Saatolog.com.tr

Saatolog.com.tr Logo

Depremin Psikolojik Etkileriyle Mücadele Etmenin 6 Yolu

20 Şubat 2023
Depremin Psikolojik Etkileriyle Mücadele Etmenin 6 Yolu

Yaşadığımız stres sağlığımıza zarar vermeye ve bizi bu zorlu süreçte depremzedelere yardım etmekten alıkoymaya başlamadan onunla başa çıkmamız gerekiyor. Stresinizi azaltmanızı sağlayacak 6 adım paylaşacağım.

Çok zor günlerden geçiyoruz. 6 Şubat’ta meydana gelen ve on ilimizi etkileyen Kahramanmaraş Depremi büyük kayıplara, acılara ve yıkımlara sebep oldu. Deprem bölgesindekiler verdikleri kayıpların acısı ve üzüntüsü içinde hayata tutunmaya çalışıyor. Diğer şehirlerdeki bizlerse hayatını kaybedenlerin, yaralıların, evlerinden ve kurulu düzenlerinden olanların üzüntüsüyle yaşamımızı sürdürmeye çalışıyoruz. Hepimiz büyük yaralar aldık ve bir bilinmezliğin, boşluğun, bitip tükenmeyecekmiş gibi gelen hüznün içerisindeyiz. Hayat devam ediyor ama biz nasıl ayak uyduracağımızı bilemiyoruz. Elimizde olmadan sürekli haberleri takip ediyoruz; ya yemenin ölçüsünü kaçırdık ya da hiçbir şey yiyemiyoruz, her şeye gözümüz doluyor ya da hiçbir şeye tepki veremiyoruz; güldüğümüzde, güzel bir şeyler yediğimizde, evimizin sıcaklığında otururken, duş alırken tüm bunları yapamayanları düşünüp kendimizi suçluyor, hatta ayıplıyoruz.

Yaşanan felaketin ardından böyle hissetmemiz normal. Ama bu stres sağlığımıza zarar vermeye ve bizi bu uzun ve zorlu süreçte depremzedelere yardım etmekten alıkoymaya başlamadan onunla başa çıkmak için adım atmamız gerekiyor. Sizler için stresinizi azaltmanızı sağlayacak 6 adım paylaşacağım. Bu adımları uygulayarak bu zor dönemi daha stressiz şekilde geçirmeyi ve kendinize gereken öz bakımı verebilmeyi sağlayacaksınız. İşte dikkat etmeniz gerekenler:

  1. Sağlıklı beslenme düzenine geçin. Evet, beslenme stresi yönetmede de çok etkili. Strese karşı ilk tepkimiz “savaş ve kaç” olur. Vücut kendini koruyabilmek için adrenalin ve kortizol salgılamaya başlar, kan şekeri yükselir. Bu dönemde glisemik indeksi yüksek, paketli gıdalar yemek zaten strese girmiş bedenimizi daha da strese sokar ve bir kısırdöngü oluşur. Bundan kaçınmak için gökkuşağı beslenmesine geçmeli, yani her öğünde organik tavuk, yumurta, kuzu eti, organik bakliyat gibi kaliteli bir protein kaynağının yanına her renkten sebzeyi ekleyip vücuda ihtiyacı olan tüm vitamin ve mineralleri sağlamalıyız. İçerdikleri fitokimyasallar, antioksidan içerikler, serotonin gibi hormonlar sayesinde stresli dönemlerimizde bizleri rahatlatacak besinler ise şunlar: Yeşil çay, %75 ve üzeri kakao içeren bitter çikolata, yabanmersini, avokado, kinoa ve kabak çekirdeği. Unutmayın, bağırsak bariyerini koruyarak stresle daha kolay baş etmeniz mümkün.
  2. Uyku düzeninizi yeniden kurun. Stres altındayken aklımızda onca düşünce, kalbimizde depremzedelerin acısı varken uykuya dalmamız oldukça güç. Ama hayatımızı ve sağlığımızı sürdürebilmemiz düzenli uyku uyumamıza bağlı. Gece uykusunu alamadığımızda kortizol seviyemiz düşmez ve metilasyonumuz bozulur. Bu da stres seviyemizin artmasına sebep olur. Daha kolay uykuya dalabilmeyi sağlamak için yapabilecekleriniz: 16.00’dan sonra çay veya kahve içmemek, kan şekerini optimal seviyede tutmak, magnezyum ve melatonin kullanmak; yatmadan önce yastığa lavanta yağı damlatmak, uykudan önce papatya, melisa ya da kediotu çayı içmek, uyku hijyenini sağlamak, 18.00’den sonra egzersiz yapmamak, 10 dakika da olsa meditasyon yapmak.
  3. Nefes egzersizi ve meditasyonu hayatınızın bir parçası haline getirin. Nefes egzersizleri ve meditasyon ile diyaframımızı devreye sokarız. Bu da diyaframın hemen arkasında yer alan vagus sinirini tetikler ve parasempatik moda geçerek sakinleştirici bir etki oluşur. Parasempatik sinir sisteminin harekete geçmesiyle vücut “savaş ve kaç” yerine “dinlen, sindir ve onar” moduna geçer. Bu sayede adrenalin, kortizol ve şeker seviyemizin azalmasına bağlı olarak stres seviyemiz azalır. Sabah ve akşamları uygulayacağımız 10 dakikalık basit nefes egzersizleri ve ana, vücudumuza ve nefesimize odaklanmamızı saylayacak meditasyonlar bu zorlu dönemde bizleri rahatlatacak.
Depremin Psikolojik Etkileriyle Mücadele Etmenin 6 Yolu
Depremin Psikolojik Etkileriyle Mücadele Etmenin 6 Yolu
  1. Zevk aldığınız tekrarlı ve hızlı bir aktiviteyi günlük rutininizin bir parçası haline getirin. Hızlı yürümek, koşmak, ip atlamak, zıplamak, dans etmek gibi bir aktivite esnasında vücut dopamin, seratonin, noradrenalin ve endorfin salgılayarak duygu durumumuzu iyileştirir. Ayrıca terlemek stres hormonlarını yıkmaya yardımcı olur. Bu şekilde kendimizi daha rahatlamış ve huzurlu hissederiz.
  2. Sizi mutlu edecek bir uğraş edinin. Kimimiz yemek yaparken, kimimiz müzik dinlerken, kimimiz ise temizlik yaparken rahatlarız. Siz de aklınızı dağıtmayı sağlayacak ve zevk alacağınız etkinlikleri yapın. Bu sayede mutluluk hormonu salgılayacak ve stresinizi azaltabileceksiniz.
  3. Sevdiklerinizle bir araya gelin. Bir arada olmak, iyi ilişkiler kurmak bağışıklık sisteminizi güçlendirir, hormonlarınızı ve bağırsak sağlığınızı düzenler. Birine sarılmak serotonin ve oksitosin hormonlarının seviyesini artırarak depresyon, kaygı ve stresi azaltır. Bu şekilde daha mutlu ve huzurlu hissederiz.

Yaralarımızı sarmamız, acılarımızı dindirmemiz için zorlu bir dönem bizleri bekliyor. Stresimizle başa çıkmadan zorluklarla baş edemeyiz. Önce kendimizi iyileştirmeli ve toparlamalıyız. Unutmayın, tıpkı uçaklarda hava basıncı düştüğünde kendi maskenizi taktıktan sonra çocuğunuzunkini takmanız gerektiği gibi bu kadar büyük felaket anlarında da ancak kendi stresinizle başa çıktıktan sonra başkalarına yardım edebilirsiniz. Bu 6 maddeyi uygulamaya başlayarak harekete geçin. Yaralarımızı birlikte sarma zamanı.