitin bir de antibakteriyel özelliği bulunuyor. Dolayısıyla aknelerin iyileşmesine ve akne oluşumunun önüne geçilmesine de yardımcı oluyor.

Malik Asit ve Tartarik Asit

İkisini birden aradan çıkaralım dedik. Bu iki AHA, glikolik asit ve laktik asitten daha büyük moleküllere sahip. Yani ekstra hassaslar. Cildi ölü deriden nazikçe arındıran ikili, cilt dokusunu iyileştiriyor ve cildin PH seviyesini dengeliyor.

Ferulik Asit

Dahası var ama şimdilik bu son, söz: AHA’lardan ferulik asit. Bitkilerden elde edilen bu asit oldukça güçlü bir antioksidan. Cildi oksidatif strese karşı koruyor, kolajen üretimini artırıyor, inflamasyona iyi geliyor, cilt lekelerini eşitliyor ve cildin sağlıklı yaş almasını destekliyor. Ferulik asit C Vitamininin de destekçisi, onu stabilize hale getiriyor ve etkisini tam anlamıyla göstermesini sağlıyor.

Cilt Bakımında Kullanılan Asitler
PHA’lar

PHA’lar AHA ve BHA’lardan ayrılan, cilt bakımında nispeten yeni bir grup. En popülerleri glukonolakton, galaktoz ve laktobiyonik asit. Molekül olarak AHA ve BHA’lardan büyükler, dolayısıyla hassas ciltler için idealler. Oldukça hassas olan glukonolakton, cilt lekelerini açıyor, cilt tonunu eşitliyor, kolajen üretimini destekliyor ve antioksidan koruma sağlıyor. Anti-inflamatuar özelliğe sahip galaktoz ise irite olmuş ciltleri yatıştırmak, kızarıklığı gidermek ve kuru ciltleri nemlendirmek için kullanılıyor. Bir şeker asidi olan laktobiyonik asit ise cildi ölü hücrelerden nazikçe arındırırken cilt bariyerini güçlendiriyor.

Hyalüronik Asit

Hyalüronik asit, hidroksi asit grubuna ait değil. Kendisi aşındırıcı da değil. Asit grubunun en bilinenlerinden olan bu içeriğin temel faydası cildi nemli tutması ve cildi dolgunlaştırması, dolayısıyla da ince çizgilere iyi gelmesi. Bir şeker molekülü olan hyalüronik asit, aslında vücutta doğal olarak üretiliyor ve cildin, eklemlerin, gözlerin nemli kalmasını sağlıyor. Suyu kolajene bağlayan bu asit, tam anlamıyla nemi cilde hapsediyor ve bu da istediğiniz o dolgun görünümü sağlıyor.

Ancak ne yazık ki yaş aldıkça kolajen gibi hyalüronik asit üretimi de azalıyor. Elastikiyetini yitirip kuruyan ciltte ise kırışıklıklar ve ince çizgiler oluşmaya başlıyor. Bu noktada, dışardan hyalüronik asit desteği şikayetlerinizin önüne geçmeye yardımcı oluyor. Kendisinin oldukça evcil bir asit olduğunu da belirtelim. İrite eden asitler grubundan olmadığı için genellikle her içerikle birlikte rahatlıkla kullanılabiliyor.

Cilt Bakımında Kullanılan Asitler
Azelaik Asit

AHA, BHA veya PHA değil ama aynı işlevi görüyor: Azelaik asit, dikarboksilik asitlerden. Cildi irrite etmeden bu popüler üçlünün yaptıklarını yapıyor. Hem cilt yüzeyinde hem de derininde çalışan bu molekül, kızarıklığa, rosacea’ya ve melazmaya iyi geliyor. Antibakteriyel özelliğiyle akne oluşumunun önüne geçen bu asit aynı zamanda gözeneklerin arındırılmasını da destekliyor.

Cilt Bakımında Kullanılan Asitler

Asitlerin en popülerlerini sıralamışken bu içerikleri bakım rutininize dahil ederken dikkat etmeniz gerekenlerin de kısaca üstünden geçelim.

-İlk kuralımız başta da dediğimiz gibi ne kullanacağınızdan, cilt tipinizden ve nereden başlayacağınızdan emin değilseniz doktorunuza başvurun.

-Cilt tipinizin ve cilt ihtiyaçlarınızın farkında olun. Örneğin hassas bir cildiniz varsa, asit maceranıza glikolik asitle başlamak istemezsiniz.

-Asitleri kullanmaya yavaş yavaş başlayın. Cilt tipinize veya şikayetinize göre kullanacağınız asiti düşük konsantrede ve haftada 1-2 kez olacak şekilde ritüelinize adapte edin.

-AHA, BHA ve PHA’lar cildinizi güneş ışınlarına karşı daha hassas hale getirebilir. Bu yüzden güneş koruyucu kullanmayı sakın ihmal etmeyin.

-Göz çevresi ve dudaklar, en hassas cilde sahip bölgelerden. Elinizdeki ürün özellikle bu bölgeler için formülize edilmediyse kullanmayın.

-Bazı asitler ciltte hassasiyete ve kuruluğa sebebiyet verebilir. Bu yüzden nemlendirici kullanmayı ihmal etmeyin. Hassas ciltler için sandviç tekniğini de kullanabilirsiniz: Önce nemlendirici, üstüne asit serumunuz ve onun üstüne bir katman daha nemlendirici.

-Son olarak, önlüklerinizi giyin dedik ama asitlerle deney yapmayın. Her içerik birbiriyle uyumlu olmayabilir.

Hyalüronik asit en dostane içerik. Neredeyse her formülle uyumlu ve iyi anlaşıyor. Retinol ve retinoid içeren ürünler kullanıyorsanız AHA, BHA ve PHA’ları karıştırmamanız gerekiyor. Cilt hassasiyetinize göre günleri bölüştürebilirsiniz veya ürünün yoğunluğuna göre gece-gündüz ayrımı yapabilirsiniz.

Cilt Bakımında Kullanılan Asitler

AHA’ları üst üste kullanmak da cildi irite edebilir. Ancak salisilik asitle yapılan kombinler yağlı ve akne eğilimli ciltlerde işe yarayabiliyor. Örneğin salisilik asitli bir cilt temizleyiciyle cildi tarındırdıktan sonra uygulayacağınız glikolik asit, bakım rutininizden tam verim almanızı sağlayabilir.

Eksfoliant AHA’ları kullandıktan sonra askorbik asit kullanmanız önerilmiyor, ciltte kızarıklık ve hassasiyet ortaya çıkabiliyor. Kombinasyonları artırmak mümkün, dolayısıyla asit içeren bir bakım rutini hazırlarken her ürünün içeriğine, konsantresine ve kullanım sırasına, sıklığına dikkat etmenizde fayda var.