Mingus’ın kayıp kaydı bulundu ve 5.000 gibi bir sayıda basıldı. Plak tükenmeden ve karaborsacı fırsatçıların kucağına düşmeden elinizi çabuk tutun.
Arşiv alanında bir misyoner gibi çalışan Resonance Records, yine tarihin derinliklerinde yaptığı arkeolojik mesailer sonucu efsane basçı Charles Mingus’un, Ronnie Scott’s caz kulübündeki 1972 konser kayıtlarını gün ışığına çıkardı ve “The Lost Album From Ronnie Scott’s” adıyla 3 CD ve 3 plaktan oluşan setler halinde yayınladı.
Konser zamanında Mingus’un bağlı olduğu Columbia Records tarafından kaydedilmiş, dolayısıyla kayıt kalitesi tatminkârdı. Yayınlamamasının sebebi ise 1973’de, ani bir kararla sanatçının sözleşmelerini feshetmesiydi. Bu feshin sebebi ise şuydu: Kısa bir dönem Amerikan komünist partisine üye olmuş Mingus. Irkçılığa karşı mücadeleyi anlatan parçası “Fables of Faubus”ta Rockefeller’a giydirmiş; bu yüzden plak şirketleriyle ilişiğini kesip Candid Records’u kurmuştu.
Bireyselliğinden dolayı Mingus’u belli bir türe dahil etmek kolay değil. Mingus biçemi, sound denemeleri ve kolektif doğaçlamaları ile özgür cazı önceleyen, kaosu estetize ederek cazın sınırlarını zorlayan Mingus’un müziği siyahtan ziyade beyaza benziyordu. Babası siyah İngiliz, annesi İsveçliydi. Dönemi için avangarttı, üç parmakla çalan ilk basçıydı.
Modern cazın en maceracı kontrbas solocularından biri olsa da daha çok besteci, aranjör ve orkestra lideri olarak öne çıkan Mingus yazılı müziğin, müzisyenlerin gerçek fikrini ortaya koyamadığını düşünüyordu. Düzenlemeleri o yüzden farklıydı ve müzisyenlerin kişiliklerine göre yazılmıştı. New Orleans caz müziğini ve blues’u hammadde olarak kullanmış, Duke Ellington’ın yeniliklerini bir adım öteye götürmüştü.
Ellili yılların sonlarına doğru bir mafya babası ile senet imzalamak zorunda kalmış, pişmanlık duyarak çıkış yolları aramıştı. Eğer devlete akıl hastası olduğunu kanıtlayabilirse, imzaladığı bütün belgeler iptal edileceği için Bellevue hastanesine yatmış, az kalsın bir lobotomi kurbanı olacakken arkadaşlarını arayıp yardım istemişti: “Kurtarın beni buradan!”
Egosantrik bir karakterdi Mingus. Gerçekten deli miydi, bilinmez ama sert adamdı. Bir keresinde Miles’ın kafasını koltuğunun altına sıkıştırıp pataklamış, Jimmy Knepper’i evire çevire pataklamış, Jackie McLean’ın çenesini kırmıştı.
Kayıtlar sanatçının özel arşivinde yıllanmış ama iyi koşullarda saklandığı için ses kalitesinde bir kayba uğramamış. 1966’da inzivaya çekilip 1970’te sahnelere döndüğü ve son derece üretken olduğu bir dönemde yapılmıştı kayıtlar. Mingus’a, altoda Charles McPherson, tenorda Bobby Jones, piyanoda John Foster, davulda Roy Brooks eşlik ederken konserin önemli bir parçası olan trompetçi John Faddis’in henüz bıyıkları terlememiş.
Şüphesiz Mingus’un bundan daha iyi kadroları olmuştu ama bu kayıtlar da hem dönemin ruhunu yansıtması hem de Mingus’un kaos müziği karakterini yansıtması açısından iyi bir örnek. Özellikle “Fables of Faubus” “Orange was the Color of Her Dress, Then Silk Blues” parçaları. Mingus altılısının muhteşem canlı kulüp ambiyansı gerçekten kayda iyi yansımış. Stereo dengesi kusursuz. Kaydın kahramanları şüphesiz mikrofonlar yerleşimlerinde o gece hata yapmayan ses mühendisleri.
Plak, 5.000 gibi bir sayıda, numaralandırılmış kapakla sınırlı miktarda basıldı, edinmek isteyenler saatlerce kuyruk bekledi. Sonuçta siz de Mingus müziğini seviyor ve albümlerini topluyorsanız eziyete katlanıp bunu edinmek istersiniz. Plak tükenmeden ve tükenen albümleri fahiş fiyatla satan karaborsacı fırsatçıların kucağına düşmeden elinizi çabuk tutun. Aldıysanız da tadını çıkarın ama beni de çağırın.