Saatolog.com.tr

Saatolog.com.tr Logo

LVMH Saat Haftası: Hublot’nun Köklerine Dönüşü

26 Ocak 2022
LVMH Saat Haftası: Hublot’nun Köklerine Dönüşü

Hublot’nun altı modelden oluşan sarı altın koleksiyonu, bizi 80’lerin saatçilik trendine yeniden götürüyor. Acaba bu yeni bir trendin başlangıcı mı olacak?

Üçüncüsü gerçekleşen LVMH Saat Haftası’nda, Tolkien’dan ilhamla “materyallerin efendisi” diye anmak istediğimiz Hublot, özüne döndü ve altı parçalık sarı altın koleksiyonunu duyurdu. Farklı materyallerin ardı ardına sunulduğu günümüzde sarı altın hemen her saat markasının skalasında yer alsa da, yoğunluk olarak daha çok Patek Philippe gibi geleneksel markaların ısrarla tercih ettiği bir malzeme olarak karşımıza çıkıyor.

Oysa Hublot için bu tercih, köklerine dönme anlamını taşıyor. Markanın kurucusu Carlo Cracco, 1980’de ilk tasarımı Fusion’ı tamamen som altın bir kasayla kauçuk kayışı ilk kez birleştirdiği saatle sunmuş, spor-şık saatlerin ilk örneklerinden birini oluşturmuştu. Markanın CEO’su Richard Guadalupe de genç markanın mirasına dönebilecek zamana eriştiğini düşünüyor: “Birkaç yıldır sarı altın üzerine düşünüyorum, çünkü 80’lerde çok modaydı. 18 ayar altın ve kauçuk kayışlı ilk Fusion saatimize bakıp ‘Özümüze dönmeli ve sarı altın birkaç model üretmeliyiz’ dedim.”

Lvmh Saat Haftası: Hublot’nun Köklerine Dönüşü

Guadalupe’in bahsettiği 80’ler trendi, günümüzün moda dünyasında da etkin; ne var ki saatçiliğin trendleri moda kadar hızlı değişmiyor, trendler ancak 10-20 yılda bir değişiklik gösteriyor. Guadalupe de bu seçimle, çeliğe hücum edilen günümüzde bir trend kurucu olmak istemiş. “Herkes çelik seçerken sarı altına dönmek riskli olsa da bu trendin lideri olmak istedik. Öncü olmak, Hublot’nun doğasında var.”

Bir trendin öncüsü olmak… Sektörün devlerinden Jean-Claude Biver’nin 2004’te devralarak Big Bang gibi serilerle “yenilikçi ve belirgin” bir markaya dönüştürdüğü Hublot için yıllar içinde değişmeyen bir strateji oldu. Ancak başta da söylediğimiz gibi, Takashi Murakami gibi sanatçılarla, dövme sanatçılarıyla işbirlikleri, karbon, renkli seramik, safir kristal malzemelerle tanıdığımız marka için güvenli bir seçim bu aynı zamanda.

Lvmh Saat Haftası: Hublot’nun Köklerine Dönüşü

Koleksiyon en temel ifadesini, orijinal modelden yola çıkan ve ilk kez 42 mm çapında ve bu malzemeyle sunulan Classic Fusion Chronograph’ta bulmuş. Onu Big Bang Integral, Haute Joaillerie versiyonu, Big Bang Unico ve iskelet Spirit of Big Bang modelleri izliyor. Ve her bir model, markanın tarihinde bir köşetaşını sembolize ediyor: Kökler, Big Bang’in doğuşu ve ruhu, taş işleme sanatı, iskelet işçiliği ve markanın ilk mekanizmasını üretmesi. Hepsinin ortak noktası ise sarı ve siyah renklerden oluşmaları.