Edson Arantes Do Nascimento, 82 yaşında hayatını kaybetti. Pele ise sonsuza dek yaşayacak…
Dünya Kupası’nın ağzımızda bıraktığı tat hâlâ taze. Katar 2022’nin yaşattıkları, yarattıkları ve anıları her zaman hafızalarda kalacak. Tıpkı yakın geçmişteki birçok büyük turnuva gibi. Ancak siyah beyaz yıllardaki kimi hikâyelere bazen haksızlık ederiz. Belki yenilerinden bile daha etkileyici hikâyelere…
Mesela, 17 yaşında ilk kez Dünya Kupası oynayan Pele’nin Brezilya’ya yaptığı liderlik, tarihin hangi noktasında durursanız durun hep çok etkileyicidir. Zira o takımda Vava, Didi ve Garrincha gibi diğer yıldızlar olsa da gidişatı belirleyen genç süper yıldız olmuştu. Evveliyatında Santos formasıyla acayip işler yapan Pele, bu turnuvayla bir anda dünyanın en göz önündeki futbol figürüne evrildi. Çeyrek final maçında Galler ağlarına bir gol bırakan, yarı finalde Fransa önünde hat-trick yapan ve finalde İsveç’e iki gol atan Pele; dört sene sonra 1962’de ve 1970’de de Brezilya’yı şampiyonluğa taşıyan isim olacaktı. Özgeçmişi, “üç Dünya Kupası kazanan tek futbolcu” cümlesini içerse de; Pele yaptıkları ve yapacaklarıyla bu etkileyici unvanın da ötesine geçecekti.
Pele, geçtiğimiz günlerde hayatını kaybetti. 82 yaşında gözlerini kapatan efsane, bir süredir kolon kanseri ile mücadele halindeydi. Hasta yatağında dahi, yaşamı boyunca yaptığı gibi dünyaya sevgi mesajları verdi ve son nefesine dek futbolu yaşamaya devam etti. “Gelmiş geçmiş en iyi futbolcu” kıyasında rakiplerinden olan Lionel Messi’nin Dünya Kupası kaldırışını gördü, yaratıcılarından biri sayılabileceği futbol tarihine bir çentik daha atılışını izledi. Açıklandığı üzere bir süredir beklense de Kral’ın vefatı dünyayı derinden sarsmıştı. Çünkü Pele hep oradaydı. Spor şimdiki kadar global değilken o, futbolun nispeten daha güçlü platformunu kusursuz şekilde kullandı ve ilk global süper yıldızlarından biri oldu. Adını bilmeyen pek kişi yoktu. Hatta çoğu insan için futbol, Pele demekti.
Şimdilerde dönemler kıyaslanırken Pele’nin futbol oynadığı yılları “kolaydı” ya da “rekabet azdı” diyerek basite indirgeme trendi mevcut. Son haftalarda sosyal medyada dolaşan; Johan Cruyff, Cristiano Ronaldo, Zinedine Zidane ve Lionel Messi gibi devlerin yaptığı imza hareketleri Pele’nin daha evvel yaptığını gösteren montaj, taşları yerine biraz daha oturtuyor. Bu, onun ne kadar inanılmaz bir futbolcu olduğunu görmenin yollarından sadece bir tanesi. Zaten böyle istisnai yeteneklerin hangi dönemde olursa olsun fark yaratacağını kestirmek için uzmanlığa gerek yok. Pele’nin günümüzün antrenman bilimi ve fiziksel imkânları ile oynasa yine en iyilerden biri olacağına dair şüphe duymak gereksiz.
Yıllar geçecek, sporcuların evrimi sürecek, rekorlar kırılacak… Fakat Pele’nin, Muhammed Ali’nin, Michael Jordan’ın ya da Roger Federer’in hissettirdikleri değişmeyecek. Biz fâniler ise yeteneklerini kullanarak hem dünyalarını hem de dünyayı değiştirme gücüne sahip olanları konuşmaya, tartışmaya ve onlardan ilham almaya devam edeceğiz. Bu da bir açıdan ölümsüzlük demek. Son sözü Pele’ye bırakalım:
“Edson normal biri ve günün gelip toprak olduğunda insanlar onu unutacak. Ancak Pele ölmez. O asla ölmeyecek, sonsuza kadar yaşayacak.”