Amerika Açık’tan elenen Naomi Osaka, tenise ara verdiğini açıkladı. Kadınlar tenisinin en büyük isimlerinden birini bu karara iten şey neydi?
Tenisin süper kahramanlar çağı artık yavaş yavaş perde indiriyor. Öyle ki, şimdilerde devam etmekte olan Amerika Açık; 1997’den beri Serena Williams, Roger Federer ya da Rafael Nadal’ı içermeyen ilk Grand Slam turnuvasıydı. Novak Djokovic’in de dahil olduğu, her biri tarihe altın harflerle yazılmış devler gidince tenisin neye benzeyeceği hakkında bazı projeksiyonlar var. Büyük rakiplerinin gölgesinde hâlâ beklenen başarılara ulaşamayan Daniil Medvedev ve Stefanos Tsitsipas gibileri erkekler tenisinin tahtına geçmeye adaylar. Sporun poster yıldızı olma görevini idolü Serena’dan devralan Naomi Osaka ve dünya 1 numarası Ashleigh Barty gibi isimler kadın tenisinin kendine has atmosferinde en parlak figürler konumundalar. Jannik Sinner, Carlos Alcaraz, Emma Raducanu, Leylah Fernandez gibi genç yıldız adayları ise kortlara taze bir nefes olabileceklerinin sinyallerini veriyorlar.
Tabii Naomi Osaka, saydığım genç yıldızlar arasında “süper yıldız” mertebesine tırmanabilmiş belki tek isim. Zira sporunun dünya 1 numarası oldu, şimdiden dört Grand Slam şampiyonluğuna imza attı, sosyal meselelerde sesini yükseltti ve kârlı sponsorlarıyla en çok kazanan sporcular arasına girdi. Japon raket, birkaç sene içinde adeta Serena Williams ve Maria Sharapova karışımı bir etkiye sahip oldu. Ancak kimi açıdan hâlâ tamamlanmamış hissettiği de aşikârdı. Mesela baba tarafından Haitili kökenleri ve ABD’de büyüdüğü için akıcı bir Japoncaya sahip olmaması gibi nedenlerle temsil ettiği ülke onu yeterince sahiplenmemişti. Kültürlerine son derece bağlı Japon halkı, kortta ondan çok daha az şey başaran Kei Nishikori’ye gösterdikleri teveccühü Osaka’ya bir türlü sunmuyordu. Neyse ki bir noktada Japonya onun değerini anlayacak, 2020 Tokyo Olimpiyat Oyunları’nın meşalesini yakma görevini Osaka’ya verecekti. Bu çoğu kişiye göre geç kalmış bir saygı duruşuydu.
Tüm başardıklarına rağmen, şimdilerde Naomi Osaka’nın gündemde olma nedeni ne yazık ki zaferleri değil. Zira Osaka, son şampiyon olarak unvan korumaya geldiği Amerika Açık’ın üçüncü turunda, 18 yaşındaki Leylah Fernandez’e 2-1 yenildi ve fırtına koptu. “Kazanınca mutlu olmuyor, daha çok rahatlamış gibi hissediyorum. Kaybedince ise çok mutsuz hissediyorum. Bu normal değil. Şu noktada hayatımda neler olup bittiğini anlamalı ve ne yapacağıma karar vermeliyim” sözlerinin ardından gözyaşlarına boğulan yıldız isim, tenise belirsiz bir süre için ara vereceğini açıkladı. Anlaşılan o ki; mayıs ayında Fransa Açık’taki basın toplantılarına katılmak istemediğini söyleyerek gündem olan, şampiyon olduğu 2018 Amerika Açık’tan beri depresyon ve anksiyete ile mücadele ettiğini açıklayan ve sezonun en önemli duraklarından Wimbledon’ı pas geçen Osaka’nın zamana ihtiyacı vardı.
Yazının girişinde bir çağın bitiminden ve yepyeni bir çağın başlangıcından bahsettim ama bunun nedeni biraz da Osaka’nın tenis için neler ifade ettiğini anlatabilmekti. Gerçi şimdilerde daha önemlisi tenisin onun için neler ifade ettiğini bulması ve mutsuzluğunun kaynağı olup olmadığını anlayabilmesi. Zira önünde uzun bir hayat olan bu başarılı genç kadının kendini mutlu hissetmesi; kazanılacak maçlardan, sponsorların getirdiği milyon dolarlardan ve sportif efsanesinden çok daha mühim. Temennimiz onu yeniden gülümserken görmek çünkü bu zaferle de ilham olabileceği milyonlar var.