36 yıllık yaşamına rağmen Hollywood’un ikonu haline gelen bir kadın, güzelliği ile olduğu kadar oynadığı rollerin tersine aforizmalarıyla da belleklere kazındı. “Normal olmak sıkıcıdır” derken neyi kastettiği ise kısa hayatındaki serüvenleriyle dillere destan oldu. Her kadın bir dönem onun kadar güzel olmayı hayal ederken bazıları ise duruşundan, stilinden, tarzından ilham aldı, rol model saydı.
Tıpkı onun gibi normalliği sıkıcı bulan ve pop-art akımının efsanelerinden kabul edilen Andy Warhol da Monroe’nun çekimine girmiş ve onun ölümünden iki yıl sonra tamamladığı 5 parçalık eseriyle Monroe’yu onurlandırmayı dilemişti.
Stüdyosunda sakladığı bu beş parçalık Monroe serisi, dostu ve performans sanatçısı Dorothy Podber’in stüdyoya gelişiyle yeni bir hikayenin kahramanları haline geldi. Renkleriyle isimlendirdiği eserlerin dört tanesini üst üste koyan Warhol ingilizcenin azizliğine uğrayarak eserlere ateş etmek (shoot) isteyen Podber’in onları fotoğraflamak istediğini düşünerek izin verdi. Üst üste duran dört eseri alnının tam ortasından vuran Podber sayesinde eserler “The Shot Marilyns” ismini aldı. Bu kaza kurşununun isabet ettiği eserlerden biri, Shot Sage Blue Marilyn, önümüzdeki günlerde yeni bir heyecanı yaşamaya hazırlanıyor.
Mayıs ayında Christie’s müzayede evinde açık artırmaya çıkacak olan Shot Sage Blue Marilyn’in yaklaşık 200 milyon dolara alıcı bulması bekleniyor. Beklenti gerçekleştiği takdirde ise eser en yüksek fiyata satılan 20. yüzyıl eseri unvanına da sahip olmuş olacak. İsviçreli Thomas and Doris Ammann Foundation’a ait olan eserin satışından elde edilen gelir ise kardeşlerin kendi adına kurdukları ve dünyanın dört bir yanında çocukların eğitim ve sağlık hizmetlerine erişimini sağlayan vakfa bağışlanacak.
