Şaşaalı hayatlarının gizli kalmış gerçekleri, spotların ardındaki mücadeleleri ve müzik tarihine damga vuran anılar… Sinema dünyasının en iyi müzisyen biyografileri, Freddie Mercury’den Elton John’a, Amy Winehouse’dan Bee Gees’e kadar efsanevi isimlerle dolu.
Rocketman (2019)
IMDB Puanı: 7.3
Dexter Fletcher’ın yönettiği ve Taron Egerton’ın Elton John’u canlandırdığı Rocketman, sadece bir biyografi değil, bir müzikal başyapıt. Elton John’un mütevazı bir çocukluk geçiren Reginald Dwight’tan dünya çapında bir yıldız haline gelişine kadar uzanan hikayesini, fantezi ve gerçekliği harmanlayarak anlatıyor. Dünya genelinde 195 milyon dolar gişe hasılatı elde eden film yenilikçi bir müzikal formatında. John’un şarkılarının tamamı Egerton tarafından yorumlandı ve efsane müzisyen bununla ilgili “kendi sesime en yakın yorum” dedi.
Filmin bir diğer ilginç özelliği ise Elton John’un sahnede kullandığı ikonik kıyafetlerin film için birebir yeniden yaratılmış olması. Göz alıcı, parlak ve abartılı tasarımlar Elton John’un renkli kişiliğini mükemmel şekilde yansıttı. Rocketman, R derecesi (18+) alan ilk büyük bütçeli müzikal biyografi filmi olarak da tarihe geçti ve müzisyenin hayatındaki zorlukları samimi bir şekilde aktarmasıyla takdir topladı. Filmin yapımcıları arasında Elton John ve eşi David Furnish de yer aldı. Elton, hayatındaki mücadeleleri ve inişleri açıkça sergilemek konusunda özellikle ısrarcı oldu.
Maestro (2023)
IMDB Puanı: 7.8
Bradley Cooper’ın hem yönettiği hem de ünlü besteci ve orkestra şefi Leonard Bernstein’ı canlandırdığı Maestro, Bernstein’ın hayatını ve eşi Felicia Montealegre ile olan karmaşık ilişkisini derinlemesine ele alıyor. Film, Bernstein’ın müzikal dehasını ve kişisel yaşamındaki iniş çıkışları etkileyici bir şekilde beyaz perdeye taşıyor.
Cooper, Bernstein’ı canlandırmak için yoğun bir hazırlık sürecinden geçti ve orkestra şefliği konusunda eğitim aldı. Ayrıca, makyaj ve protezler kullanarak Bernstein’ın fiziksel görünümüne şaşırtıcı bir benzerlik sağladı. Filmdeki orkestra sahneleri, gerçek müzisyenlerle canlı olarak kaydedildi. Cooper, bu sahnelerde gerçek bir orkestra şefi gibi performans sergiledi. 2 Eylül 2023’te Venedik Film Festivali’nde prömiyerini yapan film ekibi, dakikalarca ayakta alkışlandı. Filmde kullanılan bazı sahneler, Bernstein’ın gerçek hayatından alınan arşiv görüntüleriyle harmanlandı, bu da filme otantik bir hava kattı.
2025’te Vizyona Girecek Filmler
Merakla Beklenen 2025 Dizileri
İçinizi Isıtacak Animasyon Filmleri
Kitaptan Uyarlanan En İyi Film ve Diziler
Bohemian Rhapsody (2018)
IMDB Puanı: 7.9
Bryan Singer’ın yönettiği ve Rami Malek’in Freddie Mercury’i canlandırdığı Bohemian Rhapsody, rock dünyasında yeni bir çağ başlatan Queen’in ortaya çıkış öyküsünü, yükselişini ve Freddie Mercury’nin kişisel hayatını etkileyici bir şekilde anlatıyor. Film, Mercury’nin sanatsal dehasını, müzik dünyasındaki devrimci etkisini ve Queen’in Live Aid konserindeki unutulmaz performansını ölümsüzleştiriyor.
Dünya çapında 910 milyon dolar gişe hasılatıyla büyük bir başarıya imza atan film, müzik biyografileri arasında en yüksek hasılat yapan yapımlardan biri oldu. Rami Malek, filmdeki rolüyle En İyi Erkek Oyuncu dalında Oscar kazandı. Diş protezleri kullanarak Freddie Mercury’nin ünlü diş yapısını birebir taklit etti. Filmin en ikonik sahnesi olan Live Aid konseri, neredeyse birebir ölçülerinde yeniden yaratıldı, Malek’in performansı Freddie’nin gerçek hareketlerini yansıtacak şekilde koreografi edildi. Filmin yapımında Queen üyeleri Brian May ve Roger Taylor aktif rol aldı ve detayların gerçeğe uygun olması için katkıda bulundular.
Sid and Nancy (1986)
IMDB Puanı: 7.0
Alex Cox’un yönettiği, Gary Oldman’ın punk rock tarihinin en tartışmalı figürlerinden biri olan Sid Vicious’ı canlandırdığı Sid and Nancy, Sex Pistols’ın çalkantılı dünyasını ve Sid ile Nancy Spungen’in trajik aşk hikayesini anlatıyor. Film, punk müzik sahnesinin karanlık yönlerini ve Sid’in bağımlılıklarla dolu hayatını çarpıcı bir şekilde gözler önüne seriyor.
İlk çıktığında eleştirmenler tarafından büyük övgü alan film bugün bir kült olarak nitelendiriliyor. Kuşkusuz bunda Oldman’ın etkisi büyük. Ünlü oyuncu, Sid rolünün hakkını verebilmek için uzun bir hazırlık süreci geçirdi. Vicious’ın narin bedenine benzeyebilmek içinse sadece buharda balık ve kavun yiyerek beslendi. Haliyle ciddi bir kilo kaybı yaşayan Oldman, o kadar güçsüz düştü ki hastaneye bile kaldırıldı. Ancak bunlar dahi oyuncu için önemli kriterler değil. Film sonrasında verdiği bir röportajda “Bence rolün hakkını veremedim” dedi. Vicious’ın annesi ise onunla hemfikir değil. Anne Beverler, Oldman’ın performansından o kadar etkilendi ki “korkutucu bir şekilde” Sid’i doğru yansıttığını söyledi.
Amy (2015)
IMDB Puanı: 7.8
Asif Kapadia’nın yönettiği Amy, erken yaşta hayata veda eden İngiliz şarkıcı ve söz yazarı Amy Winehouse‘un hayatını derinlemesine ele alan bir belgesel. Film, daha önce görülmemiş arşiv görüntüleri ve Winehouse’un kendi sözleriyle yükselişini, mücadelelerini ve trajik ölümünü samimi bir şekilde anlatıyor. 2016 yılında En İyi Belgesel dalında Oscar kazanan Amy, daha önce hiç görülmemiş kayıtlar ve sahne arkası görüntüleriyle bir hayli dokunaklı. Winehouse’un madde bağımlılığı, medya baskısı ve kişisel ilişkilerindeki zorlukları açıkça izlediğimiz belgeselde Amy’nin çocukluk yıllarından itibaren kaydedilmiş sesli notları ve demoları da sanatçının müzikal evrimini gözler önüne seriyor. Amy, aynı zamanda tüm zamanların en çok hasılat yapan İngiliz belgeseli.
I Am: Celine Dion (2024)
IMDB Puanı: 7.8
Irene Taylor’ın yönettiği “I Am: Celine Dion“, ünlü şarkıcı Celine Dion’un hayatına ve yaşadığı sağlık sorunlarına samimi bir ayna tutuyor. Belgesel, Dion’un Stiff Person Sendromu (SPS) ile mücadelesini ve bu nadir görülen nörolojik hastalığın onun profesyonel ve kişisel yaşamını nasıl etkilediğini gözler önüne seriyor. Daha önce görülmemiş arşiv görüntüleri ve Dion’un kendi anlatımıyla zenginleşen film, 2024 yılında En İyi Biyografik Belgesel dalında Eleştirmenlerin Seçimi Belgesel Ödülü‘ne aday gösterildi. Belgeselin en vurucu sahnesi ise Dion’un yoğun bir spazmın ardından Wyn Starks’ın “Who I Am” şarkısını söylediği duygusal anlar.
Born to Be Blue (2015)
IMDB Puanı: 6.9
Robert Budreau’nun yönettiği Born to Be Blue, caz dünyasının efsanevi trompetçisi Chet Baker’ın hayatına odaklanan bir biyografik drama. Film, Chet Baker’ın kariyerindeki çöküş dönemini ve yeniden yükseliş mücadelesini etkileyici bir şekilde ele alıyor. İkonik müzisyeni canlandıran ise sinema dünyasının yetenekli ismi Ethan Hawke. Hawke, Chet Baker’ı canlandırmak için trompet çalmayı öğrendi ve karakterin hem fiziksel hem de duygusal yönlerini derinlemesine yansıtmayı başardı.
Filmi türünün nadir örneklerinden biri yapan özelliklerinden biri de Baker’ın hayatındaki bazı anları kurguyla harmanlayarak aktarması. Bu anlatım tekniği filmi benzersiz kılıyor. En etkileyici sahnelerinden biri ise filme adını da veren unutulmaz “Born to Be Blue” şarkısının performansı.
Cobain: Montage of Heck (2015)
IMDB Puanı: 7.5
Brett Morgen’in yönettiği Cobain: Montage of Heck, Nirvana’nın efsanevi solisti Kurt Cobain‘in hayatını derinlemesine ele alan ilk izni alınmış belgesel. Film, Cobain’in çocukluğundan başlayarak, müzik kariyerinin zirvesine ve trajik ölümüne kadar uzanan süreci, daha önce görülmemiş arşiv görüntüleri, kişisel kayıtlar ve animasyonlarla anlatıyor. 24 Ocak 2015’te Sundance Film Festivali’nde prömiyerini yapan belgesel, eleştirmenlerden tam not almakla kalmadı, aynı zamanda Cobain hayranlarını da daha önce görülmemiş birçok kayıtla buluşturdu. Filmin adına gelince.. “Montage of Heck” ismi, Cobain’in 1988 yılında hazırladığı ve çeşitli ses kayıtlarını bir araya getirdiği bir kasetten geliyor. Tabi filmi izledikten sonra bu isim anlam kazanıyor.
Control (2007)
IMDB Puanı: 7.7
Anton Corbijn’in yönettiği Control, Joy Division’ın efsanevi solisti Ian Curtis’in kısa ama etkileyici hayatını konu alan bir biyografi filmi. Film, Curtis’in yükselen müzikal kariyerini, epilepsi ile mücadelesini ve kişisel hayatındaki karmaşık ilişkileri samimi bir şekilde anlatıyor. Sam Riley, Ian Curtis rolüyle eleştirmenlerden büyük övgü toplarken, Curtis’in trajik yaşamına güçlü bir şekilde hayat veriyor.
Siyah-beyaz çekimleriyle dikkat çeken Control, sadece Curtis’in hayatını değil 1970’lerin post-punk dünyasını merak edenler için de önemli bir kaynak. Filmin başrolü Riley’in performansı ise tam bir şaheser. Zira Curtis’in sahne duruşunu ve enerjisini mükemmel bir şekilde yansıtıyor. 2007 yılında Cannes Film Festivali’nde prömiyer yapan film, burada Eleştirmenlerin Haftası Büyük Ödülü’nü kazandı.
Milli Vanilli (2023)
IMDB Puanı: 7.5
Luke Korem’in yönettiği Milli Vanilli, 1980’lerin sonlarında müzik dünyasında büyük bir çıkış yakalayan ve ardından skandallarla sarsılan pop ikilisi Milli Vanilli’nin hikâyesini anlatıyor. Belgesel, grubun üyeleri Robert Pilatus ve Fabrice Morvan’ın inanılmaz yükselişini ve ardından ortaya çıkan sahtecilik skandalıyla başlayan çalkantılı süreci gözler önüne seriyor.
10 Haziran 2023’te Tribeca Film Festivali’nde prömiyerini yapan film, müzik endüstrisinin perde arkasındaki dinamikleri birebir yansıtırken izleyiciyi de şöhretin bedeli konusunda düşündürüyor. 1990 yılında En İyi Yeni Sanatçı dalında Grammy ödülü kazanan ancak daha sonra şarkıları kendilerinin söylemediği ortaya çıkınca ödülleri geri alınan Milli Vanilli’nin hikayesi şüphesiz bir hayli ilginç. Bu geç gelen belgeselse hikayenin hakkını veriyor ve ikilinin yakın çevresiyle yapılan röportajlarla olayların iç yüzünü derinlemesine anlatıyor.
Whitney (2018)
IMDB Puanı: 7.3
Kevin Macdonald’ın yönettiği Whitney, efsanevi sanatçı Whitney Houston’ın hayatını ve kariyerini ele alan etkileyici bir belgesel. Film, Houston’ın şöhret basamaklarını tırmanışını, olağanüstü vokal yeteneğini ve kişisel mücadelelerini gözler önüne seriyor. Daha önce yayınlanmamış görüntüler, röportajlar ve Houston’ın unutulmaz performansları ise filme sınıf atlatan özellikleri arasında. Özellikle “I Will Always Love You” ve “I Wanna Dance with Somebody” gibi parçaların performansları filmin en vurucu sahneleri arasında. Kevin Macdonald, belgeseli hazırlarken 70’ten fazla kişiyle röportaj yaptığını söylüyor.
Dalida (2016)
IMDB Puanı: 6.9
Lisa Azuelos’un yönettiği Dalida, Mısır doğumlu İtalyan-Fransız şarkıcı ve oyuncu Dalida‘nın hayatını konu alan biyografik bir drama. Film, Dalida’nın 1950’lerde başlayan kariyerini, uluslararası şöhretini ve kişisel hayatındaki zorlukları ele alıyor. Başroldeki Sveva Alviti’nin performansı ise muazzam. Oyuncu, Dalida’nın sahne enerjisini ve duygusal derinliğini başarılı bir şekilde yansıtıyor. Filmin bir diğer başarısı ise kostüm ve set tasarımları konusundaki özenli çalışması. 1960’lar ve 1970’lerin modasını yansıtan kostüm ve set tasarımları, izleyiciyi Dalida’nın yaşadığı döneme adeta ışınlıyor. Film, kariyeri boyunca 140 milyondan fazla plak satan ünlü sanatçıyla ilgili yapılmış en dokunaklı çalışmalardan biri.
Oasis: Supersonic (2016)
IMDB Puanı: 7.8
Mat Whitecross’un yönettiği Oasis: Supersonic, 1990’ların ikonik Britpop grubu Oasis‘in kuruluşundan, 1996’da Knebworth’te verdikleri efsanevi konsere kadar olan yükselişini detaylı bir şekilde ele alıyor. Bu etkinliğin neden efsanevi olduğunu hatırlamakta fayda var. Konser için tam 2,5 milyon bilet talebi alınmıştı ve bu o dönemde İngiltere nüfusunun yaklaşık yüzde 4’üne denkti. Grubun o dönemde ne denli popüler olduğunu varın siz düşünün.
Belgesel, Gallagher kardeşler Liam ve Noel‘in müzik dünyasındaki hızlı yükselişini, müzik magazin basınına sürekli konu olan ilişkilerini, aralarındaki dinamikleri ve grubun uluslararası başarısını gözler önüne seriyor. Belgesel, Gallagher kardeşler ve grubun diğer üyeleriyle yapılan samimi röportajları içeriyor. “Supersonic”, “Wonderwall” ve “Don’t Look Back in Anger” gibi hit şarkıların yaratım süreçlerine tanık olduğumuz belgesel grubun hayranları için harika bir kaynak.
It Might Get Loud (2008)
IMDB Puanı: 7.6
Davis Guggenheim’ın yönettiği It Might Get Loud, rock müzik tarihinin en etkileyici üç gitaristi olan Jimmy Page (Led Zeppelin), The Edge (U2) ve Jack White (The White Stripes) ile yapılan samimi bir sohbeti ve bu müzisyenlerin yaratıcı süreçlerini keşfe çıkan bir belgesel. Film, üç farklı nesilden gelen bu gitar virtüözlerinin müzikteki yolculuklarını, ilham kaynaklarını ve yaratıcı süreçlerini ele alıyor. Jimmy Page’in “Whole Lotta Love” gibi klasik Led Zeppelin şarkılarından riffler çalarken görüldüğü filmde, Jack White, bir çivi, tahta ve telden gitar yaparak yaratıcılığını gözler önüne seriyor.
Marley (2012)
IMDB Puanı: 7.9
Kevin Macdonald’ın yönettiği Marley, reggae müziğinin efsanevi ismi Bob Marley‘in hayatını, müziğini ve mirasını derinlemesine ele alan kapsamlı bir belgesel. Film, Marley’in çocukluğundan başlayarak, uluslararası bir ikon haline gelişine kadar uzanan süreci, daha önce görülmemiş arşiv görüntüleri ve samimi röportajlarla gözler önüne seriyor. Film, Marley’in en ikonik şarkılarının yanı sıra, müziğinin toplumsal ve politik etkilerini anlamak için harika bir fırsat.
Nothing Compares (2022)
IMDB Puanı: 7.6
Kathryn Ferguson’ın yönettiği Nothing Compares, İrlandalı şarkıcı ve söz yazarı Sinéad O’Connor‘ın 1987’den 1993’e kadar olan kariyerine odaklanıyor. O’Connor, bilindiği üzere kariyerinin başında ABD’de “The Star-Spangled Banner”ı çalmayı reddetmesi ve “Saturday Night Live” programında Papa’nın fotoğrafını yırtmasıyla bir hayli tepki toplamış ve hatta müzik sektörü tarafından dışlanmış bir isimdi. Belgesel, bu anlamda O’Connor’ın ikonik kişiliğini ve müzik endüstrisine karşı duruşunu mükemmel bir şekilde anlatıyor. Her ne kadar Prince’in mirasçıları, O’Connor’ın “Nothing Compares 2 U” şarkısının belgeselde kullanılmasına izin vermese de Nothing Compares tam 11 ödülün sahibi oldu ve izleyiciden tam not aldı.
What Happened, Miss Simone? (2015)
IMDB Puanı: 7.6
Liz Garbus’un yönettiği What Happened, Miss Simone?, efsanevi caz sanatçısı, piyanist ve insan hakları aktivisti Nina Simone’un hayatını ele alan etkileyici bir belgesel. Film, Simone’un müzikal dahiliğini, sarsıcı kişisel hayatını ve 1960’ların sivil haklar hareketindeki rolünü gözler önüne seriyor. Daha önce yayınlanmamış performanslar ve özel görüntülerin yanı sıra Simone’un kızı Lisa Simone Kelly’nin de yer alması filmi güçlendiriyor. 2016 yılında En İyi Belgesel dalında Oscar’a aday gösterilen belgesel adını Maya Angelou’nun Nina Simone hakkında yazdığı bir makaleden alıyor.
Janis: Little Girl Blue (2015)
IMDB Puanı: 7.4
Amy Berg’in yönettiği Janis: Little Girl Blue, rock müziğin efsanevi isimlerinden Janis Joplin‘in hayatı üzerine yapılmış en iyi belgesel. Film, Joplin’in çocukluğundan başlayarak, müzik dünyasındaki hızlı yükselişini ve trajik ölümüne kadar olan süreci gözler önüne seriyor. Belgeselin anlatımı belki de en güçlü olduğu yerlerden biri. Joplin’in kendi mektuplarından alıntıların kullanıldığı filmde, bu sahneler müzisyen Cat Power tarafından seslendirildi. Janis: Little Girl Blue, sadece bir müzik belgeseli değil, aynı zamanda bir kadının kendini arayışının ve müzik dünyasında bıraktığı kalıcı etkinin dokunaklı bir portresi.
Miles Davis: Birth of the Cool (2019)
IMDB Puanı: 7.5
Stanley Nelson’ın yönettiği Miles Davis: Birth of the Cool, caz müziğe ilgi duyanlar ve Miles Davis’in mirasını anlamak isteyenler için kaçırılmaması gereken bir yapım. Belgesel, daha önce görülmemiş performanslar, sahne arkası görüntüleri ve Davis’in yakın çevresiyle yapılan röportajları içeriyor. Efsanevi müzisyenin orijinal ses kayıtları ise belgeseli bir üst seviyeye çıkarıyor.
Sinatra: All or Nothing at All (2015)
IMDB Puanı: 8.0
Alex Gibney’nin yönettiği Sinatra: All or Nothing at All, 20. yüzyılın en etkili sanatçılarından biri olan Frank Sinatra’nın hayatına ve mirasına dair kapsamlı bir inceleme olarak tanımlanabilir. Belgesel, Sinatra’nın kariyerinin iniş çıkışlarını ve kişisel yaşamındaki önemli olayları detaylı bir şekilde ele alıyor ve bunları daha önce görülmemiş arşiv görüntüleri ve Sinatra’nın yakın çevresiyle yapılmış röportajlarla zenginleştiriyor.
Yaklaşık 4 saate yayılan belgesel oldukça kapsamlı. Yönetmen koltuğunda oturan Alex Gibney’in ise daha önce “Taxi to the Dark Side” adlı belgeseliyle Oscar kazandığını hatırlatalım.
The Bee Gees: How Can You Mend a Broken Heart (2020)
IMDB Puanı: 8.1
Frank Marshall’ın yönettiği The Bee Gees: How Can You Mend a Broken Heart, pop müziğin efsanevi grubu Bee Gees’in tarihini hiç görülmemiş konser ve stüdyo kayıtlarıyla anlatan harika bir belgesel. Gibb kardeşler (Barry, Maurice ve Robin) tarafından kurulan grup, nesiller boyu dinlenen ikonik şarkıları ve kendilerine özgü vokal tarzlarıyla müzik tarihine damgasını vurdu.
Bu duygusal ve ilham verici belgesel, grubun disko döneminin ötesindeki etkisini, yaratıcı sürecini ve kardeşlik bağlarını etkileyici bir şekilde anlatıyor. Birçok müzik biyografisine göre artısı ise hayatta kalan tek grup üyesi olan Barry Gibb’in kişisel röportajlarla Bee Gees’in hikayesini birinci ağızdan anlatıyor olması. Dünya çapında 220 milyondan fazla albüm satarak tarihteki en çok satan müzik gruplarından biri olan Bee Gees’in müzikal dehasını anlamak için mükemmel bir kaynak.
Bonus: Belgesel Dizi
McCartney 3,2,1 (2021)
IMDB Puanı: 8.7
Listemizi her ne kadar müzik biyografi filmleri üzerine hazırlamış olsak da bu diziyi almazsak olmazdı. Yapımcı Rick Rubin‘in, efsanevi müzisyen Paul McCartney ile gerçekleştirdiği bu altı bölümlük belgesel dizi, McCartney’nin The Beatles, Wings ve solo kariyerindeki çalışmalarını derinlemesine inceliyor.
Dizi, McCartney’nin şarkı yazma süreçleri, kişisel ilişkileri ve ilham kaynakları üzerine samimi sohbetlerle zenginleşiyor. Dizi, kronolojik bir sırayı takip etmek yerine, McCartney’nin kariyerinin farklı dönemlerine ve projelerine atlamalar yaparak izleyiciye zengin bir perspektif sunuyor. Siyah-beyaz hazırlanan dizinin 2022 yılında üç Primetime Emmy Ödülü’ne aday gösterildiğini hatırlatalım.
Bonus: Kurgusal Bir Şaheser
Tár (2022)
IMDB Puanı: 7.5
Todd Field’ın yönettiği Tár, ünlü orkestra şefi ve besteci Lydia Tár‘ın hayatını merkeze alan çarpıcı bir dram. Filmin tüm karakterleri ve hikaye kurgudan ibaret olsa da yayınlandıktan sonra yazılan birçok yorumdan anlaşılıyor ki; Tár, klasik müzik dünyasında yüksek sesle söylenemeyen birçok olayı açığa çıkarmış oldu.
Cate Blanchett, Lydia Tár karakterine hayat veriyor ve bu performansıyla eleştirmenlerden büyük övgü alarak En İyi Kadın Oyuncu dalında Oscar’a aday gösterildi. Prömiyerini yaptığı 2022 Venedik Film Festivali’nde ise en İyi Kadın Oyuncu ödülünün sahibi oldu. Blanchett, rolüne hazırlanırken piyano ve orkestra şefliği dersleri aldı. Filmdeki konser sahneleri, gerçek orkestralarla çekildi ve bu durum sahnelerin otantikliğini artırdı.
Bonus: En Düşük Puanlı
Stardust (2020)
IMDB Puanı: 4.4
Gabriel Range’in yönettiği Stardust, efsanevi müzisyen David Bowie‘nin 1971 yılında Amerika’ya yaptığı ilk ziyareti ve bu deneyimin onun ikonik alter egosu Ziggy Stardust‘ı yaratmasındaki etkisini konu alıyor. Filmde Bowie’yi Johnny Flynn canlandırırken, menajeri Ron Oberman rolünde Marc Maron, eşi Angie Bowie rolünde ise Jena Malone yer alıyor. Film, 2020 yılında San Diego Uluslararası Film Festivali‘nde gösterildi ve eleştirmenlerden karışık yorumlar almıştı. Olumsuz eleştirilerin ilk başında ise filmin Bowie müziklerinin kullanım haklarını alamadığı için, orijinal şarkılar yerine dönemin diğer parçaları ve yeni besteler kullanılması geliyordu. Bir müzik biyografisinde böyle bir eksik, kuşkusuz izleyici tarafından da affedilmedi. IMDB puanı 4.4.