Moda dünyasının ünlü simalarından tasarımcı Alber Elbaz, dün hayata gözlerini yumdu. Onun en önemlisi özelliği ise tasarladığı elbiseleri giyen isimlere göre “kendilerini en güzel hallerinde” hissettirmesiydi.
İsrail asıllı ünlü modacı Alber Elbaz, 59 yaşında Paris’te Covid-19 nedeniyle hayata gözlerini yumdu. Renkli kişiliğiyle bilinen modacı, yaşamı boyunca Geoffrey Beene, Guy Laroche ve Yves Saint Laurent gibi pek çok ünlü modaevinde görev aldı. Fakat sanıyoruz ki Elbaz’ın hayatındaki en önemli noktalarından birisi Paris asıllı köklü moda markası Lanvin’in yaratıcı direktörlüğünü yapmasıydı. Başarılı modacı, Lanvin’i âdeta küllerinden canlandırdı. 2001-2015 arasında süren bu yolculuğundan sonra 2019’da Richemont destekli AZ Factory’yi kurarak kendi markasını yaratmış oldu.
Neşeli kişiliği, dev papyonları ve büyük gözlükleri, muzip gülümsemesiyle tanınan modacı, kendine has tarzıyla moda dünyasının sevilen simalarından biriydi. Elbaz’ın tasarımlarının insan merkezli olması en belirgin özelliklerinden biriydi. Tasarımlarında çekiciliğin sadece “seksi” görünmekten geçmeyeceğini düşünen Elbaz, tasarımlarına duygusal bir bakış açısıyla da yaklaşıyordu. Öyle ki duygu, onun tasarımlarının özünü oluşturuyordu. Elbaz tasarımlarının bir diğer önemli noktası ise kadınların kendilerini güvende ve mutlu hissedeceği kıyafetler olmasıydı. Bunu da şöyle ifade ediyordu: “Kadınlara stresli hissettirecek kıyafetler tasarlamak istemiyorum. Elbiselerimin kucaklarmış gibi hissettirmelerini istiyorum.”
Streep, Elbaz’ın elbiseleri için şöyle söylemişti: “Alber’in Lanvin elbiseleri, giydiğimde kendim gibi, hatta olduğumdan bile daha iyi hissettiriyor.”
Natalie Portman da Instagram hesabından yaptığı açıklamayla Alber Elbaz’ı şöyle andı: “Onun elbiselerini giyerken kendimi hep en güzel halimde hissettim.”
