Yıldız Kenter’in yaşamını anlatan belgesel “Caniko”, 20 Haziran’da ilk defa seyirciyle buluşuyor.
Yıldız Kenter, adıyla özdeşleşen oyunu “Ben Anadolu”yu şu replikle kapatıyordu: “…Oyuncu bir varmış, bir yokmuş. Tıpkı o söylencelerdeki kuş gibi kendi küllerinden tutuşan ben de yüreğinizden kopacak kıvılcımlarla tutuşabilmek için yeniden eğiliyorum önünüzde.” 91 yıllık yaşamının altmış senesinden fazlasını tiyatro sahnelerinde geçiren Kenter, sahneyi “mistik bir stimülan” olarak gördüğünü söylüyor, sahnenin iyileştirici gücüne inanıyordu.
11 Ekim 1928’de hayata gözlerini açan Kenter’in tiyatro tutkusu henüz çocukluk yıllarında başlamış, ilkokuldayken Ankara Çocuk Kulübü’nde tiyatro eğitimi almıştı. Kenter’in yaşamı ile ilgili yazılar ve röportajlar okurken usta sanatçının “Kabak Çekirdekleri” başlıklı bir anısı dikkatimi çekiyor: İlkokul birinci sınıftayken yıllarca hiç unutmayacağı bir cezaya almış öğretmeninden, tahtaya çıkıp sınıfa arkasını dönerek öylece beklemiş uzun bir süre. O utanç duygusuyla herkesten nefret edip ölmek isterken birden cebindeki kabarıklığı hissetmiş. Bir avuç kabak çekirdeği. İşte tam o anda, “Haydi be sen de! Ne diye ölecekmişim…” diyerek umutlanmış ve kabak çekirdeklerini yiyerek bahar çiçeklerinin açtığı toprak yolda eve dönüşünü düşlemiş. Anıyı okurken için ısınıyor, Kenter’in son cümleleri ise sanat yaşamını bir güzel özetliyor sanki: “… Dur diyorlar bir yandan da, koşma… Yeter, dinlen artık. Koşma… Öl artık! Ama çekirdeklerim bitmedi ki daha…”
80’li yaşlarının ortasına kadar sahneye çıkmaya devam eden Kenter, 2007’te BBC’ye verdiği bir röportajda çekirdeklerinin hâlâ cebinde olduğunu söylemişti. Konservatuvardan mezun olduktan hemen sonra Ankara Devlet Tiyatrosu’nda Shakespeare’in “On İkinci Gece” oyununda başrolde sahneye çıkan usta sanatçı, tiyatro yaşamı boyunca Çehov, Brecht, Inoesco, Melih Cevdet Anday, Adalet Ağaoğlu ve Necati Cumalı gibi pek çok oyun yazarı, yazar ve şairin oyunlarını sahneye taşıdı. Güngör Dilmen’in kaleme aldığı “Ben Anadolu” ise sanatçının adıyla özdeşleşen ve yıllarca sahnelediği oyunlardan biri oldu. Kenter oyunu yalnız Türkiye’de değil, Amerika ve İngiltere başta olmak üzere başka ülkelerde İngilizce de sahneledi. Altı bin yıllık Anadolu geçmişini 16 farklı kadın karakterin gözünden anlatan oyunda, Yıldız Kenter kimi zaman Anadolu’nun ana tanrıçası Kibele’nin kimi zamansa Halide Edip Adıvar’ın sesi oldu.
“Sevdiğim kişilere ‘caniko’ derim” diyen Kenter, yüzlerce oyun sahneye koyduğu gibi yüzlerce öğrenci de yetiştirdi yaşamı boyunca. Şimdiyse usta oyuncunun tiyatroya adanmış yaşamı, “caniko”larının hatıralarıyla hazırlanan bir belgeselde ekrana geliyor. Yönetmenliğini Altın Portakal Ödüllü Doğan Sarıgüzel’in üstlendiği “Caniko”, 20 Haziran’da ENKA Açıkhava Tiyatrosu’nda prömiyerini yapacak. Belgeselde görüş veren isimler arasında Ali Poyrazoğlu, Ayça Bingöl, Ayhan Kavas, Bartu Küçükçağlayan, Bülent Şakrak, Demet Akbağ, Demet Evgar, Deniz Yüce Başarır, Dikmen Gürün, Engin Hepileri, Erdal Özyağcılar, Filiz Kutlar, Genco Erkal, Göksel Kortay, Güzin Özyağcılar, Hakan Gerçek, Haldun Dormen, İzzet Günay, Kadriye Kenter, Mehmet Birkiye, Mustafa Alabora, Müşfik Uzun, Nergis Çorakçı, Okan Yalabık, Özge Borak, Seçkin Selvi, Sema Özcan, Suat Özturna, Tilbe Saran, Yeşim Koçak, Yücel Erten, Zeynep Oral, Zeynep Özyağcılar gibi usta oyuncular ve Kenter’in öğrencileri yer alıyor.
Usta oyuncu hiç seslendirmiş midir bilmiyorum fakat bu haberi yazarken aklıma Nâzım Hikmet’in “Yaşamaya Dair” şiiri geliyor. Direngen, umutlu ve yaşamayı yücelten şiiri. Tıpkı Yıldız Kenter’in cebindeki kabak çekirdekleri gibi.