Türk kültürü denince akla gelen ilk simgelerden tarihi Türk hamamları ve hikayelerine göz atıyoruz.
Hamam deyince sizin aklınıza ilk ne geliyor bilmiyoruz ama Adile Naşit, Ayşen Gruda, Müjde Ar gibi dev oyuncuların yer aldığı efsane “Tosun Paşa” filmindeki ironik hamam eğlencesi sahnesi eminiz bunlardan biri olacaktır. Hamamlarımız Türk kültürünün önemli bir parçası. Filmlerimizden tutun da deyim ve atasözlerimizle dilimize, edebiyatımıza, müziğimize kadar geniş bir yer edinmişler. Medeniyet zengini İstanbul’da günümüze kadar sayısız hamam inşa edilmiş. Zamanla sayıları azalsa, işlevleri farklılaşsa, değişim geçirse veya yıkılsa da Türk kültürü denince akla gelen ilk simgelerden biri. Günümüze kadar gelebilmiş hamamların hepsi eşsiz güzellikte ve dokuda olsa da gelin bu soğuk günlerde biraz içimizi ısıtalım ve köklü tarihiyle İstanbul’a renk katan Türk hamamlarına göz atalım.
Sultanlara Yakışır Bir Hamam: Haseki Hürrem Sultan Hamamı
Yedi tepeli şehrin gözbebeği Ayasofya Meydanı’nda bulunan Haseki Hürrem Sultan Hamamı, 1556 yılında devrin padişahı Kanuni Sultan Süleyman tarafından ünlü mimar Mimar Sinan’a yaptırılmış. Türk hamam mimarisinde önemli bir yeri olan bu hamam kadınlar ve erkekler kısmının aynı eksen üzerinde yer aldığı ilk yapı. Tek eksen üzerinde çift kubbeli hamam oluşu onu ayrıcalıklı kılıyor. Bu çifte hamam şekli ve 75 metre uzunluğuyla, klasik Osmanlı hamamlarından ayrılıyor. 1556 yılından 1910 yılına kadar aktif olarak kullanılmış olan hamamın soğukluk, ılıklık ve sıcaklık olmak üzere üç bölümü var. Osmanlı motiflerinin en güzel şekilde işlendiği göbek taşıysa görülmeye değer. Zamanında sultanlara hizmet vermiş hamam, uzun bir süre halı çarşısı olarak kullanılmışsa da 2008 yılında orijinal dokusuna uygun olarak restore edildi. Gelen konuklara, altın kaplama taslar ve yüzde yüz saf zeytinyağlı sabunlar sunulan hamamda, Pir-ü Pak, Keyf-i Hamam, Zevk-i Sefa, Gelin Hamamı gibi bakım ve masaj hizmetleri sunuluyor. Rezervasyonla gidilen Haseki Hürrem Sultan Hamamı, haftanın her günü sabah 08:00-22:00 saatleri arasında açık.
Zengin Tarihiyle Çemberlitaş Hamamı
Çemberlitaş Hamamı, Hürrem Sultan’ın oğlu II.Selim’in padişahlık ettiği dönemde eşi Nurbanu Sultan tarafından Valide-i Atik Külliyesi’ne gelir getirmesi amacıyla yaptırılmış. Üsküdar’da bulunan hamamın yapılış tarihi 1584. Mimar Sinan’ın ustalık eserlerinden biri olan hamamda, ünlü mimarın zekâsı ve yenilikçi düşünce dünyasını gözler önüne seriyor. Evliya Çelebi’nin Seyahatnamesinde de geçen Çemberlitaş Hamamı’nın içerisinde yer alan göbek taşlarının bazılarında Osmanlı yazıtları bulunuyor. Zarif detaylarla süslü olan kubbesi de bir başka görülmeye değer yönü. Hamam keyfi yaparken kubbenin deliklerinden içeri giren ışık huzmeleriyle masalsı bir yolculuğa gidip tarihin içindeymiş gibi hissedebilirsiniz. 1584 yılından bu vakte kadar hizmet vermeyi kesmemesi bakımından en uzun süreli hamam işletmesi unvanına da sahip.
Tophane’nin Kültürel Sembolü: Kılıç Ali Paşa Hamamı
İstanbul’un liman semti Tophane’de bulunan Kılıç Ali Paşa Hamamı, Osmanlı donanmasının en güçlü komutanlarından, denizler fatihi diye anılan Kaptan-ı Derya Kılıç Ali Paşa tarafından 1578-1583 tarihleri arasında Mimar Sinan’a inşa ettirilmiş. Kılıç Ali Paşa Külliyesi’nin içinde bulunan hamamın asıl yapılış amacı donanmada görevli askerlere hizmet vermek. Bu nedenle diğer hamamlardan farklı şekilde tek kubbeli inşa edilmiş. Yani sadece tek bir girişi olan erkeklere özel bir hamam. Ana kubbesiyse İstanbul’daki hamamların arasında ikinci en büyük kubbeye sahip. Bu görkemli kubbe ve fil gözü camlarıyla Kılıç Ali Paşa Hamamı, Tophane’nin gözde mekanlarından biri. 2006 yılında büyük bir restorasyonun ardından özgün yapısı korunarak 2012 yılında aynı işlevle hizmete açıldı.
Bu restorasyonla 2016 Ulusal Mimarlık Ödülleri’nde Yapı/Koruma kategorisinde Yaşatma Dalı Ödülü, Avrupa’nın öncü kültür mirası organizasyonu Europa Nostra tarafından da 2017 yılında Avrupa Birliği Kültürel Miras Ödülü’ne layık görüldü. Yüksek tavanı, taş duvarlarıyla bu tarihi atmosferi deneyimlemek isterseniz, hamam günümüzde haftanın yedi günü 08:00’den 16:00’a kadar kadınlara, 16:45 ile 23:00 saatleri arasında erkeklere hizmet veriyor.
Caminin Gölgesinde Bir Şaheser: Üsküdar Çinili Hamamı
1640 yılında Mahpeyker Kösem Sultan tarafından yaptırılan, IV.Mehmet zamanından kalma Çinili Hamamı’nın kendine has doğal bir ısıtma sistemi bulunuyor. Bu nedenle diğer hamamlardan ayrılıyor. Hamamın iki kubbesinin ortasında bulunan büyük kazan sayesinde hamamın ısıtılması sağlanıyor. Tabandan ve yan duvarlardan geçen borularla ısıtılan hamamın aynı zamanda kubbeleri de oldukça yüksek inşa edilmiş. Bu sayede basık ve kapalı hamam atmosferinden uzak bir havası var. Adından da anlaşılacağı üzere dönemin sanatı ve zanaatını yansıtmak amacıyla çinilerle döşenmiş. Hem zamanla hem de hırsızlıklar sebebiyle hamamın çinileri yok olsa da restorasyonlarla tekrar eski tarihi dokusuna kavuşmuş durumda. Anadolu yakasındaki tarihi hamam, bulunduğu yer bakımından birçok turistin ilgi odağı olmasının yanı sıra dizi ve film için de sıklıkla set olarak kullanılıyor.
Oryantalist Bir Atmosfer: Cağaloğlu Hamamı
Cağaloğlu Hamamı’nı 1741 yılında dönemin padişahı I.Mahmut tarafından Mimar Süleyman Ağa’ya resmettirilmiş ve Abdullah Ağa tarafından barok stili bir mimari anlayışla inşa edilmiş. Osmanlı İmparatorluğu yıkılmadan yapılan son hamamlardan olmasının yanı sıra İstanbul’daki en büyük hamamlardan da biri. Geniş kubbesi, mermer havuzu ve işlemeli sütunlarıyla adeta göz kamaştırıyor. Üstelik popülaritesi Türkiye’nin sınırlarını da aşıyor; Kaiser Wilhelm’dan Franz Liszt’e kadar birçok ünlü ismin bu hamamda yıkandığı biliniyor. İki asrı aşan tarihiyle Cağaloğlu Hamamı, dizi ve filmlerin de favori set mekânlarından biri. Hatta New York Times tarafından hazırlanmış “Ölmeden Önce Görülmesi Gereken Bin Yer” başlıklı listesinde yer alıyor. Bugün hâlâ işlevini koruyor olması onu Türk hamamları arasında özel bir yere konumlandırıyor.
Külliyenin Gözbebeği: Süleymaniye Hamamı
1557 yılında Süleymaniye Külliyesi’nin bir parçası olarak inşa edilen Süleymaniye Hamamı’ndan söz etmeden olmaz. Üç bölümden oluşan hamamda, dönemin padişahı Kanuni Sultan Süleyman’a ayrılmış özel bir loca bölümü var. Mimar Sinan’a yaptırılan bu hamam, Osmanlı dönemindeki dökümhaneye yakınlığından ve dökmecilerin orayı sık sık kullanmasından ötürü “Dökmeci Hamamı” olarak da biliniyor. Rivayete göre hamamda şifalı olduğuna ve yıllarca kullanıldıktan sonra kaybolduğuna inanılan bir iterus kasesi (şifa tası) bulunuyor. Süleymaniye Hamamı, günümüzde de İstanbul’da kadın ve erkeklerin birlikte yıkandığı tek hamam olma özelliğini koruyor.
Zamanın VIP Hamamı: Tarihi Ağa Hamamı
Hamamlar her daim insanlara bir sosyalleşme imkânı sağlamış olsa da Tarihi Ağa Hamamı’nı diğerlerinden ayrıştıran bir özelliği var. Ağa Hamamı, 1454 yılında Fatih Sultan Mehmet tarafından inşa ettirilmiş ve sadece kendisi ve şehzadeleri tarafından kullanılmış. Bina, o dönem herhangi bir yerleşim olmadığından Fatih Sultan Mehmet’in avlandığı yerlerden biri olan Beyoğlu’nda bulunuyor. Av evi olarak da kullanılan Ağa Hamamı, altı hamam üstü daire olarak inşa edilmiş. Osmanlı İmparatorluğu yıkılana kadar gelenek sürdürülerek padişahlar ve şehzadeleri tarafından kullanılmış. 1844 yılında Abdülmecit tarafından büyük bir tadilat gören hamam, Cumhuriyet Dönemi’nde bir Ermeni kadının öncülüğüyle halka açılmış. Daha sonra Hüseyin Yılmaz ve ardından yeğeni Ali Yılmaz tarafından işletilen hamam, bugün sadece turistlere hizmet veriyor.
Dile Benden Ne Dilersen: Galatasaray Hamamı
1481 yılında Sultan II.Beyazıt tarafından inşa ettirilmiş Galatasaray Hamamı’nın ilginç bir hikayesi var. Sultan II. Beyazıt bir gün hamamın bulunduğu yerde gezinirken bir kulübe görüyor. Kulübede dönemin saygın simalarından Gül Baba’yla karşılaşınca kendisine ondan bir dileği olup olmadığını soruyor. Gül Baba da yüzyıllar boyu ayakta kalacak meşhur Galatasaray Lisesi ve Hamamı’nın kaderini çizecek cümleyi ederek bir külliye inşa edilmesini diliyor. Gül Baba’nın yatırı halen daha lisenin sınırları içerisinde. Kadınlar bölümünün daha sonra eklendiği hamamda günümüzde gelin hamamı, kına gecesi gibi etkinlikler veya cilt bakımı, masaj, spa gibi hizmetler veriliyor. Çeşitli restorasyonlarla bugüne kadar gelmiş Galatasaray Hamamı’nın ziyaretçileri arasında John Travolta ve Tony Curtis gibi ünlü isimler de var.
Bonus: Zeyrek Çinili Hamam
Yakın zamanda açılan bir hamam/müze olan Zeyrek Çinili Hamamı, Osmanlı hamam mimarisinin en önemli örneklerinden biri. Fatih’in Zeyrek semtinde bulunan hamam, uzun bir aranın ardından geçen sene İKSV’nin düzenlediği 17.Bienal’in mekanlarından biri olmuştu. Bu yıl da Kalıntıların Şifası (Healing Ruins) adlı sergiyle kapılarını yeniden ziyaretçilere açtı. Zeyrek, Unesco Dünya Mirası Listesi’nde yer alan bir semtimiz ve burada bulunan Zeyrek Çinili Hamamı, Osmanlı Donanması’nın başındaki Barbaros Hayrettin Paşa tarafından 1540’lı yıllarda Mimar Sinan’a yaptırılmış. Üç bin parçalık mavi-beyaz İznik çinileri hamamın iç duvarlarını süslemiş ancak zamanla bu çiniler ya tahrip olmuş ya da Avrupa’ya kaçırılmış. Kalıntılarından bazılarını hamamın sıcaklık bölümünde görmek mümkün.
Sergi bitiminde hamam olarak kullanıma açılacak olan bölümlerin yanı sıra Zeyrek Çinili Hamamı müze olarak da faaliyet gösteriyor. Hamamın restorasyonu ve kazısı esnasında Bizans sarnıçları keşfedildiğini ve duvarlarında da kalyon resimleri bulunduğunu hatırlatmakta fayda var. Araştırmacılara göre bu resimlerin, Barbaros Hayrettin Paşa’nın Avrupa’dan getirttiği kürek mahkumlarının eseri olduğu düşünülüyor. Zeyrek Çinili Hamam’da 500 yılın ardından ortaya çıkan bu keşif ve küratörlüğünü Anlam Arslanoğlu de Coster’in üstlendiği ve 22 sanatçının değerli katkılarıyla eserlerini sergilediği “Kalıntıların Şifası”, hem müze hem de sergi olarak sanatseverlerin ilgisini sonuna kadar hak ediyor. Hamam mimarisine ilgi duyanların mutlaka görmesi gereken yerlerden biri.