Hepimiz pandemik koşullarla mücadele etmeye başladığımızdan beri, yüzümüzü doğaya daha çok döner olduk. Kimi zaman ondan ilham aldık, kimi zaman sadece onunla birlikte olmanın verdiği huzuru, hayatı eve sığdırmadan önce değerlendirdik. Her ne kadar burnumuzun dibinde olana son zamanlarda daha çok değer verir hale gelmiş olsak da, konu tasarım kaideleri olduğunda doğanın en büyük ilham kaynağı olduğu gerçeğini hiçbir zaman yadsımadık.
İnsanoğlu gibi doğanın da kendini yenilediği bu ilginç süreç, insanoğlu için de yeni ilham kaynaklarının kapısını araladı. Tasarım anlayışının özünü hiçbir zaman saklamayan Tiffany & Co. yeni Blue Book mücevher koleksiyonu Colours of Nature’ı tam da bu minvalde, doğadan ilham alarak yarattı.
Yeni koleksiyon ile kara, toprak, deniz ve gökyüzünün renklerini işleyen marka, huzuru mücevherde arayan koleksiyonerleri değerli taşlarla bezeli kelebekler, çiçekler, denizyıldızları, deniz kaplumbağaları ve doğayı sembolize eden soyut tasarımlar ile zekice kendine çekiyor.
Tiffany & Co.’nun baş gemoloğu Victoria Reynolds, doğanın Tiffany’nin mirasına derinlemesine bağlı olduğunu ve her zaman bir ilham kaynağı olarak kabul edildiğini söylüyor. Bu yılki koleksiyonu dünyamızın renklerinin bir kutlaması olarak kabul ettiklerini söyleyen Reynolds, olağanı gördüğümüzün ötesine taşımayı hedeflediklerini de ekliyor.
Markanın ünlü tasarımcısı Jean Schlumberger’in bakış açısını modernize eden Tiffany & Co., Fransız tasarımcının yıllar önceki eserlerini zümrütler ve kara elmasların yardımıyla bugün, doğadan aldığı ilhamla yıllar sonra bile göğsünüzde taşımaktan gurur duyacağınız nişaneler haline getiriyor.