Saatolog.com.tr

Saatolog.com.tr Logo

Zaman, Bir Elin Parmaklarıyla Takip Edilebilir mi?

15 Kasım 2021
Zaman, Bir Elin Parmaklarıyla Takip Edilebilir mi?

Geçtiğimiz günlerde düzenlenen Only Watches 2021’de yönetmen Francis Ford Coppola tasarımı bir F.P. Journe saati marka için rekor bir fiyatla satıldı. Saatin kadranına yerleştirilen mavi el otomatı ise zamanı bir elin parmaklarıyla gösteriyor.

Geçtiğimiz günlerde düzenlenen Only Watches 2021’in 50’den fazla saati arasındaki en orijinal parçalardan biri, hiç şüphe yok ki F.P. Journe’nin özel tasarım saati F.P. Journe FFC Blue oldu. Nedenini soracak olursanız, size şöyle bir soruyla karşılık verebiliriz: Zamanı bir elin parmaklarıyla takip etmek mümkün müdür? Kadranına mavi bir otomat elin yerleştirildiği bu saat, zamanı kadranda beliren parmaklarla gösteriyor. Bu özel tasarım, 4,500,000 CHF’ye alıcısını bularak markanın Only Watches tarihinde satılmış en pahalı saat olarak rekor kırdı (markanın en yüksek fiyatlı satışı en son 2019 yılında yaklaşık 1,8 milyon CHF’ye satılan F.P Journe Astronomic Blue olmuştu).

Zaman, Bir Elin Parmaklarıyla Takip Edilebilir Mi?
Zaman

Gelelim mavi elin hikâyesine… Aslına bakılırsa pek çok markanın yıldönümlerini kutladığı bir sene olan 2021, Fransız saat markası F.P. Journe için de bir kutlama senesiydi. İşte tam da bu vesileyle, markanın ana koleksiyonlarından biri olan Octa koleksiyonun 20. yıldönümünde kadranda ölçeklendirilmiş bir insan eli otomasyonu olan yeni bir model tasarlandı. Bu özel tasarımın bir diğer ilginç yanı ise, bir saat kadranına otomasyon bir insan eli yerleştirme fikrinin meşhur yönetmen Francis Ford Coppola’dan gelmiş olması. Coppola ise ilhamını modern cerrahinin babası Ambroise Paré’nin 16. yüzyılda tasarladığı yapay bir elden alıyor. Tasarımın hikâyesi ise bundan yaklaşık on sene öncesinde yönetmenin evinde verilen bir akşam yemeğine uzanıyor: 2012 yılında Coppola’nın Napa Vadisi’ndeki evinde düzenlenen bir akşam yemeğinde yönetmen, François-Paul Journe’ye içerisinde el olan bir saat üretmenin mümkün olup olmadığını sormuş. Journe bu fikri oldukça ilginç bulsa da, pek doğal olarak 12 saatin 5 parmakla nasıl gösterilebileceğini düşünmüş en başta. Çözülmesi zor olan bu karmaşa, saat ustasının ilham dürtülerini tetiklemiş ve yeni bir yolculuk için kapıları açmış. Aradan belli bir vakit geçip de Journe epeyce düşününce, elin kadrana nasıl yerleştirileceğini bir şekilde çözmüş; mekanizmaya entegre edilen kollar, tekerlekler ve kam mekanizması sayesinde parmakların saati göstermek için hareket etmesi sağlanmış. Bu kısım çözüldükten sonra ise Coppola Paré’den ilhamla hemen el figürünün bir eskizini çizip saat Journe’a göndermiş. Bundan sonrası ise yedi senelik uzun bir üretim süreci… Nihayetinde ise F.P. Journe FFC Blue’nun bir prototipi ortaya çıkmış.

Kadranın tam ortasına konumlandırılmış hareket edebilen eklemli insan eli, geleneksel imgeçlerin görevinde. Hareket eden parmaklar saatin pozisyonunu göstermek için görünüp kayboluyorlar. Dakikalar ise saat 12 konumundaki metalik mavi üçgen şeklindeki göstergeyle aynı hizaya gelecek şekilde dönen bir çevresel disk üzerinden gösteriliyor. Kadrandaki bu mavi el, gücünü yalnız Octa mekanizmasından, yani FFC 1300.3’ten alarak hareket ediyor.

Zaman, Bir Elin Parmaklarıyla Takip Edilebilir Mi?
Zaman

Model 42 mm kalınlığında tantal bir kasanın içerisinde üretilmiş, oldukça komplike bir mekanizmayı içinde barındırmasına rağmen ince bir kasa. 18 ayar altınla kaplanan kasa kendine özgü Journe tipi süslemelerle tasarlanmış. Karmaşık mekanizma ise 396 parçadan oluşuyor, mekanizmayı kasa arkasından görmek de mümkün. Mekanizmadaki köprüler de yine 18 ayar altından yapılmış. Saatin arkasına da saate ilam olan Ambroise Paré (1509-1590) ve saatin yaratıcıları F.F. Coppola ile F.P. Journe’nin isimleri işlenmiş. Saatin güç rezervi ise yaklaşık 5 gün.

Zaman, Bir Elin Parmaklarıyla Takip Edilebilir Mi?
Ambroise Paré’nin 1550’liler civarında tasarladığı otomat ellerin eskizi. Paré, bu otomatları tasarlarken gerçek bir uzvun nasıl çalıştığını örnek alır ve ona göre tasarlarmış. Mandallarla ve yaylarla donatılarak tasarlanmış yapay el, cerrahın en ünlü otomat uzuvlarından biri. 1551’de bu yapay eli deneyen bir Fransız ordu kaptanı, yapay uzvun atın dizginlerini alıp kontrol edebilecek kadar gerçekçi olduğunu bile söylemiş.