Lüks hazır giyim markalarının, 2021’de erkek gardıroplarının nasıl bir hale bürüneceğini her gün biraz daha şekillendirdiği günlerde, dijital sunumların da sınırları zorlanıyor. Fiziksel olarak yerinizi alamadığınız defile alanını nasıl olur da online bir deneyime çeviririz diye düşünen markalar, deyim yerindeyse görsel şölenler yaratarak güçlü tasarımlara güçlü kreatif dünyalar dahil ediyorlar.
Geçtiğimiz günlerde yine dijital ortamda sunulan Dior Homme koleksiyonu, 2018’den beri Kim Jones’un haute couture anlayışını erkek dünyasına aktarıyor. Işıltılı parçaları erkek koleksiyonlarına dahil etmekten çekinmeyen Jones, militer dünyadan aldığı ilhamı, lüks moda ile harmanlıyor. Paris’te yer alan Academie des Beaux-Arts’ın üniformalarının da vakti zamanında tasarlayan Dior, bu ilhamını da yine kendi tasarımlarından yola çıkarak buluyor. Her sezon da olduğu gibi bu sezonda da sanatla ilişkisine ket vurmayan Jones, Kaws’tan sonra bu sefer İskoç sanatçı Peter Doig ile bir araya geliyor. Doig’ın yağlı boya tablolarında yer alan kayak, buz pateni, hokey yapan sporcuları inceleyen Jones, kanvasta gördüğü dünyaya Dior stüdyosunda hayat vermeye çalışıyor.
Markalar bir yandan geleceğe yatırım yaparken, kimileri geçtişten ilham almayı ihmal etmiyor. Paul Smith, 51 yıldır hizmet verdiği markasıyla, bu sefer ilham kaynağını 1990’lı yıllardan alıyor. Döneme ait fotoğrafların baskı olarak kullanıldığı sweatshirt’lere, yine aynı yılların kalıpları ve renk dünyası eşlik ediyor. Paul Smith’in canlı renk dünyası ve alışılagelmiş grafik desenleri, bu sefer birazcık retro kokan bir tavırla karşımızda. 90’ların en revaçta olan deseni Paisley, 2021’in filtresinden geçerek bozuluyor, moher örgüler, geri dönüştürülmüş dış giyim parçaları, koleksiyonda öne çıkıyor.
Yazının başında bahsettiğimiz görsel şölen algısı, dün Hermès defilesinde kendini bir kez daha hissettirdi. Véronique Nichanian, fiziki defilelerde modeli gözlerinizle takip etmek zorunda kaldığınız ve her bir detayı incelemek için vakit harcarken podyuma çıkmaya hazır olan bir diğer look’u gözden kaçırdığınız bir düzene dur demek için, defile ekranını 7 farklı alana ayırarak en ince detaya kadar kıyafetleri incelemenize fırsat sağlıyor. Nichanian, hazırladığı koleksiyonu bugünün şartlarını düşünerek şekillendirdiğini söylüyor, ya sürekli içerideyiz, ya dışarıda bir plastiğin içerisindeyiz. 2020’nin karamsar tavrı, modanın oyun alanı haline gelirken, fonksiyonalite bu alanda kendini gösteriyor. Zira tüketim alışkanlıklarımız da hayatlarımızla birlikte değişirken, fonksiyonel olmak ön plana çıkıyor. Hermès’in renkli dünyası, pastel tonlara bürünürken, geniş kalıplar, teknolojik kumaşlar ve konfor defilede kendini hissettiriyor.
