Yılın futbolcusuna verilen ödüllerin en şöhretlisi, “yeni” sahibini buldu. Hem de arkasında yine birçok soru işareti bırakarak…
1956’dan beri France Football dergisi tarafından düzenlenen Ballon d’Or, futbol dünyasının en prestijli ama bir yandan da en tartışmalı ödülü olmaya devam ediyor. 1995’e kadar Avrupa’da yılın oyuncusunu seçen Fransız menşeli ödül, o günden beri dünyanın tüm ülkelerinden yıldız futbolcuları karşı karşıya getiriyor. Gazeteciler, milli takım teknik direktörleri ve kaptanları tarafından yapılan oylama sonucunda sadece kazanmak değil, sıralamada yer almak dahi unutulmaz bir başarı olarak nitelendirilebilir. Öte yandan 2021’de de yakından tanıklık ettiğimiz gibi kimilerinin hakkının yendiğini düşünmek de gayet olası. Dilerseniz öncelikle, Ballon d’Or tarihindeki bazı “içe sinmeyen” ödüllere şöyle bir göz gezdirelim…
2001 senesinde İngilizlerin parlayan yıldızı Michael Owen’a verilen birincilik, kimilerine göre en ciddi haksızlığı içeriyordu. Zira Liverpool formasıyla FA Cup, Lig Kupası ve Avrupa’nın iki numaralı organizasyonu olan UEFA Kupası’nı kazanırken toplam 24 golle yıldızlaşan Owen, Real Madrid’i gol kralı olarak çok daha yüksek profilli Şampiyonlar Ligi zaferine taşıyan İspanyol golcü Raul Gonzalez’i geride bırakmıştı. 2000’de milenyumun ilk ödülünü kazanan Luis Figo, sonraları birinciliğin aslında Roma’lı Francesco Totti’nin hakkı olduğunu söyleyecek ve ona “2000’de senden Ballon d’Or’u çaldığım için özür dilerim” mesajını yollayacaktı. 1986 senesinde Gary Lineker’i geride bırakan Igor Belanov, 2003’te Thierry Henry’yi geçen Pavel Nedved ve 2010’da Iniesta-Xavi ikilisini mağlup eden Lionel Messi’nin ödülleri de hep bir parça soru işareti yarattı.
Organizasyon tarihinin en başarılı ismi olan Arjantinli süper yıldız Lionel Messi’nin geçtiğimiz hafta kazandığı yedinci Ballon d’Or, bizi yeniden tartışmalı günlere geri götürdü. Öyle ki nice futbolsever, 2020’de pandemi nedeniyle verilmeyen ödülü yüzde yüz hak eden ve 2021’de bıraktığı yerden devam eden Robert Lewandowski’nin birinciliğini arzuluyordu. Polonyalı forvet, Bayern Münih formasıyla gol rekorları kırıp kazanılmadık kupa bırakmadığı kariyerinde bir tek bireysel ödüllerin en büyüğüne el sürmemişti. Ancak yıllar boyu milli takımda başarısız olduğu için eleştirilen Messi’nin gol krallığı ile süslenmiş Copa America şampiyonluğu denklemi değiştirdi. Son ismin yazılı olduğu zarftan yine bilindik sonuç çıkmıştı. Bu sene ilk kez verilen “Yılın Forveti” ödülünü kazanan Lewa ise genel kanıya göre sadece bir mansiyona layık görülmüştü.
Lionel Messi dahi 2020’de verilmeyen Ballon d’Or’un aslında Polonyalı forvet tarafından kazanılması gerektiğini söyledi. Hem de bunu birincilik konuşması için çıktığı kürsüde yaptı. Ancak futbol kamuoyu, 2021’in de şaibeli olduğu konusunda yükselen seslerle doluydu. Örneğin Messi’nin büyük rakibi, kendi de beş kez France Football’un altın topunu elinde tutmuş olan Cristiano Ronaldo, ödülde haksızlık yapıldığını belirten bir sosyal medya postunun altına “Gerçekler” şeklinde yorum gönderdi. Lewandowski’nin takım arkadaşı Thomas Müller, durumu “Tam bir hayal kırıklığı” şeklinde değerlendirdi. Liverpool’un sözünü sakınmayan menajeri Jurgen Klopp ise, “Sahip olduğu kariyerle ödülü Messi’ye her sene verebilirsiniz ancak Lewandowski böyle bir yıl geçirmişken kazanmıyorsa bunu yapmak herkes için daha da zorlaşır” şeklinde görüş bildirdi.
Tabii Messi’nin tarafında saf tutanlar ve ödülün tamamen hak edilmiş olduğunu savunanlar da vardı. Hiç Ballon d’Or kazanmamış en büyük oyuncular arasında gösterilen ve bu şanssız unvanı çoğunlukla eski takım arkadaşı Messi’nin varlığına borçlu olan Xavi’ye göre ortada herhangi bir haksızlık yoktu. Çiçeği burnunda Barcelona teknik direktörü, Arjantinli efsanenin yedinci birinciliğini şu sözlerle yorumladı: “O dünyanın en iyisi ve gelmiş geçmiş en büyük futbolcu. Ben yedinci ödülü bileğinin hakkıyla kazandığına dair herhangi bir şüphe duymuyorum. Muhakkak ki Lewandowski’nin ya da bir başkasının da hak ettiğini söyleyebiliriz. Bu ekseriyetle her sene yapılan bir tartışma ki geçmişte ben ve Iniesta için de benzer şeyler söylenmişti. Ancak zarf açıldığında Messi’nin ismi anons ediliyorsa, bence futbolun adaleti tecelli etmiş demektir.”