Paolo Sorrentino’nun bugüne dek çekilmiş en kişisel hikâyesi olacak yeni filmi “The Hand of God”, 78. Venedik Film Festivali’nde dünya prömiyerini yaptıktan sonra Netflix’te de seyirciyle buluşacak.
Yıllar evvel, 1986 çeyrek finalinde, İngiltere ve Arjantin karşı karşıyadır; dakika 51, durum ise 0-0’dir. Yuvarlak meşin İngiliz kalesine doğru yükselmekteyken kalesini koruyan 1.83 cm’lik kaleci Shilton topa doğru yükselir, ne var ki rakip takımdan da yükselen bir isim vardır: Maradona! Aynı anda topa yükselen bu ikiliden zaferi elde eden Maradona olacaktır, rakibiyle olan 18 santimlik boy farkını avantaja çeviren Maradona topu aşırarak ağlara gönderir. Peki ya, topu eliyle mi atmıştır? Maç sonrası gelen bu sorulara şöyle kaçamak bir cevap verir ünlü futbolcu: “Tanrı’nın eliyle.”
Hayat kimi zaman böyledir, Diego Maradona’nın yükselişi gibi beklenmedik sevinçler ve zaferler getirir, açıklamakta zorlanır ve “Tanrı’nın eli” deriz, ki bu hikâyeye bir de Shilton’ın tarafından bakarsak hüsranı görürüz. Zaten İngiliz kaleci Peter Shilton da Maradona’yı hâlâ affetmediğini söylemektedir.
Bana kalırsa “Tanrı’nın eli” beklenmedik sevinçleri ve yine aynı derecede beklenmedik kederleri beraberinde getiren durumları anlatan bir deyiştir, tıpkı hayat gibi, tıpkı sinema gibi. Paolo Sorrentino’nun 1980’lerin çalkantılı Napoli’sinde geçen son filmi “The Hand of God” da sevinç ve trajedinin iç içe olduğu Fabietto Schisa adlı bir çocuğun öyküsünü anlatıyor. Sorrentino; kader ve aile, spor ve sinema, aşk ve kayıplarla dolu en kişisel hikâyesini anlatmak için memleketi Napoli’ye dönüyor.
78. Venedik Film Festivali’nde Ana Yarışma bölümünde seçilen film, festivalde dünya prömiyerini yapacak ve Netflix’te de seyirciyle buluşacak. Oscar’lı yönetmen Sorrentino, filmin hikâyesini kendisi kaleme almış. Yönetmenin 80’li yıllarda Napoli’de büyüdüğünü düşündüğümüzde filmin adının o vakitler şehri rüzgârıyla kasıp kavuran Maradona’dan ilhamla gelmesine hiç şaşırmıyoruz. Yönetmen, yeni filmiyle ilgili düşüncelerini geçtiğimiz aylarda şöyle dile getirmişti: “İlk filmimden (“One Man Up”, 2001) yirmi yıl sonra yeniden Napoli’de çekim yapacak olmaktan ötürü büyük bir heyecan duyuyorum. Bir film, kariyerimde ilk kez bu kadar samimi ve kişisel bir halkayı temsil edecek; hem yüreğinizi hafif hissettirecek hem de acıyla dolduracak bir bildungsroman.”
Yazıyı noktalamadan evvel, “The Hand of God”ı izlemeyi beklerken eğer henüz görmediyseniz Sorrentino’ya 2013’te Oscar getiren ve çoğunlukla “Roma’ya yazılmış bir aşk mektubu” şeklinde anılan “Muhteşem Güzellik”i izlemenizi de öneririz.