Fila’nın yeni koleksiyonu geçmiş ve gelecek arasında mekik dokuyor.
Başlıktan da anlayacağınız üzere, fonksiyonel bir tasarım üretmek halihazırda zor bir görev iken, bu kavramı pratiğe dökmek, sanıldığından da zor bir mücadele olsa gerek. Tasarım başlığı altında şekillenen pek çok disiplin, bu konuda epey yol kat etmişken, gelişen teknolojik değerler ışığında fonksiyonel olabilmeyi kendine görev edinen moda sektörü de arayı kapatmaya çalışıyor.
- Art Basel’ı Pratiğe Dökebilmek
- Mark Hyman’ın 10 Günlük Mucize Detoksu
- Dağcılığın Normları mı Değişiyor?
Tabii bir yandan teknolojik gelişmeleri ve yeni fonksiyonel değerleri sahiplenmeye çalışan markalar, miras olarak kabul gördükleri geçmiş değerlerini de bu dönüşümün bir parçası yapmak için gayret ediyor. Yıllardan beri spor giyim alanında rüştünü ispat eden Fila’nın yeni koleksiyonu, tam bu dönüşüme işaret ediyor.
Rüzgâr ve su geçirmeyen geri dönüştürülmüş naylon kumaşların, üç boyutlu yün dokularla bir araya geldiği tasarımlar, markanın mirasını oluşturan dağcılık kültürünü, modernize ediyor. Fila, 1978 yılında Ingemar Stenmark tarafından Dağcılık Kupası’nda giyilen ve Fila etiketi taşıyan ceket, arşivden çıkartılıyor ve yeniden tasarlanıyor. Pratik kullanım sunan parçalar, dağ kültürünü yüksek moda ile bir araya getirirken aynı zamanda modernizasyonun da altını çiziyor.