30 Kasım–4 Aralık tarihleri arasında Miami Convention Center’da düzenlenen Art Basel Miami Beach, son zamanların en çok ilgi gören sanat fuarlarından biri oldu.
2019’dan bu yana salgın sebebiyle ABD’de fiziksel olarak gerçekleştirilemeyen Art Basel, Miami Beach ayağıyla ülke sınırlarına tekrar dönmüş oldu. Bir dolu Covid-19 önlemiyle Miami Convention Center’da düzenlenen Art Basel, dünya genelinde uzun zaman sonra en çok ilgi gören sanat fuarlarından biri oldu. Uzun soluklu bir aranın ardından fiziksel olarak düzenlenen fuar Covid-19 önlemleri kapsamında birtakım kısıtlamalara ve hatta Omicron varyantına rağmen ziyaretçi akını ve güçlü satışlarla canlı bir şekilde gerçekleştirildi. 36 ülkeden önde gelen 253 galerinin katıldığı Art Basel Miami Beach resim ve heykelden, fotoğraf ve dijital medyaya kadar çeşitli sanat disiplininden eserleri sanatseverlerle buluşturdu.
Bu yıl 60 bin kişinin ziyaret ettiği Art Basel Miami Beach’in katılımcı galerilerinden 44’ü de ilk defa katılım gösterdiler. Bu yeni galeriler arasında Afrika’dan ise katılım gösteren 4 yeni galeri vardı. Yeni katılımcılarıyla birlikte fuarın her zamankinden daha çeşitli olduğunu söylemek mümkündü. Çeşitliliğin artmasında ise Art Basel ve Seçici Kurul’un katılımcı galerilere getirdiği başvuru şartlarındaki gevşetmenin payı büyüktü. New York’tan The Metropolitan Museum of Art, Los Angeles’dan MOCA önde gelen galerilerden olurken Türkiye’den Füsun Eczacıbaşı’nın kurduğu SAHA Istanbul dikkatleri çeken galeri oldu.
Art Basel Miami’nin 2019 edisyonunda İtalyan sanatçı Maurizio Cattelan’ın “duvara bantlanmış muz” çalışmasını garipseyenler için bu senenin benzer hissi veren eserleri ise NFT’ler olabilirdi, zira son zamanların popüler sanat ürünlerinden NFT de fuarın çok konuşulanları arasındaydı. Kripto para Tezos sponsorluğunda düzenlenen “Humans+Machines: NFTs and the Ever-Evolving World of Art” başlıklı sergiyle fuarda ilk kez bir interaktif NFT sergisi düzenlendi. Sergide ziyaretçiler yapay zekâ teknolojisiyle kendi portrelerini üretmeyi deneyimlediler. Daha sonra bu portreleri NFT formatına çevirerek Tezos blok zincir ağı üzerinden elde ettikleri NFT’yi alabildiler. Projenin fikir babası ise Alman sanatçı Mario Klingemann. NFT’nin fuar alanında yer kaplamayan gelenekselin dışındaki varlığı ise önümüzdeki fuarlarda dijital sanatın nasıl şekilleneceği sorusunu da akıllara getirdi.
Moda dünyası da bu sene fuarın çeşitliliğini artıran ayaklardan biriydi. Loewe, Saint Laurent ve Fendi gibi pek çok lüks moda markası, sanatseverlerin yanı sıra moda tutkunlarını da fuara çekti.
Es Devlin’in Chanel No.5’in 100. yıldönümünü kutlamak için tasarladığı “Five Echoes” adını verdiği büyük çaplı dairesel heykel çalışması ışık, renk ve ses özellikleriyle sinestetik bir deneyimle sanatseverleri ağırladı.
Çeşitliliğin bu sene daha fazla olduğu fuar için yapılan yorumlardan biri de keşfedilecek sanatçı isminin de daha fazla olduğuydu. Zengin dokulu renkli tablolarıyla Rele Galeri’den Nijeryalı sanatçı Marcellina Akpojotor bu genç isimlerden biriydi örneğin.
Amerikalı sanatçı vanessa german’ın broş, mavi cam bardak ve oyuncak bebek ayakkabıları gibi çeşitli vintage parçalardan yarattığı nkisi nkondi mistik heykeli de keşfedilmeyi bekleyen ilginç sanat eserleri arasındaydı. (Nkondi, Kongo halkının yaptığı mistik heykellere verilen yerel ad.)
Geçtiğimiz sene 50. yıldönümünü çevrimiçi edisyonla kutlayan Art Basel Miami Beach’in bu seneki edisyonu artan galeri sayısı, çeşitlenen sanatçı yüzü, moda ve müzik dünyasından yüksek katılımı ve en çok da öne çıkan NFT bölümüyle pandemi sonrası renkli bir sanat etkinliğine imza attı. Görülen onlarca sanatçı ve eser sonrasında akıllarda kalan en büyük soru ise salgın sonrası ivme kazanan dijitalleşmeyle birlikte kültür sanat dünyasını nasıl bir değişimi beklediği oluyor…