Longines Miras Direktörü Daniel Hug ile markanın Osmanlı tarihindeki izlerinin konuşulduğu Longines davetinden önce Pera Palace’da bir araya gelerek saatler ve sıra dışı tarihleri üzerine keyifli bir sohbet ettik.
1900’lü yılların başında Avrupa’nın kalbi Paris’ten Şark’ın incisi İstanbul’a kalkan meşhur Orient Ekspresi, şehirleri birbirine bağlayarak Osmanlı topraklarını uluslararası ticarette canlandırıyordu. Ne var ki, uzun demiryollarıyla birbirine bağlanan şehirler aynı zaman diliminde buluşamıyordu. Osmanlı İmparatorluğu’nda zaman Avrupa şehirlerine göre farklı işliyor, alaturka saat kullanılıyordu. Bu zaman anlaşmazlığına bir çözüm, İsviçreli saat markası Longines’den gelecekti. Marka, 1908’de iki farklı zaman dilimini gösterebilen ilk cep saatini geliştirdi. Longines’le Osmanlı İmparatorluğu’nun yolları böyle kesişti. İki asırlık bu hikâye, İsviçreli saat markasının geçtiğimiz günlerde Pera Palace’da düzenlediği davette markanın mirası direktörü Daniel Hug’ın anlatımıyla saat meraklılarıyla buluşturuldu. Bu keyifli davetten önce Daniel Hug’la bir araya gelerek Saatolog okurları için Longines mirasını dinledik.
Longines mirasının saat dünyasındaki yerinden bahsedebilir misiniz?
1920’lerin sonlarına doğru pilot saatleri için ürettiğimiz flyback kronograflardan 1925’te duyurulan çift zaman dilimini gösteren kol saatlerine dek bugün hâlâ kullanılan pek çok yenilik Longines tarafından yapıldı. 1931’de oymalı dönen bezelli ilk kol saati Longines Lindbergh tasarlandı. Bu yenilikleri 1959’da bir kol saati için üretilen ilk yüksek frekanslı mekanizma takip etti, öyle ki 1960’ların başında üretilen tüm mekanik saatlerden daha hassastı. Longines mirası, bugüne dek yaptığımız bu başarıları göstererek yeni modeller geliştirmemiz için ilham veriyor. Özellikle 1920 ve 30’lar profesyonel zaman tutuculuğu ve havacılar için saat tedarik etme konusunda bizim için önemli yıllardı. Tüm bu saydıklarım Longines’i diğer markalara kıyasla kendine özel bir yerde konumlandırıyor.
“Zarafet, bir ruh hali ve davranış biçimi.”
Longines’in en ilginç yanı nedir sizin için?
Bugün artık saatlerin günlük kullanımında alışılmış bir parça haline gelen çift zaman dilimi göstergesi ve döner bezel gibi kullanışlı icatların Longines tarafından geliştirilmesi markanın sıra dışı yanlarından. Tabii tüm bu icatların erken dönem havacılık için geliştirildiğini düşününce daha bir ilgi çekici hale geliyor. Aslına bakılırsa yüz yılı aşkın bir süredir saatçilik için yaptığımız pek çok şeyi kıymetli buluyorum. 1914’te üretilen saniyenin 1/10’ni ölçen ilk yüksek frekanslı cep saati bunlardan biri. 1916’ya geldiğimizde ise saniyenin 1/100’ni ölçebiliyorduk.
Gelelim meşhur sloganınıza; “Zarafet bir tavırdır” ne anlatıyor bize?
Zarafet bizim için zamansız tasarım demek. Sunduğumuz zarafet hem dışarıdan hem de içeriden geliyor. Kadranı pırlantalı, dikdörtgen kasalı zarif bir Longines saatine bakalım, tıpkı kasası gibi dikdörtgen bir mekanizmayı saklar içinde. Kasanın şekline uyan bu mekanizma Longines zarafetini tamamlar. Benim içinse şıklık ve zarafet davranışlarla ilgilidir. Zarafet, bir ruh hali ve davranış biçimi.
“Saatler, hayatımızı senkronize eder.”
Marka mirasını Longines Müzesi’nde de görüyoruz. Müzeye ekleyeceğiniz saatleri nasıl seçiyorsunuz?
Birtakım kriterler var tabii. Orijinal ve iyi durumda olması gerekir, tarihimizde önemli bir yeri ya da teknik bir başarısı olmalı. Nadir bir saat olması, sahibinin ünlü biri olması da kriterler arasında.
Müzeden favori saatiniz?
Müzedeki en sevdiğim parçalardan biri Amy Johson’ın kol saati. Johson, o zamanın kadınlarına rol model olan bir kadın pilottu. Bugün müzedeki, dönen bezelli hacimli Longines saatini takıyordu.
Sohbetimize Longines mirasıyla başlamıştık, bitirirken saatlerin insanlık tarihindeki yerini sormak istiyorum.
Cevabı çok uzun olabilecek, fakat bir o kadar da güzel bir soru. Saatlerde beni büyüleyen şeylerden biri insanları birbirine bağlaması. Saatler bizi, günün belli bir vaktinde bir araya geleceğimiz arkadaşlarımızla senkronize ediyor. Bir arkadaşımızla buluşmak, bir toplantıyı ayarlamak için saatlere ihtiyacımız var. Mekanik bir saat hareketlerimizi takip eder, bize evrenden, Ay’ın evrelerinden haber verir. Kısacası, saatler hayatımızı senkronize eder.