Saatolog.com.tr

Saatolog.com.tr Logo

İki Nefes Arasında Bir Yolculuk: Panerai Luminor Marina 44mm-Guillaume Néry Edition (PAM01122)

18 Ocak 2021
İki Nefes Arasında Bir Yolculuk: Panerai Luminor Marina 44mm-Guillaume Néry Edition (PAM01122)

Panerai, dünya şampiyonu serbest dalışçı ve marka elçisi Guillaume Néry’den aldığı ilhamla tasarlanan yeni Luminor Marina 44mm-Guillaume Néry Edition saatini meraklılara duyurdu: Guillaume Néry’nin derinliklere yolculuk öyküsüyle.

İki Nefes Arasında Bir Yolculuk: Panerai Luminor Marina 44Mm-Guillaume Néry Edition (Pam01122)


“…dalış sadece bir yolculuktur, iki nefes arasındaki bir yolculuk. Bir yolculuk ki sadece iki nefes arasında gerçekleşir. Suya dalmadan önce son bir nefes ve yüzeye çıktığınızda aldığınız ilk nefes.”

Guillaume Néry
İki Nefes Arasında Bir Yolculuk: Panerai Luminor Marina 44Mm-Guillaume Néry Edition (Pam01122)
Pam01122

Dünya sabit ağırlık serbest dalış şampiyonlarından Guillaume Néry, bir TED konuşmasında başarılı bir rekor denemesinin görüntülerinin ardından hem hayatını hem tutkusunu hem de dünyaya bakış açısını şöyle anlatıyor. “…dalış sadece bir yolculuktur, iki nefes arasındaki bir yolculuk. Bir yolculuk ki sadece iki nefes arasında gerçekleşir. Suya dalmadan önce son bir nefes ve yüzeye çıktığınızda aldığınız ilk nefes. Dalış insan olasılığının sınırlarına yakın bir yolculuktur, bilinmeyene bir yolculuk. Fakat aynı zamanda ve her şeyin üzerinde içsel bir yolculuktur, ki orada fiziksel ve zihinsel birkaç şey gerçekleşir.”

Aynı şekilde Panerai, dünya şampiyonu serbest dalışçı ve marka elçisi Guillaume Néry’den aldığı ilhamla tasarlanan yeni Luminor Marina Guillaume Néry Edition saatini meraklılara duyurduğunda yine birkaç şey gerçekleşti. Tıpkı Panerai ile özdeşleşen sandviç kadran gibi, fiziksel ve zihinsel katmanlar halinde bir saatle cisimleşen paralel hayatlar. Haritaya bakıldığında Guillaume Néry’nin doğduğu Nice ile Panerai’nin doğduğu Floransa’nın aynı çizgide olduğu görülecektir ve ikisi de Mare Nostrum denen Akdeniz’de, daha insana dair bir deyimle “bizim deniz” içinde zamanın büyüsüyle yetişti. İkisi de büyük mavi sularla derin bir bağ kurdu.

Denizler, okyanuslar plastik atıklarla kirleniyor. Panerai, bu duruma dikkat çekmek için saati geri dönüştürülmüş PET materyalinden yapılan beyaz dikişlerle süslü siyah renkli bir kayışla piyasaya çıkardı. Yedek olarak da beyaz renkli kauçuk bir kayış var. Kayış değişimi için bir tornavida barındıran geri dönüştürülmüş plastikten saat kutusunda ve saatin arkasında Guillaume Néry’nin imzası bulunuyor.

İki Nefes Arasında Bir Yolculuk: Panerai Luminor Marina 44Mm-Guillaume Néry Edition (Pam01122)

Ama denizler, okyanuslar plastik atıklarla kirleniyor. Panerai, bu duruma dikkat çekmek için saati geri dönüştürülmüş PET materyalinden yapılan beyaz dikişlerle süslü siyah renkli bir kayışla piyasaya çıkardı. Yedek olarak da beyaz renkli kauçuk bir kayış var. Kayış değişimi için bir tornavida barındıran geri dönüştürülmüş plastikten saat kutusunda ve saatin arkasında Guillaume Néry’nin imzası bulunuyor. Ayrıca saatin arkasına Guillaume Néry’nin derinliklere doğru inen silueti işlenmiş. 

İki Nefes Arasında Bir Yolculuk: Panerai Luminor Marina 44Mm-Guillaume Néry Edition (Pam01122)

Tüpsüz bir şekilde yüz metreyi aşmak nasıl bir şey acaba? Guillaume Néry anlatmaya devam ediyor: “[Dalmadan önce] alınan son nefes yavaş, derin ve yoğundur. O nefes ‘carp’ adı verilen özel bir teknikle sonlandırılır ki bu bir, iki litre ekstra havanın sıkıştırılarak ciğerlerimde depolanmasına olanak sağlar. Yüzeyden ayrıldığımda, ciğerlerimde yaklaşık 10 litre hava vardır. Yüzeyden ayrılır ayrılmaz dalışın ilk mekanizması başlar: Dalış refleksi. Dalış refleksindeki ilk şey, kalp atışlarınızı düşürmesidir. Kalp atışım yaklaşık dakikada 60-70’den dakikada 30-40 atıma saniyeler içerisinde düşer.” 

“İkincisi, kan damarlarının daralmasına neden olur, bu durum kan akışının en önemli organları beslemek için vücudun kol ve bacakları terk etmesi anlamına gelir. Ciğerler, kalp ve beyin. Bu mekanizma başladığında onu kontrol edemem. Su altına girdiğinizde, daha önce hiç girmemiş olsanız bile, kesinlikle aynı etkileri görürsünüz. Tüm insanlık bu karakteristiği paylaşır. Ve sıra dışı olan şey; bu içgüdüyü deniz memelileri ile paylaşırız. Tüm deniz memeleri: yunuslar, balinalar, deniz aslanları…”

“(…) Maviye doğru daha da daldığımda, basınç yavaşça ciğerlerimi sıkmaya başlar. Ve ciğerlerimdeki hava miktarı beni yüzeye doğru ittiğinden, daha da derine indiğimde, ciğerlerim üzerindeki basınç artar, ciğerlerimdeki hava azalır ve bu vücudumun düşmesini kolaylaştırır ve yaklaşık 35 veya 40 metre aşağıdaki bir noktada, yüzmeme bile gerek kalmaz. Vücudum kendi kendine derinlere düşmek için yeterli derecede yoğun ve ağırdır. ‘Serbest düşüş fazı’ olarak adlandırılan faza girerim. Serbest düşüş fazı, dalışın en iyi parçasıdır. Benim hâlâ dalmamın da nedenidir. Herhangi bir şey yapmanıza gerek kalmadan, aşağıya çekiliyormuş gibi hissettirir. 35 metreden 123 metreye tek bir hareket yapmaksızın gidebilirim. Derinlikler tarafından çekilmeme izin veririm ve suyun altında uçuyormuş gibi hissederim. Gerçekten sıra dışı, harika bir özgürlük hissidir.”

İki Nefes Arasında Bir Yolculuk: Panerai Luminor Marina 44Mm-Guillaume Néry Edition (Pam01122)

Panerai, dalış ekipmanlarının okunaklı olmasının hayati bir önem taşıdığının bilinciyle lüminesans özelliklere sahip trityum bazlı patentli Luminor’un icadının 70’inci yıldönümünü 70 adetle limitli üretilen Luminor Marina Guillaume Néry Edition ile kutlamayı tercih etmiş. Şaşırtıcı olan ise bu modelin 70 yıl garantili olması!

Panerai, dalış ekipmanlarının okunaklı olmasının hayati bir önem taşıdığının bilinciyle lüminesans özelliklere sahip trityum bazlı patentli Luminor’un icadının 70’inci yıldönümünü 70 adetle limitli üretilen Luminor Marina Guillaume Néry Edition ile kutlamayı tercih etmiş. Şaşırtıcı olan ise bu modelin 70 yıl garantili olması! Kendine güvenen bir markanın, elçi olarak yine özgüveni yüksek bir sporcuyu tercih etmesinin güzel bir örneği. 

“Ve öylece aşağıya doğru yavaşça devam ederim. 40 metre aşağı, 50 metre aşağı ve 50 ile 60 metre arasında ikinci fiziksel tepki başlar. (…) Akciğerlerimizdeki kılcal damarlar kan emişi nedeniyle tıkalı hale gelir, böylece akciğerler sertleşebilir ve tüm göğüs boşluğunu ezilmeden koruyabilir. Akciğerlerin iki duvarını çökmeden korur, birbirlerine yapışmasından ve içe göçmeden korur. Bu sayede dalışıma devam edebilirim. 60, 70 metre aşağıda, basınç vücudumu gitgide daha çok ezdiğinden daha da hızlı düşmeye devam ederim, 80 metrenin altında, basınç çok daha güçlü hale gelir ve boğulmayı hissetmeye başlarım. Diyafram tamamen kapanmış, göğüs kafesi ezilmiştir ama zihinsel olarak devam eden bir şeyler vardır.” 

“Ve bu nedenlerle, suyun beni ezmesine izin veririm. Basıncı ve onunla gitmeyi kabul ederim. Bu noktada, vücudum bu bilgiyi alır ve akciğerlerim rahatlar. Tüm kontrolü bırakırım ve tamamen rahatlarım. Basınç beni ezmeye başlar ama hiç de kötü hissettirmez. Hatta bir koza içinde olduğumu, korunduğumu hissederim. Ve dalış devam eder. 80, 85, 90, 100. 100 metre — sihirli bir sayı. Her sporda, o sihirli bir sayıdır. Yüzücüler ve atletler ve ayrıca bizim gibi serbest dalanların hayalindeki sayıdır. Herkes bir gün 100 metreye ulaşabilmeyi diler. Ve o bizim için sembolik bir sayıdır, çünkü 1970’lerde, doktorlar ve fizyolojistler insan vücudunun 100 metrenin altına inemeyeceğini öngördüler. 100 metre altında insan vücudunun içten patlayacağını söylediler.” 

İki Nefes Arasında Bir Yolculuk: Panerai Luminor Marina 44Mm-Guillaume Néry Edition (Pam01122)

“Ve ardından (…) Jacques Mayol ortaya çıktı ve 100 metrenin altına daldı. 105 metreye bile ulaştı. (…) Bugün, sınırsız serbest dalışta 200 metreye iniyoruz. Ben sadece kas gücümü kullanarak 123 metreye inebiliyorum. Bunlar onun sayesinde gerçekleşti, çünkü o kabul edilmiş fikirleri yıktı, onun elinin bir süpürüşüyle teorik inançlardan ve kendi kendimize empoze ettiğimiz tüm zihinsel sınırlardan kurtulduk. Bize vücudumuzun sonsuz bir adaptasyon kabiliyetine sahip olduğunu gösterdi. Bu sayede dalışıma devam ediyorum. 105,110,115. Dip gittikçe yaklaşıyor. 120, 123 metre. Dipteyim.”

“Ben dipteyken, iyi hissederim. Belki de nedeni, tüm gerilimleri tamamen bırakmaya izin vermemdir. Nefes alma ihtiyacı olmadan kendimi harika hissederim. [Kendimi] küçücük bir nokta gibi görürüm; okyanusun ortasında yüzen küçük bir damla gibi. Ve her seferinde aklıma bir görüntü gelir. [Soluk Mavi Nokta: Yaklaşık 6 milyar kilometre uzaklıktan, 14 Şubat 1990’da Voyager I aracından kaydedilmiş bir fotoğraftır. Dünya bu fotoğrafta bir güneş ışını içinde bir pikselden daha küçüktür.] Okun işaret ettiği küçük bir noktadır. (…) O nokta Dünya gezegenidir. Ve evimizin ondan daha küçük bir nokta olduğunu gösterir, hiçbir şeyin ortasında yüzen. Bu dipte 123 metredeyken hissettiğimdir. Küçük bir nokta gibi hissederim, bir toz zerresi, yıldız tozu, kâinatın ortasında yüzen, hiçliğin ortasında, uzayın sınırsızlığında. Harika bir histir, yukarı aşağı, sağa sola, önüme arkama baktığımda aynı şeyi görürüm: Sonsuz derin mavi. Bunu tecrübe edeceğiniz Dünya üzerinde başka hiçbir yer yoktur.” 

İki Nefes Arasında Bir Yolculuk: Panerai Luminor Marina 44Mm-Guillaume Néry Edition (Pam01122)
Pam01122

Luminor Marina Guillaume Néry Edition saatinin de benzer güzellikleri var: Dışbükey cam, güneş ışığının denizin derinliklerine indikçe süzülerek kadranda gölgeler oluşturmasını sağlıyor. Ayrıca iki tulumba saate üç günlük güç rezervi sağlıyor. Mekanizma bir saatlik aralıklarla ileri ya da geri hareket edebilen ve otomatik olarak tarih göstergesine bağlanan hızlı zaman ayarlama fonksiyonuyla donatılmış.

“Takımım olmadan, çevremdeki insanlar olmadan, derinliklerdeki bu macera imkânsız olurdu. Derinliklere doğru yolculuk, öncelikle bir ekip işidir.” 

Geri dönüş yolculuğunu da bir sualtı filozofu gibi yaşayan Guillaume Néry, yüzeye çıkışının son metrelerini ise şöyle anlatıyor: “Ve 30 metrede: Kurtuluş. Artık yalnız değilim. Koruyucu dalgıçlar, koruyucu meleklerim bana eşlik ederler. Yüzeyi bırakırlar, 30 metrede buluşuruz ve potansiyel problemlerin ortaya çıkabileceği son birkaç metre için bana eşlik ederler. Onları gördüğümde her zaman, kendi kendime şöyle derim: ‘Sizin sayenizde.’ Onlar sayesinde ben buradayım, ekibim sayesinde. Bu tevazu hissini geri getirir. Takımım olmadan, çevremdeki insanlar olmadan, derinliklerdeki bu macera imkânsız olurdu. Derinliklere doğru yolculuk, öncelikle bir ekip işidir.” 

Anlatılanlar aynı zamanda bir saatin yapım öyküsü gibi değil mi? Panerai de 30 bara kadar (300 metre) su geçirmeyen yeni Luminor Marina Guillaume Néry Edition modelinde aynı şeyi üretmeyi amaçlıyor: Zamanın derinliğinde iki nefes arası yolculuk yapanlar için bir saat.