2023 EuroLeague Final Four’u, müthiş bir kupa maçıyla geride kaldı. Real Madrid’in 11. şampiyonluğunu kazandığı organizasyona yakından bakma zamanı…
2014 senesinden beri ilk kez Türk takımı içermeyen bir EuroLeague Final Four’u izledik. Fenerbahçe Beko’nun Olimpiakos’a karşı deplasmanda kaybettiği beşinci maç, dokuz yıllık serinin sonu anlamına geliyordu. Tabii Real Madrid, Barcelona, Olimpiakos ve Monaco tarafından oluşturulan son dördün de kendine has hikâyeleri vardı. 2-0 geriye düştüğü Partizan serisini olaylı şekilde çeviren Real Madrid, Sarunas Jasikevicius idaresinde Kaunas’ta favori gözüken Barcelona, normal sezon birincisi Olimpiakos ve ilk kez dört takım arasına kalan Monaco… Üç gün ve dört maçlık serüvenden kalanları hatırlıyoruz.
Yine Olmadı
Sarunas Jasikevicius, Avrupa basketbol tarihinin en saygı gören figürlerinden biri. Dört EuroLeague zaferi ve sayısız başka başarıyla süslü oyunculuk kariyerinin ardından Zalgiris Kaunas’ta koçluğa başlayan Saras, az bütçeyle çok işler yaparak dikkatleri üzerine çekmişti. Bilhassa da mütevazı Litvanya temsilcisini 2018’de Final Four’a taşıyarak ülkesindeki koçluk kariyerini taçlandırmıştı. Sonrasında başlayan Barcelona macerası; şu ana dek hiç fena geçmese de en önemli kazanımdan, yani bir EuroLeague zaferinden yoksundu. 2021 finalinde Anadolu Efes’e, 2022’de yarı finalde Real Madrid’e mağlup olan Saras’ın Barça’sı için Kaunas, iki sebepten dolayı önemli hedefti: Playoff dahi yapamayan son iki yılın şampiyonu Efes denklemden çıkmıştı ve Jasikevicius etkisiyle Kaunas’ta kendi evlerinde oynar gibi bir desteğe sahip olabilirlerdi. Fakat Barcelona, arka arkaya ikinci yılda da ezeli rakibine karşı kaybederek Final Four’a erken havlu attı. Üstelik bu kez Madrid’in oldukça fazla eksiği ve çok daha az umudu varken… Artık Saras için Barcelona macerasının sonu gelmiş görünüyor. Efsanevi isim, oyunculuğunda dört defa kazandığı kupayı koçluğunda biraz daha bekleyecek.
Basketbol Şehri
Kaunas, Avrupa’nın popüler turist lokasyonlarından bir tanesi değil. Fakat 1990 yılında Sovyetler Birliği’nden bağımsızlığını kazanan Litvanya’nın ikinci en büyük şehri, kıtanın basketbol başkentlerinden bir tanesi. Arvydas Sabonis, Sarunas Jasikevicius, Zydrunas Ilgauskas, Sarunas Marciulionis gibi kariyerli oyuncular çıkaran şehir, takımı Zalgiris Kaunas’a verdiği devasa destekle de biliniyor. Şaşırtmayan şekilde basketbol potalarıyla dolu ve her köşesinde seken bir topun sesini duymak mümkün. Avrupa’nın doluluk oranı en yüksek salonlarından Zalgirio Arena’ya sahip oluşu da 300 bini aşkın nüfuslu bu şehri doğal bir Final Four adayı haline getiriyor. Öte yandan şehre ulaşım imkânlarının, otel sayısının ve sosyal ortamların kısıtlılığı da negatif haneye yazılabilecek detaylar. 2023 EuroLeague Final Four’unun ev sahibi Kaunas, günah ve sevaplarıyla bu organizasyonu arkasında bıraktı. İdeal olmaktan uzak bazı şartlara rağmen ortaya iyi bir sonuç çıktığını söylemek lazım.
Dejavu
2012 ve 2013’te arka arkaya iki EuroLeague şampiyonluğu yaşayan Olimpiakos, 2015 ve 2017’de de finalin kaybeden tarafında yer almıştı. Fenerbahçe’nin ilk şampiyonluğuyla sonuçlanan 2017 finalinden bu yana, kırmızı beyazlı takım için işler pek de yolunda gitmedi. Ta ki geçen sezona kadar… Belgrad’da seneler sonra Final Four gören Yunan ekibi, her ne kadar önce Anadolu Efes ve sonrasınca üçüncülük maçında Barcelona’ya kaybettiyse de gelecek adına ışık vermişti. Georgios Bartzokas’ın takımı; Sasha Vezenkov, Thomas Walkup, Moustapha Fall ve Isaiah Canaan gibi oyuncularla müthiş bir 2022-23 normal sezonu geçirdi. Vezenkov MVP, Barztokas yılın koçu, takım ise sezon birincisi olarak taçlandı. Playoff’ta Fenerbahçe Beko’yu beş maçta geçen ve yarı finalde tecrübesiz Monaco’yu üçüncü çeyrekte sürklase eden ekip, finalde Real Madrid önünde favoriydi. Fakat evdeki hesap çarşıya uymadı. Geçen sene yarı finalde Vasilije Micic’in son saniye üçlüğüne engel olamadıkları gibi bu kez de finalde Sergio Llull’ün 3.1 saniye kala bulduğu isabeti önleyemediler. Üstelik bu, bir öncekinden çok daha can yakıcıydı.
Kral’ın Dönüşü
Real Madrid’in dünyanın en büyük kulübü olduğunu söylemek pek orijinal sayılmaz. Futbol ve basketbol gibi kâinatın iki en büyük sporunu kendi alanında domine eden İspanyol devi, her zaman belli bir standarda sahipti. Geçen sezonki Pablo Laso ayrılığı sonrası göreve gelen Chus Mateo, Real Madrid’in basketbol takımı için yeterli profilde görünmemesine rağmen işini iyi yaptı ve onları ait olduğu yere, Final Four’a taşıdı. Çeyrek final serisinde ikinci maç sonunda çıkan kavga, verilen komik cezalar ve Partizan’ın en etkili oyuncusu Kevin Punter’dan yoksun kalış, serinin 2-0’dan 3-2’ye gelmesinde pay sahibiydi. Öte yandan Real’in bolca eksikle önce Belgrad’tan iki maç çalmayı ve sonra seriyi kapatmayı başarması azımsanacak iş değildi. Kaunas’a bu özgüvenle gelen Mateo ve öğrencileri, Barcelona’yı Edy Tavares’in inanılmaz dominasyonu ile geçti. El Clasico sonrası Olimpiakos karşısında da yine geriden gelen taraf olmak durumunda kaldılar. Sergio Rodriguez’in birkaç maçlık müthiş performansı ve Sergio Llull’ün son noktayı koyma becerisi, Real Madrid için bir kupa daha anlamına geliyordu.
