Novak sezonun üçüncü Grand Slam turnuvası Wimbledon’ın tek erkekler finalinde İtalyan rakibi Matteo Berrettini’yi yenerek bir kez daha şampiyon oldu.
Futbol hakkında söylenmiş şu meşhur sözü mutlaka işitmişsinizdir: “Futbol 90 dakika süren ve Almanların kazandığı bir oyundur.” Twitter’da Wimbledon ile ilgili haberleri takip etmek için gezinirken bu sözden ilham alan bir uyarlama ile karşılaşıyorum: “Tenis önünde sonunda Novak Djokovic adlı adamın kazandığı bir spordur.” Nitekim oldukça haklı bir uyarlama olmuş çünkü büyük turnuvalardaki 30. finalini oynayan 34 yaşındaki Djokovic, sezonun üçüncü Grand Slam turnuvası Wimbledon’ın tek erkekler finalinde İtalyan rakibi Matteo Berrettini’yi yenerek bir kez daha şampiyon oldu.
Aslına bakılırsa oyun, rakibi Berrettini’nin üstünlüğüyle başlasa da ilk seti 7-6 kazanan İtalyan raket devam eden setlerde istikrarını koruyamadı. İkinci ve üçüncü seti 6-4’lük skorlarla ve dördüncü seti 6-4’lük skorla alarak şampiyonluğu elde etti.
Avustralya Açık ve Fransa Açık’tan sonra sezonun üçüncü büyük turnuvasını da kazanan Sırp tenisçi, kariyerinin 20. Grand Slam şampiyonluğuna erişmiş oldu. Böylece 20 Grand Slam ile “En fazla Grand Slam kazanan erkek tenisçi” rekorunu paylaşan ezeli rakipleri Roger Federer ve Rafael Nadal’ı yakalamış oldu. Ayrıca 1,7 milyon sterlin para ödülünün de sahibi oldu.
Djokovic, oyun sonrası duygularını şöyle ifade etti: “Bence üçümüz de durmayacağız. Roger ve Rafa’ya her zaman saygım var. Sporun efsaneleri. Hayatımda karşılaştığım en önemli iki oyuncu. Bugün burada olmamın sebebi biraz da onlar. Bana yardım ettiler. Ne yapmam gerektiğini onlardan öğrendim. Mental ve taktik olarak. Bazı şeyler değişti. 2010-2011’le birlikte. Son 10 yılda inanılmaz bir yol katettim. Ama burada durmayacağım.” Yalnız Djokovic’in değil, meşhur “üçlü”nün önümüzdeki turnuvalardaki yeni galibiyetlerini izleyerek tarihe tanıklık etmeye devam edeceğiz.
