
sekersiz21gun Instagram hesabının sahibi ve Şekersiz 21 Gün kitabının yazarı Özge Bezirci Dikici nasıl sağlıklı beslenebileceğimizi ve şekerden uzak durabileceğimizi anlatıyor.

Hava kirliliği, tarım ilaçları, GDO’lu besinler, stres ve uyku düzeni bozuklukları yüzünden sağlığımızı korumak ve düzeltmek için hepimiz türlü türlü yollar arar ve dener olduk. Ve sağlıklı beslenme sağlıklı yaşamın vazgeçilmezi olduğu için son zamanlarda sağlıklı beslenmeye nasıl geçeriz, bunun en kolay ve sürdürülebilir yolu nedir diye araştırmalar, paylaşımlar, haberler, kitaplar ve hatta makaleler okumaya, sağlıklı tarifler denemeye başladık. Sağlıklı beslenme nasıl olur sorusundan yola çıkarak işin uzmanı Diyetisyen Özge Bezirci Dikici ile yaptığım röportajda konuştuklarımız aslında bunun hiç de zor olmadığını bana bir kez daha gösterdi. sekersiz21gun Instagram hesabının sahibi ve Şekersiz 21 Gün kitabının yazarı Özge Hanım hem Levent’teki muayenehanesinde hem de online olarak kendisinin rehberliğinden yararlanan danışanlarına diyet denince akla gelen bir kibrit kutusu peynir, yağ kaynağı olarak 5-6 zeytin ya da hiç tatlının olmadığı listeler vermek yerine hayatlarına geçirebilecekleri ve sürdürmeye devam edebilecekleri bir beslenme düzeni kuruyor. Amacı ise her zaman sağlıklı yaşam için gerekli motivasyonu vermek ve bu motivasyonu sağlıklı tarifler, günlük hayatınızda sizi zora sokmadan bulabileceğiniz ya da hazırlayabileceğiniz öğünler ve en önemlisi her zaman destek verici güzel sohbetiyle size sağlıyor.
Özge Hanım’la sohbetimizde ilk olarak diyetin yanlış bilinen tanımına açıklık getirdik. Hepimiz diyet denince sıkıcı listeleri, kalori hesaplamalarını, kilo vermeyi, “yağ yeme, havuç fazla karbonhidratlı, onu tüketme,” gibi birçok klasikleşmiş cümleyi düşünüyoruz. Özge Hanım, “Diyet yaşam tarzımızın belirlenmesi, sağlıklı yaşama geçiş diyebiliriz,” şeklinde yaptığı açıklamayla yanlış anlaşılmayı çok güzel özetliyor. “Diyet, sadece yasaklar ya da şunu yiyin, bunu yemeyin değil; aslında öğün ve beslenme düzenimiz demek. Ama insanlar aç kalmak, az yemek, kalori kısıtlaması diye düşünüyorlar. Bizim yaptığımız ise normal sağlıklı beslenme düzeni oluşturmak. Herkesin diyeti yani sağlıklı beslenme düzeni farklı. Bana 10 yaşında gelen danışanım da var. İlla kilo vermek değil hayatını düzene sokmak isteyen ya da hastalıktan dolayı gelen de var. Sadece kilo kaybı olarak düşünmemek lazım. Ve diyet deyince liste olmak zorunda değil. Sözlü de olabilir, kurallar konabilir bir çerçeve şeklinde. Ama diyet çok sıkı, katı bir liste gibi değil de yaşam tarzını değiştirmek üzerine olmalı,” diyerek diyetin liste maddelerinden ibaret olmadığını açıklıyor.
Elbette sağlıklı beslenmeye geçiş bir süreç ve bu süreçte beslenmemize ekleyip çıkarmamız gereken pek çok yiyecek oluyor. Gerçi bizi asıl üzenler sanırım çıkardıklarımız. Ama bu süreçte asla yemememiz gereken şeyler nelerdir diye sorduğumda verdiği cevapla Özge Hanım, bu konudaki endişelerimi gideriyor açıkçası. “Şekersiz 21 Gün’de biliyorsunuz şekeri, yapay şekeri ve paketli ürünleri çıkarıyoruz ama normal bir beslenme düzeninde asla yemeyin diyeceğimiz bir şey yok, porsiyon kontrolü var. Daha az sıklıkla tüketilmesi gereken besinler var. Mesela alkol için haftada bir kadehi geçmeyin diyoruz ya da pizza, hamburger, makarna gibi karbonhidratlı öğünleri haftada birle sınırlayın diyoruz. Aslında porsiyon var; yasak diye bir durum yok.”

Zaten aksi sürdürülebilir olmazdı dediğimde Özge Hanım, “Evet, yani bir ay iki ay yememek şeklinde de tavsiye edenler var ama en fazla bir ay iki ay sürer, üçüncü ayda daha fazla yeme, saldırma hali olur,” diyerek aslında bir besinden uzun zaman uzak kalmanın pek de kalıcı bir çözüm olmadığını açıklıyor ve ekliyor: “Bunu açlık anında her şeyi yemek istemeye benzetiyorum. Yemeyip yemeyip bir anda görünce özlemle saldırırcasına yeme hali oluyor. Yılların alışkanlığı hemen değişmiyor tabii ki. Ama haftada bir kendimize izin verdiğimizde, bu hafta çikolata yiyeyim, pizza yiyeyim ya da alkol tüketeyim deyip yavaş yavaş sıraya koyup o şekilde bir düzen oluşturabiliriz.”
Özge Hanım’ın Instagram hesabında Şekersiz 21 Gün gruplarını sürekli görüyordum. Bu gruplara o kadar çok insan katılıyor, o kadar çok insan övgü dolu şeyler söylüyor ki mutlaka denenmesi gerekiyor diye düşünüyorum. Bir de 21 gün çok uzun bir süre değil ve gördüğüm o ki sonrasında bu sağlıklı beslenme sürecine herkes devam ediyor. Hiç kimse bırakmıyor çünkü herkes ne kadar kolay ve uygulanabilir olduğunu görüyor. Rahatlıkla güzel bir düzen oturtulabildiğini görmüş oluyorlar. Özge Hanım, Instagram hesabına ve Şekersiz 21 Gün kitabına neyin ilham verdiğini şöyle anlatıyor: “Evlendikten sonra eşimle birlikte evde atıştırmalıklar, abur cuburlar tüketmeye başladık. Patates kızartması, paketli ürünler, çikolatalar tüketiyorduk. Daha öncesinde tüketmememe rağmen eşimin alışkanlıkları beni de etkiledi. Evde olunca bir yemiyorsunuz iki yemiyorsunuz, üçüncüde dayanamıyor, yanınızdaki kişiye ayak uyduruyorsunuz. Sonra tam da yılbaşı arifesinde misafirlerin gelip gittiği, yemeklerin çokça yendiği bir dönemde eşime, ‘Eve paketli ürün almayalım. Kendimiz için,’ dedim. Alışkanlıkların değişmesi için gereken sürenin 21 gün olduğunu bildiğim için de, ‘21 gün doğal besinlerle beslenelim bakalım ne olacak, var mısın?’ diye sordum. O da, ‘Varım,’ dedi. Ondan sonra 2.000 takipçili, yeni yeni paylaşım yaptığım sayfamda bunu resmileştirmek istedim, kendimizi motive etmek adına. ‘Biz 21 gün boyunca yapay şeker tüketmiyoruz, eve paketli ürün almıyoruz, sadece meyve, kuru meyve vs. tüketiyoruz, var mısınız?’ diye bir post paylaştım. Bir anda bir sürü mesaj, yorum geldi. Normalde takipçim olmayan insanlar gördü. Beklemediğim olumlu bir tepki yağdı. Biz başladık, başka insanlar da dahil oldu, benden yediklerimi paylaşmamı istediler. Aslında böyle oluştu Şekersiz 21 Gün. Günün sonunda eşim uymadı ama ben devam ettim ve bunun ara ara sayfamda yapmaya karar verdim. İnsanların talebi de bu yönde oldu. ‘Hadi yapmıyor muyuz, tekrar yapalım tekrar başlayalım. Sizinle motive oluyoruz,’ dediler. Tabii kendileri de kuralları biliyor, paylaşıyorum ama başlarında bir kontrol mekanizması olması onlara iyi geldi. Sonra kendi hesabımdan herkes beni bu yüzden takip etmiyor olabilir, sürekli Şekersiz 21 Gün görmek istemeyebilir diye sekersiz21gun hesabını açmak istedim. İlgilenenler oraya gelsin diye. Açtım ve o hesap kendi sayfamı geçti. Takipçileri arttı. Oraya daha fazla emek vermeye başladım. Yiyip içtiklerimiz dışında günün sözü, günün şarkısı, motivasyon cümleleri koydum. Takipçilerimin çok hoşuna gitti. Konu diyetten çıktı, istediğim sağlıklı beslenme motivasyonuna dönmeye başladı. Bu da beni çok mutlu etti. Herkes sayfayı birbirine göndermeye başladı. ‘Sen de yap,’ diye birbirlerini teşvik eder oldular. Fakat sosyal medya geçici bir mecra. Instagram da kalıcı olmayabilir ve yazdıklarımın kaybolmasını istemiyordum. Bunu bir kitap, rehber haline getirmeye karar verdim. İnsanların elinde kalıcı bir şeyler olsun diye. En kötü hiç okunmazsa, satılmazsa elimde bir anı olur dedim ve kitap da böyle doğdu.”