28 Ağustos’a kadar uzatılan “Şehzadenin Sıra Dışı Dünyası: Abdülmecid Efendi” sergisi, şehzadenin eserlerine ve ailesinin arşiv belgelerine odaklanıyor, Osmanlı’nın modernizasyon süreci hakkında fikir edinmemizi sağlıyor.
Bana kalırsa Boğaz’ın en güzel göründüğü yerlerden biri Aşiyan Müzesi’nin üst katında yer alan, Tevfik Fikret’in bir zamanlar yatak odası olarak kullandığı ferah odadır. İşte Tevfik Fikret meşhur “Sis” şiirini, Bebek sırtlarından Boğaz’ın alabildiğine mavi ve engin manzarasına bakan bu evde yazmıştır. Fikret bu şiirde sisler altında kalmış karanlık bir İstanbul tasvir eder. Şiirin yazıldığı 1900’lü yılların başı, imparatorluğun son demlerini yaşadığı, II. Abdülhamid’in istibdat devrinin türlü baskılarının toplumu pençesine aldığı döneme denk gelir. Aksi halde, Aşiyan sırtlarından İstanbul Boğazı’na bakıp da böylesine sisli bir İstanbul görmek mümkün değildir zaten. Fikret şiirinde şöyle tarif eder İstanbul’u: “Ey Marmara’nın mavi kucaklayışı içinde / sanki ölmüş gibi dalgın uyuyan canlı yığın”. O dönemler İstanbul’u böyle gören yalnız Tevfik Fikret de değildir; şiirden etkilenen Şehzade Abdülmecid Efendi “İstanbul’da Sis” tablosunu çizer. Tablonun sol alt köşesi, “Muhibbi Muazzezim (Muhterem Dostum) Tevfik Fikret Bey’e” diye imzalıdır. Aşiyan Müzesi’nde sergilenen tablo, “Şehzadenin Sıra Dışı Dünyası: Abdülmecid Efendi” sergisi kapsamında 21 Aralık’tan bu yana Sakıp Sabancı Müzesi’nde. Sergi, Osmanlı sanat hayatında derin izler bırakmış Abdülmecid Efendi’nin tablolarını ve döneme ışık tutan arşiv belgelerini bir araya getiriyor.
“İstanbul’da Sis” gibi pek çok tabloya imza atan Abdülmecid Efendi, Sakıp Sabancı Müzesi Müdürü Dr. Nazan Ölçer’in de söylediği üzere çok küçük yaşlarda babasının trajik ölümüne tanıklık etmiş ve uzun yıllar etkisinde kalarak bu hüznü sanat eserlerine de yansıtmış. “Şehzadenin Sıra Dışı Dünyası: Abdülmecid Efendi” sergisi de yaşamı taht çekişmeleri, siyasi olaylar ve dünya savaşları arasında geçen Abdülmecid Efendi’nin çok yönlü sanatçı kimliğine odaklanıyor. Sergi, 14’ü resmi kurum koleksiyonu, 17’si aile koleksiyonu, özel müze ve galeri koleksiyonlarından eserlerle birlikte Abdülmecid Efendi’nin son 20 yılını geçirdiği Fransa’dan gelen eserleri de kapsıyor.
Abdülmecid Efendi’nin Tevfik Fikret’in “Sis” şiirinden etkilenerek çizdiği üç adet “Sis” tablosu da bu sergiyle birlikte ilk defa yan yana geliyor. Yakın dostu Pierre Loti’ye hediye ettiği manzara tabloları; mektupları, bazıları bilinmeyen aile fotoğrafları, yakın dostu Abdülhak Hamit’in “Finten” oyunun prömiyeri için verdiği davet de olmak üzere davet menülerinin de olduğu 300’den fazla belge de sergileniyor.
Serginin bölümlerinden biri ise çıkış noktasını oluşturan “Görünenin Ötesinde Abdülmecid Efendi”. Bu kısım, Abdülmecid Efendi’nin Sakıp Sabancı Müzesi’nde bulunan altı tablosunu, üretim süreçlerine dair bulgular ve gözle görünenin ötesindeki ayrıntıları keşfetmek için ele alıyor. Eserlerden dördü tuval üzerinde yağlı boya, ikisi ise kâğıt üzerinde pastel çalışma.
Bu kapsamlı sergiyle birlikte Abdülmecid Efendi’nin sanatçı kimliğini görebileceğiniz kadar, yakın dostlarından oluşan dönemin edebi çevresi ve Osmanlı toplumunun modernizasyon sürecini de izlemek mümkün.
“Şehzadenin Sıra Dışı Dünyası: Abdülmecid Efendi” sergisini 28 Ağustos’a kadar Sakıp Sabancı Müzesi’nde görebilirsiniz.