Saatolog.com.tr

Saatolog.com.tr Logo

Mutlu Slam 23’

31 Ocak 2023
Mutlu Slam 23’

2023 tenis sezonunun ilk Grand Slam’i Avustralya Açık, ardında yepyeni ve bildik bazı hikâyeler bırakarak perde kapadı. İki haftalık serüvenin ardından geriye bakıyoruz…

Tenis asla durmayan bir spor. 2022 yılı biterken sona eren turnuva takvimi, 2023 ile beraber kaldığı yerden devam ediyor. Fakat söz konusu Grand Slam turnuvaları olduğunda işler biraz daha farklı. Ocakta Avustralya Açık’la başlayan slam sezonu; mayısın ikinci yarısında Fransa Açık, haziran sonu temmuz başı Wimbledon ve eylülde Amerika Açık rotasından devam ediyor. Bilhassa da yılın ilk majörü Avustralya Açık, takvimde bulunduğu konum itibarıyla muadillerinden bir miktar uzakta konumlandırılmış. Bu da Grand Slam tenisi izleme hasretiyle yanıp tutuşan izleyicinin farklı bir heyecan duymasına neden oluyor. İki hafta evvel, bu hislerle ekran karşısına geçtik. “Mutlu Slam” olarak bilinen Avustralya Açık da bize yine istediğimizi verdi. Beş maddede olan biteni tekrar hatırlama zamanı.

Mutlu Slam 23’
Mutlu Slam 23’

Bu Kez Hüzün

Yaklaşık bir sene evvel, tenis tarihinin gördüğü en acayip maçlardan bir tanesine tanıklık ettik. 5 saat 24 dakika süren final maçında 2-0 geriye düşen, üçüncü sette de az kalsın servis kırdıracak durumdan mücadeleye tutunan Rafael Nadal; mücadelelerle dolu kariyerinin en imkânsız zaferine imza atıyordu. Melbourne’da 21, ardından Paris’te 22’nci slam zaferine imza atan efsane için 2022 Wimbledon bir kırılma noktası oldu. Yılın ikinci yarısında sakatlıklarla boğuşan, sonbaharda ilk kez baba olan Rafa için tenis ister istemez ikinci plandaydı. Eski dünya 1 numarası, son yedi maçının sadece ikisini kazanarak geldiği Avustralya Açık’a Jack Draper galibiyeti ile başlasa da ikinci turda Mackenzie McDonald önünde havlu attı. Tabii bunda maç içinde yaşadığı ve onu bir süre kortlardan uzak tutacak kalça sakatlığının da payı vardı.

Zaman Makinesi

2019 Avustralya Açık devam ederken, bir süredir sakatlıklarla boğuşan Andy Murray’nin artık kariyerinin sonuna geldiği korkusunu yaşamıştık. Zira Britanyalı raket, yaptığı bir basın toplantısıyla belki son kez Avustralya Açık oynuyor olabileceğini belirtmişti. 2017’den beri yaşadığı kalça sakatlığı ciddiydi. Öyle ki, tenisi büyük ölçüde korttaki hareket kabiliyetine bağlı olan Murray’yi tenisten bile koparabilirdi. Üç kez slam şampiyonu, kaçınılmaz gibi görünen bu durumu reddetti ve geçirdiği operasyonlar sonrası kortlara dönmenin yolunu buldu. Geri dönüş yolculuğunun en simgesel anları ise beş kez finalde kaybettiği Melbourne’da yaşandı. Beş saate yaklaşan Matteo Berrettini, beş saati aşan Thanasi Kokkinakis maçlarından galip çıkan Murray; imkânsız diye bir şey olmadığını kendi dilinde dünyaya anlattı. Belki Roberto Bautista Agut önünde veda edecekti ama yeniden kalplere girmişti.

Amerikan Rüyası?

ABD erkek tenisi, 2003 senesinde Andy Roddick bunu başardığından beri bir Grand Slam şampiyonu görmedi. Jimmy Connors, John McEnroe, Andre Agassi ve Pete Sampras gibi efsanevi isimler çıkarmış bu ekolün içinden geçtiği buhranlı dönem başka bir yazının konusu. Fakat Avustralya Açık çeyrek finaline üç ABD’li raketin adım atması, uyuyan devin uyanmış olabileceğine dair heyecan yarattı. Sebastian Korda, Tommy Paul ve Ben Shelton’ın performanslarında ışık veren bolca şey vardı. Örneğin şu an içlerindeki en parlak yıldız olan Korda’nın sezona yaptığı keskin başlangıç ve ardına koyduğu Avustralya Açık performansı gayet etkileyiciydi. Ya da sadece ikinci slam ana tablosunu oynayan Shelton’ın –kura şansından biraz yardım alsa da– kazanmayı başardığı dört maç… İlk planda içlerinde en az dikkat çeken isim Tommy Paul’ün Novak Djokovic’e karşı oynadığı yarı final, eski günlerini arayan ekolün Melbourne’daki zirvesi oldu. Gelecek adına umutlanmalarında ise hiç beis yok.

Mutlu Slam 23’
Mutlu Slam 23’

Beklenen Gün

Her yetenekli tenisçinin büyük turnuvalar kazanamadığı aşikâr. Özellikle de beklentinin yarattığı baskı ile mücadele etmek hiç kolay değil. Bu duruma hem erkek hem de kadın tenisinde bolca emsal gösterebilir, henüz becerilerinin hakkını yeterince verememiş nice raketten bahsedebiliriz. Şu ana dek bu grubun bir üyesi olan Aryna Sabalenka, 2023 Avustralya Açık’ta şeytanın bacağını kırdı. Müthiş kuvvetine rağmen zihinsel kırılganlığıyla bilinen ve bir süredir turun en fazla çift hata yapan tenisçisi olan Sabalenka, baştan sona kusursuz bir turnuva oynayarak geçmişi ardında bıraktığının altını çizdi. Finalde mağlup ettiği rakibi Elena Rybakina ise geçen seneki Wimbledon şampiyonluğunun bir tesadüf olmadığın gösterir bir performansa imza koydu. Iga Swiatek’in varlığı da düşünüldüğünde, kadın tenisindeki rekabet potansiyeli için heyecanlanmamak zor.

Rekora Ortak

Novak Djokovic’in Avustralya Açık’la kurduğu ilişki geçen yıla kadar mükemmeldi. Fakat 12 ay Covid aşısı yaptırmadığı için sınır dışı edildiği geçen seneden itibaren gelecekleri merak konusu oldu. Şu iki haftada gördük ki, Djokovic cephesinde değişen bir şey yok. Turnuvaya sol bacağındaki hamstring sakatlığıyla gelen, buna rağmen yedi maçta sadece tek set kaybeden Sırp yıldızın performansı kusursuza yakındı. Bilhassa da ikinci hafta oynadığı Alex De Minaur, Andrey Rublev, Tommy Paul ve son olarak Stefanos Tsitsipas maçlarında âdeta gövde gösterisi yaptı. 22’nci Grand Slam zaferine imza atarak bu alanda Rafael Nadal’ı yakalayan Djokovic, sık sık en tepede bitirmek istediğini belirttiği yarışta durumu eşitledi. Sırada Rafa’nın evi Paris var. Yaz başında yaşanacaklar ve tarihi rekabetin geleceği büyük merak konusu.