Virgil Abloh’un moda sektöründe rüştünü ispat ettiği günden beri tasarladığı her koleksiyonda, bir trendden ziyade bir hikayeyi kaleme alıyor. Sadece ticari kaygılardan, trendlerden ve popüler akımlardan etkilenen bir koleksiyon yaratmaktan ziyade, bu parametreleri baştan aşağı değiştirerek kendi trendlerini, popülaritesini, daha doğrusu kendi hikayesini yaratıyor.
Geçtiğimiz günlerde sunulan Louis Vuitton 2022 İlkbahar / Yaz kreasyonu da yukarıda yazdığımız cümlenin sağlamasını bir kez daha yapıyor. Abloh’un pandemi dönemiyle beraber kendindeki değişikliği gözler önüne serdiği ve bunu da “hayal ettiğim dünyayı gerçek dünyaya dönüştürmek için hayal gücümün çılgınca çalışmasına izin veriyorum” sözleriyle dile getirdiği bu yeni koleksiyon kalıpları ve alt kültürleri hem yakınlaştırmayı hem de birbirinden uzaklaştırmayı fazlasıyla başarıyor.
Koleksiyon; Mahfuz Sultan’ın yönettiği, nesiller boyunca değişim dalgalarını harekete geçirme ve başkalarının hayatlarını etkileme fikrini inceleyen ve kadrosunda GZA, Goldie, Saul Williams, Issa Perica, Caleb Femi, JIM JOE, Kandis Williams, Thelma Buabeng, Octavia Burgel, Lupe Fiasco, Julian Eugene Tsukasa Williams, Damian Eugene Nagisa Williams, Shabaka Hutching ve Malik Le Nost’un da olduğu Amen Break filmiyle sunuldu.
Hip-hop ve jungle müziğinde kurucu bir faktör kabul edilen davul solosu Amen Break metaforuyla 2022 İlkbahar-Yaz koleksiyonu, çağdaş yaratıcılıktaki mülkiyet efsanesinin üzerine gidiyor. Abloh koleksiyonun organizasyon temalarından biri olarak belirlediği satrançla; eşofman ve takım elbise arasındaki çarpışmayı dile getirirken Louis Vuitton’un Damier baskısına da gönderme yapmayı ihmal etmiyor.
Koleksiyondaki uzun etekler, uzun şapkalar ve tüylü kulaklıklar ise satrançtaki vezir, şövalye ve piyona gönderme yapıyor. Bunun yanı sıra renkleri kullanarak kendi içindeki zıtlığı koleksiyona taşıyan Abloh; neon yeşili, sarı, elektrik mavisi gibi renklerle 2022 için kurduğu hayallerine bizleri dahil ediyor. Ayrıca Japon kılıç kullanma sanatı kendonun sembolizmini taşıdığı uzun etekler ve şişme yeleklerle Wu Tang Clan’ın varlığını onurlandıran koleksiyon kendi içindeki parçaları bir puzzle gibi birleştirmeyi başarmışa benziyor.