
Doğru beslenme, mükemmel tasarım, yüksek gastronomi ve dahası sakin bir hayat… Hepsinin yanıtı İskandinavlarda. Peki onların sırrı ne? İşte İskandinav yaşam sanatının 6 sırrı.
İskandinav yaşam tarzını tanımlayan sadelik ve rahatlıkla geçecek bir yolculuğa hoş geldiniz. Birçoğumuza günlük yaşamda 24 saat yetmiyor; herkes yavaşlamanın, denge bulmanın ve gerçekten önemli olana odaklanmanın yollarını arıyor. İskandinav usulü yaşamsa daha bilinçli bir varoluş için ilham arayanların dikkatini çeken benzersiz bir yaşam stili sunuyor. Sizin için hazırladığımız bu kapsamlı rehberle İskandinav yaşam tarzının temel kavramlarını keşfetmeye hazır olun.
İskandinav Diyeti
Sağlık uzmanları, hiçbir diyetin ‘en iyi diyet’ olmadığı konusunda hem fikir olsa da İskandinavlar bu felsefeyi çoktan benimsemişti bile. İskandinav diyetinin merkezinde yerel temin edilen geleneksel gıdalar yer alıyor. Mesela onların temek besinleri çavdar, arpa, yulaf gibi tam tahıllar, çoğunluğu orman meyveleri olmak üzere tüm meyveler, baklagil ve kök sebzeler ile ringa, uskumru ve somon balıkları. Bu diyette şeker, kırmızı et ve işlenmiş gıdalar çok az bulunuyor ve yerel faydalı besinleri tüketmek temel alınıyor. Eğer bu beslenme tarzına geçmek istiyorsanız, küçük değişikliklerle başlamak daha sürdürülebilir olacaktır. Şeker tüketimini kademeli olarak azaltmak, kırmızı et yerine balık tüketmek veya öğünlerinize daha fazla sebze eklemek, İskandinav diyetine geçişi kolaylaştıran adımlardan bazıları.

Bunun yanında daha fazla yaban mersini, çilek ve ahududu gibi orman meyvelerini tüketmek de bir başka sırları. Günlük beslenmenize meyve eklemek kimileri için şaşırtıcı değil, kimileri ise içindeki şeker oranı dolayısıyla onlardan uzak duruyor. Nordikler neden bu süper gıdaları önceliklendiriyor? Bunun cevabı bu meyvelerin yüksek antioksidan içeriğine sahip olması olabilir. Antioksidanların kalp hastalığı ve kanser gibi hastalıkların riskini azalttığı düşünülüyor. Çilek, sağlıklı cilt, kemikler ve kan damarlarını korumaya yardımcı olan ve hücreleri koruyan C vitamini açısından zengin. Diğer yandan yaban mersini, kalp hastalığı ve tip 2 diyabet riskini azaltabiliyor. Böğürtlen ise bağırsak sağlığını destekleyen lif kaynağı ve C vitamini açısından oldukça zengin.

Isının
Hadi itiraf edin, siz de iyi bir sauna seansını seviyorsunuz değil mi? İsveç ve Norveç’te oldukça popüler olan termal banyolar, rahatlamak ve kendinizi yenilemek için harika yollardan biri. Farklı sıcak, soğuk ve aromatik sulardan oluşan bu banyolar düzenli kullanıldığında sağlık açısından birçok olumlu etkiye sahip. Yapılan araştırmalar 30 dakikalık kısa bir sauna seansının kan basıncını düşürdüğünü ve kalp atış hızını orta yoğunlukta bir antrenmandaki seviyeye çıkardığını gösteriyor. Ayrıca stresi azaltmada ve vücuttaki toksinleri ter yoluyla atmada oldukça etkili. Sauna sonrası soğuk bir duş almak veya buz banyosuna girmek, gözenekleri kapatmaya ve vücudun ısıyı korumasını sağlayarak dolaşımı hızlandırmaya yardımcı oluyor.

Nordikler saunaları evlerinde, dağ kulübelerinde ve hatta bazı ofis binalarında bulundururken, termal zenginliğe sahip Türkiye’de bizlerin de şifalı sulara ulaşması aslında çok da zor değil. Üstelik birçok yerde sauna hizmetine de kolaylıkla erişmek mümkün. Bol buharlı sauna kullanımı huzur içinde oturmak ve düşüncelerini yavaşlatmak için mükemmel bir yol ve stres azaltmaya yardımcı olduğunu hatırlayacak olursak düzenli aralıklarla sauna ziyaretinde bulunmak oldukça iyi bir uygulama.

Düzenli Olarak Doğada Zaman Geçirin
İskandinav yaşam tarzının en güçlü parçalarından biri; ‘friluftsliv’ felsefesi. Kabaca çevrildiğinde ‘açık hava yaşamı’ anlamına gelen bu kavram doğayla iç içe, sağlıklı bir yaşam sürmeyi ve çevrenizi daha fazla keşfetmeyi teşvik ediyor. Friluftsliv pratiği birçok ülkenin alışkanlıklarından farklı olarak insanların günlük yaşamlarında daha fazla zamanlarını dışarıda ve doğada geçirmelerini destekliyor. En soğuk iklimlerde bile İskandinav halkı dışarıda vakit geçirmek konusunda hiçbir bahane üretmez. Onlar için bu neredeyse bir alışkanlık haline gelmiş durumda.

Açık havada düzenli yürüyüşler yapmak, sessizlik içinde zaman geçirmek, doğayla yeniden bağlantı kurmanızı ve iç dengenizi sağlama fırsatı sunuyor. Kolaylıkla uygulanabilecek bu pratik, geniş doğa alanlarının yakınında yaşamayanlar için bile mümkün. Nasıl mı? Yakındaki bir parka yürüyüş yapmak, güneşli bir günü arka bahçede geçirmek veya zaman zaman bir doğa yürüyüşü planlamak gibi basit şeylerle.

Günlük Yaşamınıza Hareket Katın
İskandinav ülkeleri günlük egzersizi yaşamlarının ayrılmaz bir parçası haline getirmiş durumda. Danimarkalıların ve İsveçlilerin yaklaşık yüzde 30’u her gün işe bisikletle gidip geliyor. Bunun yanı sıra arkadaş gruplarının bara gitmek yerine birlikte yoga dersine katılması gibi sosyal aktivitelerde de aktif bir yaşam tarzı öne çıkanlardan yalnızca biri.

Eğer siz de İskandinavların günlük hareket anlayışını hayatınıza dahil etmek istiyorsanız, büyük değişiklikler yapmak zorunda değilsiniz. Hafta sonları parkta/doğada yürüyüş yapmak, mümkünse haftada bir gün işe bisikletle gitmek veya bir yoga dersine katılmak sizi daha hareketli bir yaşama adım adım yaklaştırabilir.

Daha Az Olan Daha Çoktur
İskandinav tasarımı, ferah alanlar, minimalizm ve işlevsel mobilyalarla öne çıkıyor. Bu anlayış gereksiz eşyalarla evi doldurmak yerine, yalnızca gerçekten işe yarayan ve değer verilen nesneleri içeri almak üzerine kurulu. Ancak İskandinav minimalizmini benimsemek evinizi tamamen boşaltmanız veya tüm kişisel eşyalarınızdan kurtulmanız anlamına gelmiyor.

Küçük bir adımla başlayabilirsiniz; Marie Kondo’nun minimalist yaklaşımından ilham alarak, herhangi bir objeyi elinize alıp kendinize şu soruyu sorun: “Bana gerçekten mutluluk veriyor mu?” Eğer yanıtınız hayırsa, o eşyayı bağışlayın ya da satın. Evinizi sadeleştirmek, zihninizi de sadeleştirerek hayatınızda gerçekten mutluluk veren şeylere odaklanmanıza yardımcı olacağını unutmayın.

Topluluk Ruhunu Benimseyin
İskandinav ülkeleri az güneş ışığı alan, uzun ve soğuk kışlarıyla biliniyor. Ancak bu sert hava koşulları onların mutluluğunu gölgelemiyor. Araştırmalar İskandinav ülkelerinin dünyanın en mutlu insanlarına sahip olduğunu gösteriyor. Bunun en önemli sebeplerinden biri topluluk bilinci ve sosyal bağlılık.

Kendi başınıza vakit geçirmek önemli olsa da duygusal ve zihinsel sağlığınız için sevdiklerinizle düzenli olarak vakit geçirmenin de aynı derecede gerekli olduğunu unutmayın. Sosyal destek sisteminiz, zor zamanları daha kolay atlatmanızı sağlarken, genel mutluluğunuzu da artırır. Tüm İskandinav yaşam felsefelerinden ilham alarak sadeleşmiş bir yaşam ve güçlü sosyal bağlarla daha mutlu bir hayat sürmeye başlayabilirsiniz.
Kaçırmamanız Gereken İskandinav Dizileri
Avrupa’da Kuzey Işıkları’nı İzleyebileceğiniz En Güzel 10 Yer