Cenevre Saat Günleri 2022’ye katılan yepyeni saat markası Byrne, 24 saatte bir otomatik olarak değişen hareketli indekslere sahip saatleriyle sektöre yeni bir bakış açısı getirdi.
Byrne çok yeni bir marka, hatta o kadar yeni ki Instagram (@byrnewatch) sayfası bile 15 Haziran doğumlu ama saat tasarımında olgun bir tavrı, güngörmüş, mizah dolu bir bakış açısıyla çok rafine bir havası var.
Ama önce çocukluğundan beri saatleri çok seven sonra yolu antika ve modern saat restorasyonuna uzanan John Byrne ile Paris’e ve üç yıl önce sahnelenen “Apollo” bale gösterimine gidelim. Çünkü Byrne’ın tasarladığı saatin bu bale gösterimiyle derin bir bağı var.
Sahnede koreografisini 1928’de (o tarihte 24 yaşındadır) George Balanchine’in, müziğini ise İgor Stravinsky’nin yaptığı bu neoklasik bale eseri, “Apollo’nun İlham Perileri” adıyla sahnelenmişti. Neoklasik bale günümüzden yüzyıl önce 1920’lerde ortaya çıkmış. O dönemin sanatçıları aşırı romantik sanat eserlerinin baygınlık verici tahakkümüne karşı bir çıkış yolu arıyordu. Çözüm ise tam tersine daha sade, karmaşık ögelerden arınmış, temiz ve minimalist bir tavır geliştirmek oldu. Öyle ki George Balanchine’in oyunun adı bile zamanla değişti ve sadece “Apollo” oldu.
Neoklasik bale de geçtiğimiz yüzyıl boyunca giderek sadeleşti. O dönem Picasso, Chanel, Matisse, Prokofiev ve Stravinsky ile çalışan Balanchine balenin sınırlarını genişletti ve daha özgür bir dans türüne dönüştürdü. Neoklasik tarzın ilk eseri de “Apollo musagetes” oldu. Klasik mitolojide, Musagetes, ilham perilerinin koruyucusu tanrı Apollon’a verilen isimdir. Apollon oyunda üç ilham perisi ile tanışır: Şiir ve ritim tanrıçası Kalliope (simgesi tablet), mim tanrıçası Polymnia (simgesi maske) ve dans tanrıçası Terpsikhore (simgesi lir).
John Byrne gösteriyi izlemektedir; bir sahnede Apollo ve 3 balerin bir araya gelir ve tek bir kişi gibi olur, sonra dağılırlar. İşte bu an John Byrne’a ilham verir 3 yıllık bir uğraşın sonunda 261 parçadan oluşan GyroDial ortaya çıkar: Her gece saat 12’de kadrandaki 3, 6, 9 ve 12 konumundaki dört indeks, Romen rakamları, Arap rakamları veya saati satın alan kimse onun arzusu doğrultusunda seçtiği ısmarlama bir yazı karakteri, rakam veya bir simge ile otomatik olarak değişebiliyor ve bu şekilde kişiye özel tasarımlar da yapılabiliyor.
Ayrıca indekslerin değişmesi için geceyi beklemeye gerek de yok, isteğe bağlı olarak vidalı kurma kolu sayesinde de 4 farklı tür işaret seçilebiliyor, dolayısıyla her saatin 4 farklı yüzü var. Zaten markanın sloganı da bu tarz bir bakış açısını simgeliyor: “Fikrinizi bir anda değiştirin!”
Byrne GyroDial 41,7 mm çapında ve 14,8 mm kalınlığında bir saat, ibreler SuperLuminova kaplı. Saatin, Fleurier’de üretilen kalibre 5555 isimli otomatik mekanizması ve bir yarış otomobiline benzeyen kavisli gövdesiyle elde cilalanmış titanyum kasası La Chaux-de-Fonds’da üretilmiş.
GyroDial 70’lerin monoblok saatlerine bir gönderme yapıyor gibi görünse de çağdaş metalik bir sanat eserinin taze çizgilerine, ışıltılı görünüme sahip ve yakından takip edeceğimiz yepyeni bir saat markasının da müjdecisi.