Bekleyiş sona erdi, Targaryen Krallığı’nın ejderhaları yeniden uyandı.
HBO’nun ve belki de dizi tarihinde tüm zamanların en büyük işlerinden biri olan “Game of Thrones”, bundan üç sene önce ekranlara veda etmişti. Vedalar doğası gereği buruktur, fakat “Game of Thrones”un finali tüm hayranlarının hafızasında bir parça şaşkınlık, bir parça da hüsran olarak kaldı desek yeridir. Dizinin hayranlarını pek memnun etmeyen bu tatsız sondan spoiler vermemek adına bahsetmeyeyim, fakat onun yerine ne zaman ki “Game of Thrones”u anımsasam aklıma düşen set ekibinin son masa okumasını şuraya ekleyeyim. Sanıyorum ki, dizinin başrol oyuncularından Kit Harington’ın tepkileri, final hakkındaki hislerimize tercüman oluyor.
İşte bundan birkaç sene önce vedalaştığımız “Game of Thrones”un fantastik evreniyle yeniden buluşuyoruz. Bu sefer başrolde, Batıdiyarı’nın 9 büyük hanedanlığından Targaryen Krallığı yer alıyor (“Game of Thrones”ta bildiğimiz iki Targaryen vardı: Viserys ve Daenerys). “Game of Thrones”ta yaşanan olayların yaklaşık 200 sene öncesine odaklanan “House of the Dragon”, Targaryen Krallığı’nın yaşadığı çalkantılı bir döneme konuk oluyor. Ejderhaların Dansı olarak da bilinen bu dönem, Targaryen Hanedanı üyeleri arasındaki iç savaşın yaşandığı zaman denk düşüyor. Dizi, George R.R. Martin’in 2018’de yayımladığı Ateş ve Kan isimli kitabın bir uyarlaması, fakat bütünüyle kitaba sadık kalınan bir uyarlama değil.
Pazar günü prömiyerini yapan dizi için serinin yazarı Martin The New Yorker’a verdiği bir röportajda, “House of the Dragon’un başarılı bir devam dizisinde olması gereken her şeye sahip olduğunu düşünüyorum,” diyor. Martin aynı röportajda, “House of the Dragon”un içine ejderhalar atılmış kurgusal bir tarih anlatısı, bir nevi Shakespeare trajedisine benzediğini söylüyor. Martin’in Shakespeare trajedisi benzetmesi kadar eleştirmenlerden gelen ilk yorumlar da diziye duyulan merakı artıracak türden.
Gelen ilk yorumlar, “Game of Thrones”a yakın, başarılı bir iş çıktığı yönünde. “Game of Thrones”un çok boyutlu siyasi entrikalarının tek bir hanedanlık üzerinden kurulmasını başarılı bulan çoğu eleştirmen, dizinin zekice kurgulandığı fikrinde. Söz konusu ejderhalarla dolu bir iş olunca işin teknik kısmı da merak edilmiyor değil, her bölümü yaklaşık 20 milyon dolara mâl olan “House of the Dragon”da kullanılan efektler de dizinin övgü alan kısımları arasında.
Yönetmenliğini Emmy ödüllü Miguel Sapochnik’in üstlendiği dizinin oyuncu kadrosunda Milly Alcock, Matt Smith, Graham McTavish, Paddy Considine ve Rhys Ifans gibi isimler yer alıyor. Yazıyı “Game of Thrones”la başladığımız gibi “Game of Thrones”tan bir alıntıyla kapatıp Tyrion Lannister’ın (Batıdiyarı’nın 9 büyük hanedanlıklarından biri olan Lannister’ın prensi) şu cümlesini anımsayalım: “Babam Tywin Lannister kötü biriydi, kız kardeşim de öyle, fakat ikisi de Daenerys Targaryen kadar çok insan öldürmedi.” Dizinin selefinden görünen o ki, Targaryenler ve ejderhalarla dolu “House of the Dragon”da bizi kan ve ölümlerle dolu taht savaşları bekliyor.