İçinde saat, zaman, dakika gibi sözcüklerin geçtiği şarkılar bize ne anlatıyor, hiç düşündünüz mü?
Bazı saatler zamanı göstermenin ötesinde bir işleve sahip olsa da, zaman kavramı sadece kolumuzdaki saate bakarak anlayabileceğimiz bir konu değil. Edebiyat ve plastik sanatlar dışında bunu işleyen önemli sanatlardan biri de müzik. İçinde saat, zaman, dakika gibi sözcüklerin geçtiği şarkılar bize ne anlatıyor, hiç düşündünüz mü? Bu sözcüklerin ifade ettiği şeylerin tartışılmaz değeri bir yana, aslında pek çoğu ciddi mesajlar içeriyor. Ancak bu mesajları taşıyan yüzlerce binlerce şarkı arasında bir tanesi var ki, hepsinden ayrı bir yerde duruyor. Efsane topluluk Pink Floyd’un 1973 tarihli (40 milyonun üzerinde satarak tartışılmaz bir rekoru elinde tutan) sekizinci albümü “The Dark Side of the Moon”da yer alan “Time”.
Yaklaşık yedi dakika uzunluğundaki şarkı, ses mühendisi Alan Parsons tarafından kuadrofonik sistemde bir araya getirilen saat sesleriyle başlıyor. Her saat farklı antikacıda ayrı ayrı kaydedilmiş ve masada harmanlanmış. Parsons, seslerini kaydettikten sonra stüdyoya gelerek onları topluluk üyelerine dinletince elemanlar hep bir ağızdan bağırıyor:
– “Harika! Yapıştır!”
Saat seslerini, Roger Waters’ın arkada yankılanan bası, roto-tomlar ve Nick Mason’ın davul gezintilerinin hakim olduğu iki dakikalık bir pasaj izliyor. Gitarcı David Gilmour, burada duyulan dairesel gecikme seslerini depolamak için Lexicon PCM-70 kullanıyor. Klavyeci Richard Wright’ın başrolde olduğu köprü bölümüne, kadın vokalistlerin aaaa’ları, oooo’ları, huuuu’ları ve wohuyeee’leri ile derinlik kazandırılıyor. Gilmour’un gitar solosunun ardından onun tarafından söylenen bir mısra ile kapanıyor.
Pink Floyd bu parçayı albüm yayınlanmadan önce ilk kez 1972’de Londra’da Rainbow Theatre’daki konserde çalmıştı. Yayınlandıktan sonra da 1973 turnesinde mekânın arkasından dört fitlik bir model uçak uçurup sahneye çarpıp patladıktan hemen sonra.
“Time” zamanın nasıl akıp geçebileceğini anlatıyordu ama birçok insan geç yaşına kadar bunun farkına varmıyordu. Bu, albümde dört üyenin de imzaladığı tek şarkıydı ama şarkının fikrini ortaya atan ve sözleri yazan Waters, bunu fark ettiğinde 28 yaşına yeni girmişti. Belki yaşları çok erkendi ama bu şarkı ölümlülük konusunu ele alıyordu.
Şarkısının sözlerinde Carl Sagan’ın Waters üzerindeki tesiri hissediliyordu. Waters, artık hayatta hiçbir şeye hazırlanmadığını fark ettiğinde bu fikre kapılmıştı. Bu duyguyu çeşitli röportajlarda anlatmıştı.
Şarkı özellikle çeyrek yaş krizi yaşayan insanlar için bir hayat dersiydi. Onlara göre Pink Floyd burada müzik ve şarkı yazımının ötesine geçiyor, şiirin müzikal vücut dilini ortaya koyuyordu. Boşa harcadığımız zamanın aslında herkes için bir tehdit ve ilham kaynağı olacağı hissiyatı ağır basıyordu. Topluluğun hayranları arasında büyük çoğunluk bunun şimdiye kadar yazılmış en güzel prog-rock şarkısı olduğunu düşünüyor.
Ancak saat ve zaman hakkında yazılmış başka güzel şarkılar da yok değil elbette. 15 şarkılık alfabetik bir liste ile yazıyı bitirelim:
Bee Gees – “All Around My Clock”
Black Eyed Peas – “The Time (Dirty Bit)”
Bob Dylan – “The Times They Are A-Changin’”
Britney Spears – “Baby One More Time”
Cat Stevens – “Time”
Count Basie – “One O’Clock Jump”
Culture Club – “Time (Clock of the Heart)”
David Bowie – “Time”
Dean Martin – “That Old Clock on the Wall”
Doris Day –“Twelve O’Clock Tonight”
Freddie Mercury – “Time”
Jim Croce – “Time in A Bottle!”
The Doors – “Love Me Two Times”
The Verve – “6 O’Clock”
Tom Waits – “Time”